One for you and one for me перевод на турецкий
1,057 параллельный перевод
One for you and one for me.
Biri senin.
I thought for a minute me and you was gonna misunderstand one another.
Bir an birbirimizi yanlış anlarız diye düşündüm.
I have to go back to work... and I can't invest everything in one old lady you choose for me.
İşe dönmek zorundayım... ve benim için seçtiğin yaşlı bir kadına her şeyimi yatıramam.
Look at me. And you will know the one who you are destined for.
Bana bir bak, kime adandığını göreceksin.
For me, there is only one party France. And France, that's you.
Fransa, Fransa sizlersiniz, beni dinleyenlersiniz.
Do you remember when you came with riksdalerne in one hand and your dick in the other - and asked me to lie on my back for you? Then you behaved.
Bir elinde para, diğerinde aletin bana gelip altına yatmamı istediğin günü hatırlamıyor musun?
And one more thing, Yelena Nikolaevna, don't tell anyone for the time being that you met me in Moscow.
Bir şey daha, Yelena Nikolaevna bir müddet daha beni Moskova'da gördüğünüzü kimseye söylemeyin.
And if you need me for anything, I'm usually at one of the numbers on here.
Ve eğer bir şey için bana ihtiyacın olursa, genellikle buradaki numaralardan birinde olurum.
Let me tell you one thing, Peter... Please excuse me if I'm rather outspoken, but Peter is asking for it and he needs to be enlightened.
Sana şunu söyleyeyim, Peter..... biraz fazla açık sözlü olursam lütfen beni bağışlayın,..... ama Peter bunu hak etti ve biraz bilgiye ihtiyacı var.
Harley, I want you to get permission for me to look at one of those bodies, and I want you to come with me.
Harley, o cesetlerden birine bakmak için izin almanı ve senin de benimle gelmeni istiyorum.
You know, I worked for the same place for five years, and then one day they just fired me.
5 yıldır aynı yerde çalışıyordum sonra günün birinde beni kovdular.
You asked me for a light. I offered you one, and you have not used it.
Sonuçta bunu siz istediniz, çünkü ateşim hiçbir işinize yaramıyor.
And could you summon the passengers to me here? One by one in this order except for the Princess Dragomiroff, who is not only of royal blood, but also much older than she tries not to look.
Herkesin belirtildiği sırayla peş peşe bana gelmelerini istiyorum, tabii prenses hariç, büyük bir hanım olması ve yaşından ötürü, onunla kendim gidip konuşurum.
But you see, Jonathan, I'm... I've grown very tired of waiting for you to step up behind me one day and relieve me of existing.
Ama ben... arkamda bitiverip beni haklayacağın günü beklemekten... çok yoruldum.
You expect me to draw fire, like one of those penny arcade bears that parades back and forth, waiting for somebody, somebody very good, to take another shot.
Durmadan ileri-geri yürüyen,... birilerini, iyi birilerini bekleyen köprü altındaki şu ayyaşlardan biri gibi... ateş açmamı bekliyorsun benden,... birilerini daha vurmak için.
And there's one other thing you could do for me
Benim için yapabileceğiniz birşey daha var.
I leave for one week and I come back and I find the mob clamoring in the street and you dare to say to me welcome?
! Bir haftalığına gittim ve döndüğümde ortalığı karışmış buldum, sen de hoş geldin diyorsun!
So there's one for me and one for you.
Yani biri bana, biri de sana.
A hero called Ah fey has killed many, except one ; he told me to keep an eye on him. And wait for you.
Ah Fei adında bir yiğit, biri dışında hepsini öldürdü ; bana gözümü onda tutmamı ve seni beklememi söyledi
It is not fair for me to be killed and the one who confronted you to be alive.
Benim öldürülüp, size karşı gelenlerin hayatta kalması adil değil.
Because no one is going to tell me you de-differentiated your goddamn genetic structure for four goddamn hours and then reconstituted!
Hepsi de bu. Kimse kalkıp da bana... dört lanet saat boyunca lanet genetik yapını değiştirdiğini... sonra da eski haline döndüğünü söyleyemez!
And then one day you come to me and say, "I'm too good for you," and cut me out.
Sonra "Senin için çok iyiyim," deyip, beni bıraktın.
Fred, I know you're nervous... but if you can hold them burger bits down for one more lap... me and you gonna be $ 20,000 richer!
Gergin olduğunu biliyorum Fred. Ama onları bir tur daha arkada tutabilirsek, 20,000 dolar fazla zengin olacağız.
Come on. If you just do this one last thing for me, one bad thing, and then we'll bury'em and I'll take you fishing, or anything you want. Just like we used to.
Eğer benim için son bir şey yaparsan, son bir kötülük, önce onları gömeceğiz, sonra da seni balığa götüreceğim, ya da istediğin başka bir şeyi yaparız, tıpkı eski günlerdeki gibi
I'll pay four dollars if you agree not to take this anywhere else... and 40 cents for each one you make for me.
