Not for money перевод на турецкий
1,407 параллельный перевод
It's not for money.
Para için değil.
"Not for gold or money but for the Jade Buddha"
Altın veya para için değil, Yeşim Buddha heykeli için.
I'd just as soon not go to Macy's, buy her a coat... pay for it with the money you made giving some loser a good time.
Ben sadece en kısa sürede Macy's gitmek istemiyorsanız ona bir ceket satın almak... para ile ödeme yaptığınız Bazı kaybeden iyi bir zaman veriyorum.
Girls who look like her do not fuck guys that look like him... unless it's for coke, money or fame.
Onun gibi kızlar bunun gibi biriyle yatmaz. İşin ucunda kokain, para ya da şöhret olmadığı sürece.
First, we owed some money, and then we saw something... and we've been hiding for a while, pretending to be something that we're not.
Önce biraz para borç aldık, sonra bir şeye tanık olduk... ..ve bir süredir olmadığımız insanla r gibi yaşayarak, ..saklanıyoruz.
I think I've got my money on you, Verchota. You got a hot date in an hour, but you're not looking too good for that right about now, are you?
Önemli bir randevun var, ama şu anda bunu yapacak halde değilsin, değil mi?
Anyway, since I'm not here to ask for money... I don't know what else to say... except to thank you so much... for your hospitality... and see you around the burg.
Neyse, para istemek için burada olmadığımdan başka ne diyeceğimi bilemiyorum ama misafirperverliğiniz için teşekkür ediyorum ve görüşmek üzere diyorum.
And so I brought them here and I sold them for, you know, not much money, but I sent it back to him, the money.
Ve ben onları buraya getirdim Ve sattım Şey için, biliyosun, Çok para değil, ama ben ona geri yolladım, parayı.
I'm not gonna forget about you, or the way you looked out for me when we was growin'up. I'm not gonna let you convince me I'm fuckin'this money away.
Bana her zaman göz kulak oldun, ama bu paranın içine etmeyeceğim.
Whether this money even reaches the grassroot level whether the common man benefits or not from their resolutions are they not responsible for that as well?
Halktan vergileri toplamanın dışında insanların refahından ve problemlerin çözümünden de onlar sorumlu değiller mi?
I'm not looking for money.
Para istemiyorum.
It is not an inevitable fate for me have more. Money which have been part of me.
Benim onlardan daha fazla şeye sahip olmam kaçınılmaz kader değil.
Yes, well, not for my money.
Benim için öyle değil.
They're insane they're not doing it for money and recently... they've turned your case into an online game
Bu adamlar manyak. Bu işi para için yapmıyorlar. ve sonra...
But Hee-chul had a fit for not seeing any of the money.
Ama, biliyorsun Hee-chul para alamayınca ufak çaplı bir kriz geçirdi.
Why not take some money for your work?
Neden yaptığınız işten biraz para kazanmayasınız?
All for love and not a little money.
Her sey ask ugrunaydi, para için degil.
- I'm not racing for money
- Para için yarışmıyorum
Not Just for the money.
Sadece para için değil.
It's like winning the lottery and not knowing what money is for.
Piyangoda para kazanıp paranın ne işe yaradığını bilmemek gibi.
My money is not for charity.
Ben parayı hayır işleri için kazanmıyorum.
I'm not in this for the money, Vince.
Bu işi para için yapmıyorum Vince.
And besides, it's not a good time for me to be spending money.
Ayrıca şu sıralar para harcamak için pek de iyi bir zaman değil.
Well, this may not be a big selling point... ... but I have no money for rent.
Ehh aslında bu başlangıç noktam değil ama,
Well, obviously I'm good for the money! I'm not some sort of con-artist!
Pekala, gerçekten zamanı gelince param olacak, ben vadesi dolmuş bir oyuncu değilim.
This money was left there for us to find. Yeah, it's not stealing so long as we make an honest effort... to find out who it belongs to.
Evet, dürüst bir şekilde paranın kime ait olduğunu bulmaya çaba harcarsak, çalmak olmaz.
But I shall return to the Arctic, not for the money or the fame, but for Biggy Shackleton, whose icy encounter with Black Frost left him crushed and lifeless, like crisps under bison.
Ama yakında kutuplara döneceğim. Para ya da şöhret için değil. Biggy Shackleton'u öldüren "kara buz" ile soğuk bir hesaplaşma yapmak için.
