Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ O ] / Oppressed

Oppressed перевод на турецкий

396 параллельный перевод
And you... who discarded the capital's authority in October... and opened up the way to a new life... for the country's oppressed
Ve sen... sermayenin otoritesine Ekim ayında karşı koyan... ve yeni bir hayat yolunu açan... ülkenin ezilenleri için
Oppressed countries... gradually leaving the world capital
Ezilen ülkeler... yavaş yavaş kapitalist dünyayı terkediyor
I mean the freedom of your people, an oppressed minority.
Halkının özgürlüğünden bahsediyorum, baskı altında ki azınlıklardan.
I wouldn't face the fact that I can make myself the instrument... of all the pitiable, oppressed, suffering people of the world!
Dünyadaki zavallı, mazlum, acı çeken insanları kendime gerekçe yapabilir, gerçekle yüzleşmezdim.
? Oppressed so hard?
~ Çok eziyet gördüler ~
He's a man whom people who are persecuted and oppressed... will believe in and follow.
O, ezilen ve zulüm görenlere güven aşılayacak... onları peşinden sürükleyecek bir insan.
or art thou but a dagger of the mind, a false creation, proceeding from the heat-oppressed brain?
Kafamdaki bir hançer misin yoksa? Ateşli beynim mi yarattı seni?
Oppressed, humiliated, beaten, kept in the dark,
Bastırılmış, küçük düşürülmüş, darbe almış, karanlıkta tutulan...
Relieve the oppressed.
Ezilenlerin acısını dindirin.
He will raise the yoke from the oppressed, right all wrongs, bring a day of judgment upon the evil masters of the world.
Ezilenleri boyunduruktan kurtaracak, tüm yanlışları düzeltecek. Dünyanın günahkar efendileri ahiret gününde hesap verecek.
These are the children of misery, the afflicted, the hopeless, the oppressed.
İşte bunlar elemin çocukları, ıstırap çekenler, umutsuzlar, ezilenler.
This is oppressed minority season with us.
Bu devir ezilen azınlıkların devri.
The proletariat and the oppressed people of the world.
Başka? Dünya proletaryası ve bütün ülkelerin ezilenleri.
They want to free the oppressed.
Mazlumları düzlüğe çıkarmak istiyorlardı.
But who are the oppressed now?
İyi de şimdiki mazlumlar kimler?
But Samuel used to send the money anonymously to charities, to the oppressed.
Ama Samuel, kimliğini açıklamadan tüm parayı hayır işlerine yatırır... ezilenlere gönderirdi.
There's no question of anyone being oppressed.
Kimsenin ezilmek gibi bir sorunu yok.
And we sit here more oppressed than when we begun and they think that the revolution's been won?
Biz burada başladığımız zamankinden daha mazlum bir halde otururken onlar ihtilalin başarılı olduğunu mu düşünüyor?
God is with the poor and the oppressed.
İsa her zaman fakirleri kollar, biz de aynısını yapıyoruz.
You don't care if a whole country is oppressed under a dictator?
Bütün bir ülkenin, bir diktatörün baskısı altında olmasını umursamıyor musunuz?
They've been oppressed for centuries.
Yüzyıllar boyunca bastırıldılar.
He has died for those oppressed Leaving her his last request.
Stresinden öldü Karısına son arzusunu bırakıyor.
They don't want to be oppressed, they want to oppress.
Sindirilmek istemezler, zulmetmek isterler.
He has died for those oppressed
Şu masumlar için öldü
The nationalism of the oppressed countries negates the nationalism of oppressing countries.
BASKI ALTINDAKİ ÜLKELERİN ULUSALLIĞI BASKI KURANLARIN ULUSALLIĞINI BOŞA ÇIKARTIR.
İt was a dark, repugnant crime, but the only way for oppressed Koreans to pay the Japanese back for the Korean blood they've spilled, the blood of countless Koreans killed in Japan's name.
Karanlık, iğrenç bir suçtu! Japonya adına sayısız Korelinin kanını dökmüş olan Japonlara bunun bedelini ödetmek için mazlum Korelilerin yapacağı türden bir suç!
When people are most oppressed, they long for the brightest of lights.
İnsanlar en ezildiklerini hissettikleri anda en parlak ışık gözlerinde tüter.
Latin Americans are all discriminated against, oppressed, rejected, ignored, outsiders within that new scam pretending to be universal :
Latin Amerikalıların tümü her türlü ayrımcılığa maruz kalıyor. Evrensel olduğu iddia edilen bu yeni sahtekarlık oyunu içinde eziliyorlar, geri çevriliyorlar, göz ardı ediliyorlar ve yabancı muamelesi görüyorlar.