Bu fikri başka hiçbir yere götürmemeyi kabul edersen sana 4 dolar veririm... ve bana getirdiğin yeni şeyler için de parça başına 40 sent veririm.
No sorrow will live in me as long as that joy - save one, and I thank you for that part too.
Birini kurtarma zevki bana tüm kederimi unutturacaktır. Bunun için de sana teşekkür ederim.
Can you be quiet for one goddamn minute and let me rest? With this gun?
Bir dakikalığını sessiz olup beni şu silahla yalnız bırakır mısın?
Why don't you and me play a little one-on-one for the whole jackpot.
Neden ikimiz teke tek bir oyun oynamıyoruz? Ortadaki paranın hepsine.
There's one thing more romantic than you reading "War And Peace" for me.
Benim için "Savaş ve Barış'ı" okumandan daha romantik tek bir şey daha var.
Don't you give me new excuses I want you clear and frank for I may be one Monday morning the manager of a bank
Beni güzel laflarla oynatma, oyalama görürsün bir gün beni banker
Then I'd have to go fill out all those reports about the car. And the morgue guys would come and put you in one of those black plastic bags. And that's a whole ton of paperwork for me, Flowers.
Sonra, araba hakkında bir sürü rapor doldurmam gerekir, ve morg çalışanları gelip, seni şu siyah plastik torbalardan birine koyarlar, ve bana yine bir sürü kağıt işi çıkar ve kağıt işlerinden nefret ettiğimi bilirsin.
But I have to write about you and that one there, for example, that fatso waving at me
Ama hakkında yazmam lazım. ... ve oradaki mesela, orada bana el sallıyor.
One of these days, my Lord is gonna come to me and ask me for an explanation for the lives of each and every one of you.
Bu günlerde Tanrım bana gelip, her birinizin yaşamı hakkında benden tek tek açıklama isteyecek.
Then you hand over to me three quarters of everything you earn and keep one quarter for yourself.
Daha sonra yapmanız gereken şey kazandığınız her şeyin dörtte üçünü bana devretmek ve kalan dörtte birine sahip olmak.
Two for you, two for me and one for my expenses.
İki senin, iki benim için. 1000 doları da masraflar.
But until then, for all of you guys, from whole of the auditorium, including Ricky, the DTV regulars and me, Garry Word, we say great one.
But untill then, for all of you guys, from whole of the auditorium, including Ricky, the DTV regulars and me, Garry Word, we say great one.
Because, right now... you're the one and only thing that's making it very hard for me to leave.
Çünkü şu anda senden ayrılmak o kadar zor geliyor ki.
One for me, one for you, and one for the dwarf.
Bir bana, bir sana, bir tane de cüceye.
You've been home for one day. And you are driving me crazy.
Bir gündür evdeydin ve beni deli ediyorsun.
"The only one for me is you and you for me"
Benim için bir terk sen varsın, senin için de bir tek ben
"The only one for me is you and you for me"
Benim için tek kişi sensin ve senin de için benim
And the way I see it, ladies you owe me for one jelly doughnut!
Ve bence ana kuzuları... bana bu reçelli çörek için borçlusunuz!
You let me stay here for one more hour and I'll show you me crazy.
Burada bir saat daha kalmama izin ver sana ne kadar deli olduğumu göstereyim.
- You know, you guys throw one heck of a party and I'd really like to thank you for inviting me along.
Çok iyi bir parti verdiniz doğrusu. Beni de davet ettiğiniz için teşekkürler.
There's a grave there for you right by that stone... one for me and two for the children.
O taşın yanında senin için de yer var. Benim için ve çocuklar için de.
I just need you to be my father for one goddamn day and just help me.
Bir günlüğüne babam olmanı ve bana yardım etmeni istiyorum.
You're trying to make me one and I hate you for it!
Beni de öyle yapmak istiyorsun ve bu yüzden senden nefret ediyorum!
That's too bad, Al, because you are and always will be the one man for me.
Baba teslim etmem gereken bir ödevim var. Şeyden...
And I'll tell you what. If there's a man on this ranch who can keep up with me for one week, then I'll marry him.
Bu çiftlikte bir hafta, bana ayak uydurabilecek bir adam varsa, o zaman onunla evlenirim.
One day you told me no one knew what life had in store for them and despair was a sign of vanity
Bir keresinde hayatın bize neler göstereceğini bilemeyiz demiştin çaresizlik de kibir işaretidir dedin.
But one thing, if you spare me, bygones are bygones... and when you're all in court for piracy and murder... I'll save you all I can.
Ama canımı bağışlarsanız her şey geride kalır ve siz korsanlık ile cinayetten yargılanırken sizi kurtarmaya çalışırım.