Opted перевод на турецкий
256 параллельный перевод
Who, in 1960... The year after Mundt escaped from England, remember. Who co-opted Riemeck onto the Committee for the Protection of the People... that vital committee which coordinates all of our security measures?
1960'ta, Mundt İngiltere'den kaçtıktan bir yıl sonra sözde halkın güvenliği için kurulan ve tüm güvenlik bilgilerinizi düzenleyen komite başkanlığına Riemeck'i kim seçti hatırlıyor musunuz?
The Japanese had led so great beating that they had opted to an agreement after only two weeks.
Fakat bu durum uzun sürmedi ve Japonlar iki hafta sonra ateşkes istemek zorunda kaldı.
The deceit of this theory it came the light in 1936, when, without consulting France, the King Leopoldo of Belgium he opted to the neutrality e closed the borders even though to French military observers.
1936'da Belçika kralı Leopold'ün, Fransızlar'ın fikrini dahi almadan tarafsızlık ilan ederek sınırlarını kapatmasıyla bunun ne kadar aptalca bir fikir olduğu da açığa çıktı.
Certain Frenchmen had opted for resisting courageous, as much in its proper country as in the foreigner, others had fallen in apathy and had collaborated.
Kimi Fransızlar, mücadelelerine devam edecek.. ... kimileriyse duruma kayıtsız kalacaktı.
You should've opted for mechanical engineering
Makina mühendisliği okumaya ne dersin?
Certainly, he certainly opted for the fairest solution.
Kesinlikle, güzel bir çözüm seçti.
I didn't think you would make it... so I opted to look for Brother Lu
Önlem alıp Birader Lu'dan rica ettim
She has opted for the only dignified option open to her.
Kendisi için uygun olan tek asil seçeneği seçti.
Your waiter has opted out.
Garsonun bunu istemedi.
It opted to hide it in the only siege where his presence would not be noticed.
Sakalı, varlığı fark edilmeyecek tek yere koydu.
I was an Army Intelligence officer co-opted to work with Ml6... and Ml5 when they took over.
MI5 işleri devraldığı zaman, MI6 ile birlikte çalışan bir Ordu İstihbarat subayıydım.
You see me, myself, personally... I would have opted for some money and shit.
Ben olsaydım bunu ancak paralı biri için kabul ederdim.
We've opted for the zoo, where the lion can't eat you, instead of the jungle, where he can.
Aslanın bizi yenebileceği orman yerine.. ... yiyemeyeceği hayvanat bahçesini tercih ediyoruz.
They've been co-opted by Security.
Onları güvenlik kullanacak.
Some are appointed, elected, or co-opted biannually.
Kimi atanmıştır, kimi seçilmiştir, ya da altı aylık geçici görevdedir.
Sold out, compromised, co-opted.
Hepimiz suç ortağıyız.
"being sold out and co-opted"!
Neden "Hepimiz?" Bunu anlamıyorum.
- Well, I think I opted wrong.
- Sanırım yanlış seçim yapmışım.
In the absence of a repressive milieu, your societal niche has been co-opted.
Çevresel baskı olmayınca, herkes senin toplumsal mevkini yeğledi.
Police found several clues, but instead opted to go inside where it was warm.
Polisler birkaç ipucu buldu ancak olay aydınlatmak yerine içeri girip ısınmayı tercih ettiler.
Of course, being Ferengi, they haven't just co-opted the mythology.
Tabi ki, Ferengi olarak,... sadece efsaneyi canlandırmakla kalmamışlar.
A protocol, I understand, you've opted to disregard.
- Anlaşılan sizin ihmal ettiğiniz bir protokol.
He hates that natural love has been co-opted by the fascist state.
Doğal aşka faşist devletin karışmasından nefret ediyor.
He's been co-opted.
Toprak temiz değil, yanıldığımı hiç sanmam.
To achieve absolute control he not only used the power of myth but co-opted Christian ritual
Tam bir kontrole ulaşmak için sadece mitlerin gücünü kullanmadı. Hıristiyan törenlerini de dahil etti.
So I opted to quit being a muse and write for myself.
