Old buddy перевод на турецкий
705 параллельный перевод
So your old buddy held on to this gun because he was used to it.
Demek eski dostun alışkanlıktan dolayı bu silahı taşıyordu.
It's your old buddy-buddy.
Eski dostun.
Ηello, old buddy.
Merhaba, dostum.
Jo, old buddy.
Jo, eski dostum.
It's our old buddy, Crazy Bear.
Eski dostumuz, Çılgın Ayı.
I wrote a letter to Sam Brewster, the owner, an old buddy of mine.
Sahibi Sam Brewster'a mektup yazdım. Eski dostumdur.
The owner is an old buddy of mine.
Patron eski arkadaşım.
Just an old buddy from the war.
Eski bir savaş dostu.
Any time at all, old buddy.
Ne zaman istersen birader.
Oh, how do you feel, old buddy?
Nasılsın dostum?
How do I feel, old buddy, huh?
Nasılsın dostum, ha?
I'M SORRY, OLD BUDDY, I DON'T RECOLLECT THE NAME.
Özür dilerim, eski dostum, adını hatırlayamadım.
YOUREMEMBER SCROOG E, OLD BUDDY?
Scrooge'u hatırlarsın, değil mi, eski dostum?
It's your old buddy, Bailey!
eski dostun, Bailey!
Don't worry, old buddy.
Üzülme eski dostum.
" Mark, old buddy, I don't like that man's face.
" Mark, dostum, şu herifin suratını beğenmiyorum.
Well, I'm sorry, old buddy, I can't be in both places at once.
Aynı anda iki yerde olamam.
That's rough, old buddy... but we've done all we can. This is a job for, like, a social worker.
Bu çok kötü dostum ama elimizden geleni yaptık.
Quite an exhibit, old buddy.
Gözlere şenlik doğrusu.
Oh, what do you say, old buddy?
Ne var ne yok, eski dostum?
What d'you say, old pal, old buddy?
Ne var ne yok eski dostum?
Come on, old buddy. This is Kit.
Hadi eski dostum, ben Kit.
You know something, old buddy?
Biliyor musun, eski dostum?
Well, he was an old buddy of mine.
Şey, o benim yaşlı dostumdu.
Guess I am, old buddy.
Sanırım, eski dostum.
Let's ball it up, old buddy.
Hadi, barışalım eski dostum.
You just hoot out if you want it louder, old buddy.
Eski dostum, şayet daha fazla şamata istersen, "yippu" diye bağırabilirsin.
- Don't lose your grip, old buddy.
- Dikkatini kaybetme, eski dostum.
You're too much, Jimbo, old buddy.
Fazla oluyorsun, Jimbo, eski dostum.
But, Julian, old buddy.
Ama Julian, eski dostum.
Well, old buddy, I never thought I'd ever see you again.
İhtiyar, seni bir daha göreceğimi hiç ummazdım.
Samoilovich is an old buddy of yours, isn't he?
Samoilovich'le eski ahbapsınız, değil mi?
Here you are, old buddy.
İşte burada dostum.
It does kind of, doesn't it, old buddy?
Gerçekten de yaratıyor, değil mi dostum?
- Do you need any help, old buddy?
- Yardıma ihtiyacın var mı dostum?
Tosh, my old buddy, how does it look back there?
Tosh, eski dostum, oradan bakınca nasıl görünüyor?
Look, old buddy, I gotta run.
Her zaman.
You know what your trouble, old buddy is...
Senin sorununun ne olduğunu biliyorum, eski dostum...
And yours truly and an old buddy, that old linebacker Virgil Tower, is here with all the action.
Bugün Tom Baker, Virgil Tower sizlerle birlikte olacaklar.
You won't even have a drink with your old buddy.
Eski dostunla bir kadeh bile içmeyecek misin?
Hines! You swine, old buddy pig!
Seni pis yaşlı domuz!
Howdy, John. I brought along an old buddy of mine.
N'ber John.Yanımda eski bir dostumu getirdim.
Hey, old buddy, let me see these glasses.
İhtiyar dostum, şu gözlüklere bakayım.
I'll introduce you as an old army buddy of mine and then I'll cut out, because I got this other girl waiting for me by the hatcheck, and I'll pay you $ 5.
Seni eski bir asker arkadaşım olarak tanıtacağım, sonra da ayrılacağım öbür kız beni vestiyerde bekliyor çünkü. Sana 5 Dolar vereceğim.
You're just gettin'bitter, old buddy.
Başkalarının üstüne basarak yükseldin. Çok acı konuşuyorsun dostum.
- Cleaver? - Hmm? Would you like to do a favor for an old wing buddy?
Eski kanat arkadaşına bir iyilik yapar mısın?
Here's to my buddy - old, elderly Gay.
Bu dostuma - yaşlı kurt Gay'e.
She said she was an old football buddy of my mothers, but she wasnt.
Annemin eski bir futbol arkadaşı olduğunu söyledi ama değildi.
Uh, he - He's an old army buddy.
Askerlikten eski bir dostum.
You old horned toad, buddy!
Seni sempatik şey.
- Yeah? - "Yeah" yourself, old buddy. - Lou.
Yani, bütün bu sadık, cesur, başkacıl kahramanları kendin mi oluşturdun?