Officers перевод на турецкий
8,319 параллельный перевод
I have some other officers that would like to speak with you.
Sizinle görüşmek isteyen memurlar var.
I'm gonna make an official notation regarding the wards, and I'll make sure that the floor officers are aware of the problem.
Koğuşla ilgili bir resmi bir kayıt yapacağım, ve zemin memurlarının sorunun farkında olmasını sağlayacağım.
I'd, uh, I'd prefer not to, officers.
Açmasam daha iyi memur beyler.
As I'm sure you know, in the state of New Mexico, there is a two-part test to determine whether police officers have an objectively reasonable basis...
Eminim, sizin de bildiğiniz gibi New Mexico eyaletinde polis memurlarının tarafsız bir şekilde hareket edip etmediğini belirlemek için kullanılan iki aşamalı bir test...
My buddies and I convinced the bank officers to give us the money which we used to buy bad mortgage bonds.
Arkadaşlarımla, bankaları bize para vermeye ikna ederdik. Sonra da gidip kötü mortgage tahvili alırdık.
Good day, officers.
İyi günler memur bey.
Officers!
Memur bey!
While people died and police officers and firefighters and... hundreds of other people tried to save them... and died...
İnsanlar ölürken, polis memurları, itfaiyeciler ve yüzlerce insan onları kurtarmaya çalışıp ölürken...
My God, the officers of the condottieri are well paid.
Condottieri subaylarının maaşı çok iyiymiş. Askerleri zırhlandıramazsak, karınlarını doyuramazsak Roma onları bizden alır. Öyle.
We need officers to trust that the board of rights hearings are actually confidential or they won't cooperate.
Biz hakları hakkında güvenebileceğimiz görevlilere ihtiyaç duyarız. yada takım çalışması olmaz.
These officers need your help.
Bu memurlar yardımına muhtaç.
The other officers who brought you in last night said we should give you special attention, said you're a hero.
Dün gece seni getiren diğer memurlar sana özenle bakmamızı söylediler. Kahramanmışsın.
The only combat most of my officers have seen is in simulators.
Subaylarımın çoğunun gördüğü tek muharebe similatörlerde.
Well, we're officers of the F.B.I, wounded in the course of heroic duty.
FBI memurları olarak kahramanlık görevimizde yaralanandık.
We have officers watching the subways, bus terminals, and Union Station.
Metroları, otobüs terminallerini ve Merkezi İstasyon'u izleyen memurlarımız var. Bölgedeki her havaalanını uyardık.
I had to shoot a few officers, but they're just flesh wounds.
Birkaç polisi vurmam gerekti ama sadece tehlikesiz atışlardı.
I've got officers headed to his home, his sister's club, everywhere.
Çok geç. Memurlar evine doğru yola çıktı. Kardeşinin kulübüne, her yere gidiyorlar.
I got officers not listening to me getting ready to shoot him.
Ve adamlarım da beni dinlemeyip onu vurmaya hazırlanıyorlar.
- Dummies are one thing. My officers are another.
Sakın polislerimi, plastik mankenlerle karıştırmayın.
Officers said they put sarah daniels in here.
Memurlar Sarah Daniels'ı buraya getirmişler.
The officers who first investigated checked the Palazzo for any sort of note. Farewell note, suicide note... Found nothing.
İlk soruşturmayı yapan memurlar, Palazzzo'da herhangi elveda veya intihar notu aramışlar fakat bulamamışlar.
It's all officers with a lot of time on the job.
Pek işi olmayan memurlar var.
Officers gave'em rum and a blanket for their trouble and 500 lashes for mine.
Subaylar, onlara çabalarından dolayı rom ve örtü verirken bana da 500 kırbacı layık gördüler.
State police officers came to see us.
Eyalet polisleri bizi ziyarete geldi.
The reputation of this clinic rests on its discretion, Officers.
Bu kliniğin şöhreti ketumluğundan gelir.
Maybe get me a minute or two with the officers who took them?
Onu yakalayan memurlarla bir iki dakika verebilir misin?
Ten officers... four dogs.
On polis, dört köpek.
