O'hare перевод на турецкий
300 параллельный перевод
If only I could go live with the Hare Krishna people.
Keşke gidip o Hare Krishna'cılarla birlikte yaşayabilsem.
- That was Hare's end.
- O Hare'in işiydi.
Or there's the March Hare in that direction.
Ya da Mart Tavşanı var. O da bu tarafta.
A hare dish for three then.
- O zaman 3 kızarmış tavşan.
- Robbie O'Hare.
- Robbie O'Hare.
That's not a hare, that's a rat. - A rat?
O bir tavşan değil, fare.
So she decided to occupy the hare's home.
O da Tavşan'ın evine yerleşmeye karar verdi.
From that time on, the rooster and the hare began to live together.
O günden sonra Horoz ile Tavşan hiç ayrılmadılar.
- She's a hare.
- O bir tavşan.
leaving Chicago's O'Hare Airport at 8.15am on 18 August.
18 Ağustos'ta sabah 8 : 15'de Şikago O'Hare Havalimanı'ndan kalkıyorsunuz.
I mean I'm Sharon O'Hare.
Yani, ben, Sharon O'Hare.
Well, in that direction, there's a Hatter, and in that direction, there's a March Hare.
Pekâlâ, o tarafta bir şapkacı var. Ve bu tarafta bir Mart Tavşanı var.
Right now, 75 at the lakefront, 74 at Midway, 73 at O'Hare.
Tam şu an, sıcaklıklar göl kıyısında 75, Midway'de 74, O'Hare'de 73.
We are approaching Chicago's O'Hare International Airport.
Chicago O'Hare Uluslararası Havaalanına yaklaşıyoruz.
There's a pre-paid ticket waiting for you at O'Hare.
O'Hare'da önceden alınmış bir bilet bekliyor seni.
Hon, you wouldn't believe the traffic over O'Hare tonight.
Canım, O'Hare'da ki trafik inanılmazdı bu akşam.
Mid-Central flight 909 to Chicago O'Hare has been delayed.
Chicago O'Hare'e gidecek 909 sefer sayılı uçak gecikmeli.
Traffic is resuming at O'Hare field shortly.
O'Hare havaalanında uçuşlar kısa bir süre sonra tekrar başlayacak.
If you're traveling in the downtown area tomorrow, traffic is gonna be murder... from O'Hare all the way into the Loop.
Yarın şehir merkezine gidecekseniz, trafik yol boyunca berbat olacak.
They're airborne.
Uçaktan indiler. O'Hare'e gitsek iyi olacak.
I have to get to O'Hare as fast as I can.
Mümkün olduğu kadar çabuk O'Hare'e gitmek zorundayım.
- O'Hare, please.
O'Hare lütfen.
Who recalls the fable of the tortoise and the hare- - the swift yet lazy little cottontail and his slow but determined companion?
Kaplumbağa ile tavşan hikayesini hatırlayan kim o hızlı olmayan tembel küçük tavşan ve yavaş ama arkadaşlarını iyi seçen?
He's a Hare Krishna.
O bir Hindu.
- One was a headhunter that I met at O'Hare Airport in Chicago...
- Biri Chicago O'Hare Havaalanı'nda tanıştığım bir kafa avcısıydı.
Now, we're taxiing in. She says welcome to O'Hare International Airport.
Yere yakın uçarken de bize "O'Hare Ulusal Havaalanı'na hoşgeldiniz." diyor.
I am that hare.
Ben, o yabani tavşanım.
What's your problem, O'Hare?
- Ruettiger, oyuna dön. - Derdin ne O'Hare?
One of the players going into the game is Jamie O'Hare.
Oyuna girenlerden biri Jamie O'Hare.
O'Hare was heavily recruited throughout the country several years ago.
O'Hare'in birkaç yıl önce ülke çapında peşinden çok koşulduğunu hatırlarsınız.
- Killer chase, though. - The best. - We'll never see that rabbit again.
Katil hala peşinde - evet o tavşanı bi daha bulacağımızı sanmıyorum - o tavşan değil, Hare
O-210 liters, and hare traction on the left leg.
Oksijen 2 litre, sol bacağında kemik kısalması.
- Picked him up at O'Hare.
Havaalanında yakaladık.
My little respite ended two months later... when I was captured by Lieutenant Bernard B. O'Hare, American 3rd Army.
Küçük tatilim iki ay sonra Amerikan üçüncü ordusundan Teğmen Bernard B. O'Hare tarafından yakalandığımda sona erdi.
O'Hare seemed to take all the things I said rather personally.
O'Hare söylediğim tüm o şeyleri kişisel algılamıştı.
It's like the O'Hare of emergency rooms.
Acil Servislerin havaalanı gibi.
Only she would send a post card from O'Hare.
Sadece o havaalanından kart yollar.
- No, I'm on the Congress-O'Hare line.
- Hayır, Kongre-O'Hare hattı.
O'Hare Airport.
O'Hare Havaalanı.
O'Hare Maintenance.
O'Hare Bakım.
O'Hare is yours.
O'Hare senin.
Vista del O'Hare.
Havaalanı manzaralı.
Would you say, " that tortoise won against the hare.
Ama bir bahiste, " O kaplumbağa bundan sonraki yarışları da kazanacak,..
I need two tickets tomorrow, O'Hare to Los Angeles.
- Los Angeles'a iki bilet lütfen.
Sam, we're at O'Hare.
Sam, O'Hare'dayız.
She tried to catch up with you at O'Hare, but she missed you.
O'Hare'da sana yetişmeye çalışmış ama yetişememiş.
- Corinna's mother's at O'Hare.
- Corinna'nın annesi O'Hare'deymiş.
At O'Hare, my best friend was a fifth.
O'Hare'de, benim en iyi arkadaşım beşinciydi.
You wake up at O'Hare.
Bir uyanıyorum o'Hare'dayım.
The two nearest airports are Grand Rapid and O'Hare.
İki seçeneğimiz var, ya Grand Rapids hava alanına ineceğiz... yada O'Hare a geri döneceğiz.
- O'Hare may be five minutes.
- O'Hare, 5 dakika.