Offended перевод на турецкий
2,324 параллельный перевод
- Are you offended by my body?
- Vücudumdan tiksiniyor musun?
I hope I haven't offended you, sir?
Hoş geldiniz, efendim.
said he was offended we assumed one of his men was dirty, wanted to handle it in-house.
Adamlarından birini suçladığımız için savunmaya geçti. İşi, kurumun içinde ele almayı önerdi.
She's offended?
Ne oldu? Alındı mı?
You wouldn't be offended ff I got a second opinion, would you?
İkinci bir görüş alsam gücenmezsiniz değil mi?
I'm actually really offended by this because I have paid for a lot of things that you're not even acknowledging.
Çünkü sizler farkında olmasınız da bir çok şeye para ödedim ben.
And you've heartily offended her.
İstemeyerek de olsa onu kırdın.
I do hope you do not feel offended, my dear.
Umarım gücenmiyorsundur, canım.
Huh. I'm sorry if we've offended you. I- -
Sizi rencide ettiysek üzgünüm.
Please don't get offended.
Lütfen üzerine alınma.
Don't be offended, this guy is not usually like this.
Şule kusura bakma. Bu adam böyle değildir. Gerçekten bir haller oldu.
You once said that if you truly offended my honour, then you would happily pay the price.
Eğer bana saygısızlık ettiysen, sonuçlarına severek katlanacağını söylemiştin.
How have I offended your honour?
Nasıl saygısızlık etmişim ki?
So... and the first time it went, it was like... 'Easy, big fella.' And the asshole got offended, saying,'that's my job!
böylece- - ilk sefer olduğunda, şöyleydi...'sakin ol, büyük dostum.'bu arada kıç deliği gücenmişti, " bu benim işim!
I'm sure Sir Sadlygrove would be offended if we intervened in his fight. Kamate!
Eminim ki işine karışırsak Sör Percedal aşağılanmış hisseder.
They get highly offended.
Çok alıngandırlar.
I'm... I'm offended, truly.
- Çok kırıldım.
Well, be offended.
- Kırıl zaten.
How have I offended?
Sizi neden küstürdüm?
I've offended you, no doubt.
Tamam şüphe yok ki sizi kırdım.
Don't be offended by this,
Dinle dostum bu durum seni rahatsız ediyor, biliyorum.
- Have I offended you in some way?
- Sizi istemeden kırdım mı?
Just so I know whether or not to be offended,... define "situational awareness".
Sadece bana laf gelip gelmediğini anlamak için soruyorum, durumsal farkındalığı tanımlar mısın?
I'm offended, Dylan.
Alındım şimdi, Dylan.
Well, anyway, Time became quite offended and stopped altogether.
Neyse, Zaman çok gücendi ve toptan durdu.
Are offended for I have rejected your offer?
Teklifini reddettiğim için rahatsız mı oldun?
Mike is offended by a word in the next story.
Mike hikayedeki bir kelimeden dolayı rahatsız olduğunu söylüyor.
He's offended.
Rahatsız mı olmuş!
I hope I have not offended you in any way.
Umarım sizi gücendirmedim.
About the boy who offended my father.
Babamla alay eden çocuk.
I hate the boy who offended my father.
Babamla alay eden o çocuktan nefret ediyorum.
The Countess sat down, and she was offended. Well, you know...
Kontes çöktü kaldı, kırılmıştı.
The secrets of a proud and offended woman.
Kibirli ve kırgın bir kadının sırları.
Please, forgive me if I offended you.
Lütfen, seni kırdıysam, beni bağışla.
I will not be offended.
Alınganlık yapmam.
I was a little offended.
Ona biraz dargınım.
- Unfortunately, I said something that offended her, and we had a falling out.
- Malesef onu alındıracak bir şey söyledim...
what did you say that offended her?
- Onu alındıracak ne söyledin?
Miss Biggs, I am seriously offended here.
Bayan Biggs, cidden rencide olmuş durumdayım.
Naritsugu offended the Owari by killing makino's son in Kiso.
Naritsugu, Kiso'da Makino'nun oğlunu öldürerek Owari'yi kızdırdı.
We only apologize to those who feel offended, which is not my case.
Ben, kimi rahatsız ettiysem, ondan özür dilerim. Hangisi benim durumumda değil.
And please, don't be offended.
Lütfen gücenme.
And, uh... don't- - don't be offended by this, But i thought it was you who was somehow behind all this.
Şey, yani kusuruma bakma ama ben de tüm bunların arkasında senin olduğunu sanmıştım.
Listen, I don't want you to get offended.
Ama alınmanı istemiyorum.
Why am I going to be offended?
Neden alınayım ki?
And don't get offended, I'm not trying to make fun of you.
Ama sakın alınma. Dalga geçmek için sormuyorum.
Don't be offended... but is going home that bad?
Alınma ama eve dönmek bu kadar mı kötü?
I'm almost offended by the simplicity of the request.
İsteğinin basitliğine neredeyse alındım.
Please don't be offended.
Dargınlık olmasın lütfen.
Don't get offended.
Gücenme.
The fool's afflicted with madness! He offended me.
Bana kırılmış.