The same man suspected of having just shot and killed the three police officers
Aynı adamın üç polis memurunu vurup öldürdüğü düşünülüyor.
Officers in foot pursuit, north bound Beverly Glen, Pico, on an ADW on a P.O. suspect.
Polis memurları yayan takipte. Beverly Glen, Pico'dan kuzeye doğru şartlı tahliye edilmiş silahla saldırı zanlısının peşindeler.
- Posing as IRs officers. They tell their victims they owe money to the government.
Maliye memuru gibi davranıyor kurbanlarına devlete borçlu olduklarını söylüyorlar.
The psychologist from the State Police is at the station all day meeting with officers for mandatory grief counseling.
Eyalette görevli psikolog, tüm görevlilerle karakolda zorunlu yas danışmanlığı toplantısı yapacak. Aschell ipleri eline alarak iyi zaman geçiriyor mu?
You aren't the only officers here!
Siz sadece subaysınız...
Officers with a plug up their pelvis!
Lazımlık subayı!
General Petrov and officers from the command, were evacuated by boats.
General Petrov ve düzinelerce subay gemilerle tahliye edildi.
OFFICERS : Armed police!
Polis özel harekât!
One of the officers was a Marine, back in the day. So we got to talking.
Polislerden birisi zamanında denizciymiş, konuşma fırsatımız oldu.
There are now more than 100 officers working on the enquiry.
Soruşturmada şu anda 100'den fazla polis görevli.
These are police officers, Gav.
Polis memurları Gav.
Chief Superintendent Baker, how many officers have you got working -
Müfettiş Baker bu soruşturmada görevli kaç adamınız...
We have two officers on foot heading over.
İki polis ona doğru ilerliyor.
Assaulted two police officers, spent three nights in County, consistent signs of mental instability... spitting, clawing, violent outbursts.
2 polis memuruna saldırmış, Bölge merkezinde 3 gece geçirmiş. İstikrarlı akli dengesizlik izleri. Tükürme, tırmalama, şiddetli taşkınlıklar.
I didn't shoot those officers.
- Polisleri ben vurmadım.
I supervised, along with two other officers.
İki polisle beraber ben denetledim.
As soon as she started attacking him, I called in other officers and they removed DS Miller.
Hayır. Saldırmaya başladığı anda diğer polisleri çağırdım ve Dedektif Miller'ı odadan çıkardılar.
She's also one of the key investigating officers.
Aynı zamanda kendisi soruşturmadaki anahtar memurlardan biri.
I want to know the names of officers and supervisors on duty so I can make a specific disciplinary complaint.
O sırada görevde olan memurların ve üstlerinin isimlerini istiyorum ki direkt olarak şikayette bulunabileyim.
The investigating officers in this case have breached the PACE codes of practice time and time again.
Bu soruşturmada görev alan memurlar defalarca polis ve suçlu kanıt kanununa aykırı hareket etmişlerdir.
I'd ask for an adjournment while we obtain statements from the relevant officers. Only then can I address whether there has been an abuse which prejudices this trial.
İlgili memurların ifadelerini alıp, davanın tarafsızlığının tehlikeye atılıp atılmadığına karar verilene kadar davanın tehirini talep ediyorum.
Talk to the officers concerned and I'll hear full arguments on it before ruling.
İlgili memurlarla konuşun ve karar vermeden önce bütün kanıtları değerlendireceğim.
There have clearly been failings in this investigation and in the conduct of officers, but I am satisfied that the defendant can indeed get a fair trial.
Bu soruşturmada polislerin idaresinde suiistimallerin olduğu ortada ama davalının tarafsız bir mahkeme sürecinden geçeceği için mutluyum.
Tonight at the precinct, The only thing that I could think about was... Those police officers,
Bu gece merkezde düşünebildiğim tek şey o polis memurları ailelerinin bana, Roy ve Diggle'a onları eve sağ salim götüreceğimize güvenmeleriydi.
office 169
officer 2766
official 47
officially 347
offices 24
officer down 213
officer reagan 31
official business 23
officer peck 20
officer mcnally 17
officer 2766
official 47
officially 347
offices 24
officer down 213
officer reagan 31
official business 23
officer peck 20
officer mcnally 17