Oor перевод на турецкий
113 параллельный перевод
Room 72. Cellar floor.
Bodrum katı.
This will be a room for two with linoleum on the floor.
Burası oturma odası olacak. Zemin muşambayla kaplanacak.
Within its centre, the oxygen is being consumed in every cellar and every ground-floor room, to be replaced by the gases of carbon monoxide, carbon dioxide and methane.
Merkezinde... yere yakın seviyedeki oksijen tükenerek... yerini karbon monoksit, karbon dioksit ve metan gazlarına bırakmakta.
He picked them up, gave them to me. The door opened on the 26th? oor, and I got out.
Kitapları toplayıp bana verdi... 26. kata gelince ben indim....
MAN : One player got so mad after a game, he went in the dressing room threw his glove down to the? oor and missed.
Oynadığı bir maçtan sonra kızgınlıkla soyunma odasına giden bir oyuncu eldivenlerini yere doğru fırlattı ve ıskaladı.
She saw Doyle collapse to the floor, and then turning away to seek help, she ran into Monsieur Ferguson, who had heard the shot.
Ve Doyle'un yere düştüğünü. Yardım aramaya giderken silah sesine gelen bay Ferguson'la karşılaştı.
Oh, there's no fire in the fireplace There's no carpet on the floor
Şöminede ateş yok Yerde halı yok
The lad. Ies'cloakroom is the second. D. Oor to the left, mad.
Bayanlar tuvaleti soldan ikinci kapı hanımefendi.
- Get your butt off the floor.
- Kaldır poponu yerden.
Kwart oor drie.
Üçü çeyrek geçiyor.
And in the kitchen? oor!
Kesinlikle çok iyi bir temizlikçi.
oor is clean.
25 kronor.
Let the floor be made oflove Let fragrances suffuse the walls of our home as we / ive our days in peace
"Günlerimizi huzurla geçireceğimiz evimizin zemini aşktan yapılmış olsun " mis gibi kokular sinsin duvarlarına
I believe I can soar I see me runnin'through that open doo-oh-oor I believe I can fly
Süzülebildiğime inanıyorum Kendimi o açık kapığığıdan koşarken görüyorum. Uçabildiğime inanıyorum
To take anyone, Uncle, to the floor they so desire.
İsteyeni istediği kata çıkaracak, amca.
Right here, on the floor.
Tam burada durun.
... pranab boko oor-tah.
... pranab boko oor-tah.
Deelos takaa... seely estos.... oor-rah.
Deelos takaa... seely estos.... oor-rah.
Tenvla nikot pranab boko oor-tah.
Tenvla nikot pranab boko oor-tah.
Deelos takaa seely estos oor-rah.
Deelos takaa seely estos oor-rah.
Goodbbye oor noow We send aall oou r kkises Yoou r m oother aa nd you r sister
Şimdilik hoşçakal. Seni doya doya öpüyoruz. Annen ve ablan.
I'm gonna go off the platform, onto the floor, do a 360!
Platformdan yere atlarken 360 derece yapacağım!
I'll give you one hostage. you guarantee not to make a move on the? oor.
Size bir rehine vereceğim, siz de bu kata müdahale etmeyeceksiniz.
Ground? oor. please. " No.
Zemin kat Iütfen. " Hayır.
You're up there fucking Oor Fucking Wullie or whoever the fuck it is and...
Sen koduğumun Oor ve Wullie'nin ya da her kim olursa sikişmeye devam et ve...
oor. - Thank you!
- Sağ olun.
Which? oor are we on..
Biz hangi kattayız...
I drank too much sake, wound up near the 6th floor copy machine. And...
Çok fazla sake içtim 6. kattaki fotokopi makinesinin yanında soluğu almışım ve...
Don't tell me the object of his attentions is... Exactly. The young lady we saw in the floor seats... at the Takemoto Theater.
Takemoto Tiyatrosunda yer koltuklarında gördüğümüz o genç bayan.
First floor.
- İlk katta. - Teşekkürler.
Your room is on the second floor.
Odanız ikinci katta.
"There's a hole in the? oor near the bed by the door."
"Yatağımın yanında, kapının kenarında bir delik belirmiş odamın tabanında."
"bumping into the? oor and bruising my head."
"yere tosladım, kafamı da vurmuşum hem de."
The defense has the? oor.
Söz savunmanın.
It's time to get on the floor.
Çıkma zamanı geldi. Dre!
- Get your bootie on the floor.
- O poponu sahneye getir.
No heartburn. No blood on the floor.
Karnımız ağrımadan, yerde kan olmadan.
All staff members kneel on the floor, hands inter-lapped at the top of your heads!
Tüm personel yerde diz çöksün, ellerini başının üzerine koysun!
This is my floor.
Benim kata geldik.
I'm on the 106th floor.
106. kattayım.
32nd floor.
32. kat.
Or drop to the ï ¬ ‚ oor with your back to the window.
Ya da sırtınız pencereye gelecek biçimde köşeye çömelin.
And his eyes have all the seeming of a demon's that is dreaming, And the lamp-light o'er him steaming throws his shadow on the floor ; My soul from out that shadow that lies floating on the floor
Hayal kuran bir iblisin gözleriyle derin derin bakarken yansıyor koyu gölgesi o tahtalardan o gölgede yüzen ruhum kurtulup da tahtalardan kalkmayacak hiçbir zaman. "
First floor, corridor on the left. Central Control is down there.
Kumanda Merkezi birinci kat sol koridorda.
Carmen, I'm gonna lay you down on the? oor.
Carmen, seni yere yatıracağım.
Do I put it on the floor?
Yere koyayım mı?
See you on the floor!
Yerde görüşürüz!
Lone woman on the dance? oor.
Her şeyi yapabilen adam, dans da edebiliyor musun?
Which? oor?
Hangi katta?
Fifth floor.
Beşinci kat.
To go around.... Something new! They're coming for the oor!
Kapıya doğru geliyorlar.