Nursing перевод на турецкий
1,961 параллельный перевод
I thought maybe kutner was home nursing the rib you broke when you elbowed your way in for credit on the last patient. good.
Ve, iyiymiş.
Nursing supervisor to second floor, please.
Sorumlu hemşire ikinci kata lütfen.
The nursing home, what is it?
Bu huzurevi de nesi?
Near the nursing home, he found even smaller. His happiness was complete.
Huzurevinin yakınlarında aynısının biraz daha küçüğünü bulunca mutluluğu tamamlanmış.
Anything a nursing student can handle.
hemşirelik öğrencilerinin bile yapabileceği benzer işler.
How come you never went to nursing school or became an MD or something?
Niçin, bir hemşirelik okuluna gitmedin veya sağlık uzmanı gibi bir şey olmadın?
I can't get by on nursing.
Hemşirelikten yeterince kazanamıyorum.
It's not very clear when we look at your career, if you passed your nursing degree or if you were just starting?
Özgeçmişinizde çok da net olmayan bir konu var. Hemşirelik diplomanızı aldınız mı? Yoksa sadece üniversite eğitiminizi yarıda mı bıraktınız?
What did you do when you left nursing school?
Okulu bıraktıktan sonra ne yaptınız?
And you don't regret quitting nursing?
Peki, hemşire olmadığınıza pişman mısınız?
A nursing job.
- Hastabakıcılık.
Yeah, no, I'm still nursing, so I just don't wanna hurt the baby.
Bebeğe zarar vermek istemiyorum. Bebeğime zarar vermek istemiyorum. Doğru.
I was holding the baby. I was nursing her.
Onu emziriyordum, televizyonu açık bıraktım.
Mrs. Brügge, my neighbor, used to help me, - but she is in the nursing home now -
Bayan Brügge, komşum, bana yardım ederdi. Ama artık şehirde özel hemşirelik yapıyor.
Look, nursing is easy. Really? Yeah.
- Sadece işe gidersin, insanlar gelir ve onları iyileştirirsin.
You want him nursing that kind of grudge with ojai shares in h pocket?
Bu çocuğun Ojai hisselerini bu kinine alet edeceğini düşünmüyormusun?
No, I don't want him nursing any kind of grudge, which is why I've worked up a severance package.
Hayır, hiçbir kinini buranın aleyhine kullanmasını istemem, işine son verme dosyası üstünde çalışıyordum.
One woman who was up nursing her child saw a carriage wheel past late in the night.
Diğerleri yapma mıymış?
They have nursing rooms indoors there - all you need.
İçeride hemşireleri bulabilirsiniz. İhtiyacınız olan her şey orada.
- There are nursing facilities in there.
- İçeride hemşire hizmeti var.
We even called his nursing school.
Hemşirelik okulunu bile aradık.
We double-Checked everything, Even called the nursing schools again.
Her şeyi iki kez kontrol ettik tekrar hemşire okullarını bile aradık.
Forced overtime for the nursing staff is now over.
Hemşirelerin mecburi mesaisi sona erecek.
Nursing a hangover from that party. Can anyone verify that?
Partinin sarhoşluğunu üzerimden atmaya çalışıyordum.
I decided not to mention that Daisy was the real reason, we had to spend the next weeks nursing the elderly, and focused on the positives.
Önümüzdeki üç hafta boyunca yaşlı insanlara bakmak zorunda olmamızın asıl sebebinin Daisy olduğunu söylememeye karar vermiştim. Bu yüzden de olumlu şeyleri vurguluyordum.
Are you saying you're going to put me into a nursing home?
Beni bakımevine mi koyacaksın?
First year nursing Queens community.
Hemşirelik camiasındaki ilk senem.
All Saints Hospital and it's myriad subsidiaries do in no way endorse 80-hour weeks from its nursing staff.
Tüm Saints Hastanesi ve onun sayısız ortakları hiçbir şekilde hemşire personelinin haftada 80 saat çalışmasını onaylamaz.
Someone's nursing a badly-infected wound.
Kötü enfeksiyon kapmış, birisi bacağıyla ilgilenmiş.
First year nursing Queens community.
Hemşirelikteki ilk senem.
Why would my nursing student flush a man's ear down the toilet?
Neden öğrenci hemşirem bir adamın kulağını tuvalete atsın ki?
I got into nursing because I want to help people, and I'm afraid that I'm just slowing you down.
Hemşireliği seçtim çünkü insanlara yardım etmek istiyordum ve korkarım sizi yavaşlatıyorum.
First year nursing.
Hemşirelikteki ilk senem.
Lucille Marinovich comes in a couple of times a month from a skilled nursing facility.
Lucille Marinovich : Ayda birkaç kez bakım ve rehabilitasyon merkezinden buraya getiriliyor.
I got into nursing because I wanna help people.
İnsanlara yardım etmek için hemşireliği seçtim.
Your tough nursing act may work with your patients, but not on me.
Sert hemşire ağızların hastalarına sökebilir ama bana sökmez.
I'll be sitting in a nursing home going :
Ardından huzurevinde oturup :
Mrs. Schuester, I appreciate your interest in the nursing position... but your previous experience is limited to folding hand towels.
Bayan Shuester, hemşirelik pozisyonu ile ilgilenmenizi takdir ediyorum ama sizin geçmiş deneyimleriniz, havlu katlamakla sınırlı.
- St. Ignatius nursing home was having a tag sale.
- St. Ignatius bakım evi mallarını satıyordu.
The truth is, I'm going back to school to get a nursing degree. There's no money in money anymore.
Gerçek şu ki, okula tekrar dönüp hemşirelik diploması alacağım.
Oh, I was supposed to go visit my grandfather... at the nursing home, but I can easily cancel.
Benim aslında dedemi ziyarete gitmem gerekiyor kendisi huzur evinde. Ama kolayca iptal edebilirim.
I am the Chief Nursing Officer here.
Bu hastanenin baş hemşiresiyim.
Mr Sharp, this is Christina Hawthorne, our Chief Nursing Officer.
Bay Sharp, bu Christina Hawthorne, baş hemşiremiz.
Marshall just put a bull's-eye on your back and my entire nursing staff.
Marshall senin ve tüm personelin arkasına hedef tahtası koydu.
We are not talking about your little sleep-overs with the nursing students, David.
Senin stajyer hemşirelerle küçük kaçamaklarından bahsetmiyoruz David.
The Tucker Tigers are nursing their wounds as they face the end of their season.
Tucker Tigers kötü yara aldılar ve onlar için sezon bitti.
Mother's in a nursing home, but no wife, no kids.
- Annesi bir ev hemşiresi, karısı yok, çocukları yok.
She owns nursing homes, juvenile centers- -
Baldızınızın bakım evleri ve çocuk merkezleri var.
Is where I'm nursing Kitty through chemo.
Kemoterapi gören kızım Kitty'e bakıyorum.
She and don are going to the nursing home To visit his mother.
Don'la birlikte huzurevine gidip annesini ziyaret edeceklermiş.
Her son is in a nursing home.
- Oğlu huzurevinde yaşıyor.