Novice перевод на турецкий
333 параллельный перевод
Not possible. There's no way this novice could endure that level of overwhelming loneliness.
Bu çaylağın o seviyede bir yalnızlığın verdiği yükü kaldırması imkansız!
This is my novice time.
Bu benim acemilik dönemim.
You mean you wish to train as a novice? - No, Sir King.
Diğer şövalyelerle birlikte mi çalışmak istiyorsun?
McCoy has shown too much experience and punching power for Bender, who is a comparative novice.
McCoy, Bender'e oranla tecrübesini ve yumruklarını çok iyi konuşturdu, Bender bir acemiden farksızdı.
He's a novice.
O bir acemi.
For the six months that you're a postulant... and the year as a novice... we may not speak to each other except in matters of work.
Altı ay boyunca bir hemşire adayısın... yıl boyunca da acemi olacaksın... İş dışında birbirimizle konuşamayabiliriz.
Since tomorrow is the day of vesture... when you receive the habit of a novice... we must talk today about detachment.
Yarın kıyafet günü olduğu için... bir acemi gibi davranırsanız... ayrılma konusunu şimdiden konuşmalıyız.
We call her the Novice.
Ona "çaylak" diye sesleniyoruz.
I am very sensible of the honors that you are doing me, sir and ladies and you, my little novice.
Bana vermiş olduğunuz bu şeref beni çok etkiledi efendim bayanlar ve küçük öğrenci.
Only a fresh-faced novice would come up with a conclusion like that.
Sadece yeni yetme bir çaylak böyle bir sonuca varabilirdi.
Until you are initiated, you will wear the habit of a novice.
Kabul törenine kadar rahibe adayı kıyafeti giyeceksin.
What a gas! Bet she's no novice When it comes to converting all in her see.
Bölgesindekileri iknada hiç acemi olmayacağına eminim.
Sister Martha and the novice.
Rahibe Martha ve rahibe adayını.
Sir, it seems you're a novice in the boxer world!
Beyim, sanırım Buralarda çok yenisiniz!
I'm just a novice.
Daha yeni, biraz öğrendim.
The second time, when I told a novice, who was reading "The Seven Joys of the Holy Virgin", to throw that book away and read books about the lives of our Holy Fathers.
İkinci yargılanma nedenim : "Kutsal Bakire'nin Yedi Mutluluğu" nu okumakta olan bir rahibe adayına, bu kitabı atmasını ve Papa'nın hayatı hakkında kitaplar okumasını söylememdi.
An experienced navigator knows to look at for the sea and the wind e to calculate where it will be from there to one hour, a novice, not.
Tecrübeli bir seyir subayı denize baktığında rüzgarın yönünü ve hızını tespit edip, hedefe varış zamanını tahmin edebiliyordu. Tecrübesiz birisi içinse bu çok zordu.
A novice who flirts with an excommunicated heretic, who is guilty of the murder of a holy man, Bishop Doloso.
Flört eden bir rahibe adayı, aforoz edilmiş bir kafirle bir din adamının, Piskopos Doloso'nun cinayetinden sorumlu olan adamla birlikte.
" In the name of the most reverend Father Onorio de Mendoza, I officially inform Lucita de Fuentes, novice in the convent of Saint Valentine, that the Inquisition will try her on November 23.
Pek muhterem Peder Onorio de Mendosa'nın namına sanığa resmen bildirim ki, Lucita de Fuentes Aziz Valentin manastırından rahibe adayı Engizisyon tarafından 23 Kasım günü yargılanacaktır.
You did that very well, dear, considering you're only a novice.
Hâlâ çalışıyor. Acemi olduğunu düşünürsek gayet iyiydin canım.
He did surprisingly well for a novice but then he comes from good stock.
Bir çırak olarak şaşırtıcı derecede iyi iş çıkardı fakat öyleyse iyi bir aileden geliyor.
For weeks, mysterious essences are rubbed into each novice's scalp.
Her rahip ve rahibe adayının kafa derisine haftalarca gizemli özler sürülür.
This certainly was the case for this novice pilot and his friends.
Bu, özellikle acemi pilot ve arkadaşları için geçerli.
Don't laugh, he's only a novice
Gülmeyin, o acemi sadece.
So, you're not a total novice...
Pekala, o kadar da acemi değilmişsin....
Not talking to a novice, I'm a professional fishing on the high seas.
Bir çaylakla konuşmam, ben uluslararası sularda profosyonel bir balıkçıyım.
I know I'm a novice drinker, but I've only had one since I got here.
Acemi olduğumun farkındayım ama burada bulunduğum süre boyunca sadece bir tane içtim.
- The Major's no novice.
- Binbaşı acemi değil.
It was unwise to replace a professional sailor like Mr Fryer with a relative novice?
Elbette, Mr Bligh, profesyonel bir denizcinin yerine Bay Fryer gibi... nispeten acemi birini getirmek akılsızcaydı değil mi?
Fletcher Christian could hardly be called a novice, sir.
Fletcher Christian'ı acemi olarak nitelendirmek biraz güç, efendim.
How many times have I told you and your fellow novice that menstruation is natural and not to be ashamed of?
Sana ve çırağına kaç kere söyledim, adet olmanın son derece normal ve utanılması gerekmeyen bir şey olduğunu?
Hannibal, any novice could stall her until B.A. and Frankie find the girl.
Hannibal, her çaylak, B.A. ve Frankie kızı bulana kadar onu oyalayabilirdi.
I'm just a novice, remember?
Ben daha çaylağım unuttun mu?
- What better excuse can we give them but that one of our order, albeit a novice, publicly insults one of them?
Ellerine, tarikatımızdaki çömez bir papazın, herkesin ortasında onlardan birini aşağılamasından daha iyi ne gibi bir koz verebiliriz ki?
This is my novice, Adso the youngest son of the Baron of Melk.
Bu benim çömezim, Adso Melk Baronu'nun en küçük oğlu.
This is my young novice, Adso of Melk.
Bu benim genç çömezim, Melk'li Adso.
Who do you think you're traveling with, a fucking novice?
Karşında bir çaylak mı var sanıyorsun?
He was no novice to the life of crime.
Suçlu hayat tarzına hiç yabancı değildi.
Theyoung novice is SisterYvonne.
Genç acemi Rahibe Yvonne.
- I feel like a blundering novice.
- Budala gibiyim sanki.
As a novice, he was taken for initiation.
Daha acemiyken kabul törenine alındı.
Difficulty level, novice.
Zorluk derecesi, acemi.
She is what we call a novice.
O acemi dediklerimizden biri.
You've got it all wrong! He seems to be a novice!
Herşeyi yanlış hesaplamışsın!
Some novice! - He's the author.
- O oyunun yazarı.
Should I ride with my novice robes rolled up on my thighs?
Atın üstünde rahibe adayı kıyafetiyle daha mı hoş olurdum?
And you're taken like a novice.
Sense tam bir acemi gibi davranıyorsun.
He thought it'd be a great idea, great fun to pour water on this young novice's mattress.
Bu rahip adayının yatağına su dökmeyi çok iyi bir fikir, çok komik bir şey olarak gördü.
As a novice, you have the right to sit back, survey the board, take yourtime.
Bir acemi olarak, arkaya yaslanarak oyunu incelemeye hakkın var.
I played in a novice tournament on the holodeck.
Sanal Güverte'de bir başlangıç turnuvası oynadım.
He is a novice.
Henüz acemi.