We're the Rebel Army, the defenders of the oppressed peasantry.
Biz Asiler Ordusuyuz, ezilen köylülerin savunucusu!
They claim to be both free and oppressed, demanding and traditional, equal to men and protected by them.
Hem özgür hem de mazlum müşkülpesent ve geleneksel erkeklerle eşit olup onların korumasında olmak istiyorlar.
On every planet he has found fools who bleed for him and shed tears for the oppressed one.
Her yerde kendisi için fedakarlık edecek aptal bulup, baskıcılar yüzünden gözyaşı döküyor.
" Today, women from every walk of life know they are oppressed and want to join forces to take the reins of our liberation. We must revolt at home, at work and in the streets against the capitalist system that oppresses us and the ideologies that enslave us.
" Günümüzde hayatın her kesiminden kadınlar zulüm gördüklerini biliyor ve özgürlüğümüzün dizginlerini ellerine almak için bizi ezen kapitalist sisteme ve bizi esir eden ideolojilere karşı evde, işte ve caddelerde ayaklanıyorlar.
It wasn't racism... the oppressed poor, or the war in Vietnam.
Ne ırkçılıktı, ne yoksulların çektiği acı, ne de Vietnam'daki savaş.
Or art thou but a dagger of the mind a false creation, proceeding from the heat-oppressed brain?
Yoksa hayalimdeki hançer misin sahte bir hançer, ateşli beynimin bir ürünü?
Being oppressed
Baskı görmek yani
And you're sending all the oppressed people to their death!
Ve siz tüm bu ezilen insanları ölüme yolluyorsunuz!
Comfort those in need... your neighbor, those who cry, the persecuted, the oppressed.
Bu mutluluğu herkesle paylaş... Komşunla, ağlayanlarla zulüm gören ezilmişlerle paylaş...
Meanwhile, they oppressed their serfs and increased their assets... taking over cities and villages.
Bu arada, diğer köy ve kasabaları ele geçirip, köylüleri ezerek... servetlerini büyüttüler.
By jealousy and diffidence oppressed ;
Kah ürkeklik kah kıskançlıkla üzgün ;
If they have their way, the people will be oppressed.
Eğer istediklerini yaparlarsa insanlar ezilecek.
"The Working Class Goes To Paradise" by Elio Petri, a political film, which denounces the workers'oppressed condition whilst defining a new concept in human relations.
"İşçi Sınıfı Cennete Gider". Yönetmen Elio Petri. Politik film, işçilerin ağır çalışma koşullarını gözler önüne sererken insan ilişkileri kavramına yeni bir tanım getiriyor.
For thee, oppressed king, am I cast down.
Ama kralım bana azap veren, Sana yapılanlar.
You're a human being in a society oppressed by standards and prejudices in every direction.
Toplumun standartları ve ön yargıları ile her yönden ezilmiş insanlarsınız.
Fellow oppressed Americans.
Zulüm gören Amerikalı yurttaşlarım.
Ten years ago, I was still a slave... and I know that you are the friend and defender... of the oppressed on Earth.
"On yıl önce, hala bir köleydim..." "... biliyorum ki, dünya üzerinde ezilmiş olanların savunucusu ve... " "... dostusunuz. "
When a crisis breaks out in the ruling classes creating cracks in their policy through which the discontent and indignation of the oppressed classes emerge.
Hakim sınıflar için hakimiyetlerini sürdürmek imkansız hale geldiği zaman. Yönetici sınıflar arasında bir buhran olduğu ve ezilen sınıfların kızgınlıklarının ortaya çıktığı zaman.
When the misery and suffering of the oppressed classes take a more acute form.
Ezilen sınıfların sıkıntı ve ihtiyaçları dayanılmaz hale geldiği zaman.
Do not oppress and do not be oppressed
"Kimseye zulmetmeyin, size zulmedilmesine de izin vermeyin."
Because when a national television network in the person of booby here, comes to me and says they want to put the ongoing struggle of the oppressed masses on prime-time television, I have to regard this askance.
Ulusal bir televizyon kanalı her gece ezilen halkın sorunlarını ele alacak ve onları bilinçlendirecek bir program yayınlamaya karar vermişse bu durumu göz ardı etmemiz imkânsız.
We neglected our neighbors and the rich person oppressed the poor.
Kimse komşusunu gözetmez, zengin fakiri ezerdi.
"The Jews have their religion and the Muslims theirs, themselves and their owners, except that which oppressed and sinned."
"Yahudilerin kendi dinleri vardır, Müslümanların kendi dini,... herkes kendi dinine göre yaşayacak ve ibadet edecektir."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]