Bende ilham periliğinden ayrılıp kendim için birşeyler yazmayı tercih ettim.
I, uh, opted for the disposable.
Pekala negatifli bir film seçtim.
I opted for the blue dress.
Tereddüt ettim sonra bu mavi elbiseyi koydum.
Mr. Russell, can you tell uswhy you suddenly terminated Mr. Mallory, and opted to go with a more lean, ripped version?
Bay Russell, bize neden ansızın Bay Mallory'nin işine son verdiğinizi ve daha zayıf, yırtık bir versiyonu seçtiğinizi anlatır mısınız? - Reklam ajansları yıllardır söylüyordu :
She opted to come back to town with you.
Şehre seninle birlikte dönmeyi seçti.
That is why I opted for blackmail.
Bu yüzden size şantaj yapmayı tercih ettim.
I opted for a master's in fine arts instead.
Onun yerine güzel sanatlarda yüksek ihtisas yapmaya karar verdim.
Most of the Varro have opted to stay together traveling in separate ships, but the dissident group has been granted permission to break away and find their own path.
Varro gemilerinin büyük bir bölümü birarada kalmayı tercih ettiler, ama ufak bir grup yolların kendileri seçmek üzere ayrıldılar.
It does suggest he's been co-opted by hard-line elements
Elbette katı kurumlarla ortak hareket ediyordur.
Yeah, the diamond heist went ahead, but I opted out, because Ray wanted everyone to dress up and there's no way I am gonna be made to dress up like an idiot.
Evet, elmas hırsızlığı sırada, ama ben vazgeçtim, çünkü Ray herkesten giyinip süslenmesini istedi ve ben aptal gibi görünmek istemiyordum.
She opted for trial in closed court.
Davayı kapalı salonda yürütmeyi seçti.
Conversely, reality, co-opted by fiction, loses its value
Aksine, kurguyla desteklenen gerçeklik, değerini kaybetmektedir.
We opted for the traditional marriage- - one breadwinner, one homemaker. [Burps loudly]
Geleneksel bir evliliği seçtik birisi evi geçindir, birisi ev işlerine bakar.
- They did. But instead of cash, I opted for a free dinner.
Ama para yerine bedava bir yemek seçtim.
Under the threat of a prison sentence for the stolen car I opted for three months as an inpatient in a psychiatric hospital.
Çalıntı araba yüzünden hapse girmektense... bir psikiyatri kliniğinde... üç ay tedavi görmeyi seçtim.
But on August 4, she declined a dinner invitation from Peter Lawford and opted instead to stay at home.
Ama 4 Ağustosta Lawford'ların yemek davetini reddetti ve evde kalmayı tercih etti.
Well, her, uh, her group was scheduled to leave three days ago, so I just opted to go with them.
Programa göre onun grubu üç gün önce geri dönüyordu ve ben de onlarla dönmeye karar verdim.
Genome x will not be cowed, corrupted or co-opted by these creatures.
Genome X yılmayacak, yolundan şaşmayacak veya bu yaratıklar tarafından yönetilmeyecek.
What if Marks had opted to testify, or what...?
Ya Marks ifade verecek olsaydı...
It looks like our man opted out with it.
Öyle görünüyor ki adamımız onunla birlikte buraya çekilmiş.
You have opted to appeal.
Temyiz için başvurdunuz.
- He opted to stay in the field.
- Bölgede kalmaya karar verdi.
Since she's opted to forego all appeals, the execution will be carried out three days from today.
Tüm temyiz haklarından vazgeçtiği için idam cezası üç gün sonra infaz edilecek.
and uh it's worked out pretty well for us we've already had the walkmen first band in the bait shop, yeah we're breakin it in we've had the killers it's a very real environment and that's one of the reasons why we opted to do a show like this
Şimdi yeni setimize bakacağız. Bait Shop'a. Burası bize pek çok yeni grubu görme imkanı tanıyor.
And from what I can tell, it has co-opted her vital systems. She's Klingon...
O bir Klingon...
I opted out of science. Couldn't stand the smells and none of the experiments worked.
Ben fen dersini sevmezdim.