- I did not marry for money.
- Para için evlenmiyorum.
Look, I don't have the money to pay for this and I am not walking out on the cheque!
Bak, hesabı ödemek için param yok ve buradan da sıvışamam!
His mother got him started on that, and it was always for money, not love.
Bunu annesinin zoruyla yapmış ve her zaman para içinmiş, aşk için değil.
You did a great job for me, and, uh, it was terrific, but, uh, I'm not giving you the money.
Benim için harika bir iş çıkardın ve mükemmeldi, ancak sana parayı vermiyorum.
I'm not asking you for the money!
Senden para istemiyorum. Tanrım.
You're looking for money, why not come to me?
Para istiyorsan neden bana gelmedin?
It's a Iot of money for not much shirt.
Çok fazla para bu.
And how, in all good conscience, can I, as chairman of this subcommittee... authorize any more above-the-line overtime... when it's clear enough from the data in front of me... that that money is not gonna go to line officers, or working detectives... but is being used to pay for drivers and clerical and...
... ve bu komitenin başkanı olarak nasıl bir vicdanla daha fazla mesai yapmalarına izin veririm. Önümdeki verilere bakarak çok açık bir şekilde bu paranın çalışan dedektif ve polislere gitmediğini görüyorum. Bu paranın sürücülere ve kırtasiye masraflarına gittiğini görüyorum.
That's easy for you to say when it's not your money.
Kusura bakmayın ama para sizin olmayınca bunu söylemesi kolay.
There's no point in killing someone if I'm not going to receive money for it, you see.
Eğer ödeme yoksa, ölen insan da yok.
You are takin'this money, and I'm not takin'no for an answer.
Bu parayı alıyorsun. "Hayır" ı bir cevap olarak kabul etmiyorum.
As I've determined that Mam's Law does not prescribe any punishment for stealing money
Gördüğüm kadarıyla, Hanımın Kanunu para çalınmasına özel bir ceza belirtmemiş.
No, not for double the money, please
Onu götüreceğim. Hayır, para için vermeyin onu.
You know, hungry in a lot of ways... not just for money, not just for fame... but he was hungry for experience, for getting out, for doing it... for seeing what was out there, seeing who he could be.
Yani, birçok anlamda açtı... sadece paraya ve şöhrete değil... deneyime açtı, yeni yerler görmeye, bir şeyler başarmaya... olup biteni görmeye, kim olacağını anlamaya açtı.
And I'm not in it for fame or money or anything like that.
Ve burda olmamın nedeni ün, para ya da buna benzer bir şey değil.
No, I've not done this for money.
Hayır, bunu para için yapmadım.
My hope is that the Fair will not only raise money for the Drama Club... but also, kind of, foster a spirit of togetherness... among the multicultural community here at Roxbury.
Umuyorum ki bu organizasyon sayesinde para biriktirmekle kalmaz... aynı zamanda, Roxbury'deki bu çok kültürlü topluluk arasında... bir birlik ve beraberlik havası yaratmaya da vesile olurum.
'Cause I'm not playing this game... not for any amount of money!
Çünkü ne kadar para olursa olsun ben bu oyunu oynamıyorum.
I'm not working Christmas for no fucking money, Dennis.
Noel'de Allah'ın cezası para için çalışmıyorum Dennis.
There's not enough hours in a day for me to make enough money
Taşınma masraflarını karşılamam için...
Make pocket money for yourself, sleep with one guy and not the other... Ah, Istanbul's a dream!
Onunla yatacağım, bununla yatmayacağım!
- I'm not looking for money.
- Ben para istemiyorum.
If you follow the money here it's not so much that Halliburton wanted a war so they told Dick Chaney to go get one for them.
Eğer parayı takip ederseniz, Halliburton firmasının Dick Chaney'e gidip onlar için bir savaşa çıkmalarını istedikleri bilgisine ulaşamazsınız.
You said you were in it for the music, not the money.
Bu işe para için değil, müzik için girdiğini söylemiştin
not for sale 39
not for me 755
not for long 420
not forever 58
not for everyone 22
not for you 342
not for nothing 87
not for a while 87
not for 69
not for the moment 17
not for me 755
not for long 420
not forever 58
not for everyone 22
not for you 342
not for nothing 87
not for a while 87
not for 69
not for the moment 17