Outburst перевод на турецкий
329 параллельный перевод
The state disgraced in the eyes of the world by this brutal outburst of lust for vengeance.
Bu vahşi intikam saldırısı nedeniyle devletimiz dünyanın gözünde küçük düştü.
Another outburst and I shall hold you in contempt.
Bir daha çıkış yaparsanız saygısızlıktan dava açarım.
But if there is one more outburst, I shall have the courtroom cleared.
Bir huzursuzluk daha olursa mahkemeyi boşaltırım.
One could forgive an occasional outburst or demonstration of impatience from her.
Bu yüzden sabırsızlığını bir nebze olsun affedebiliriz.
And with that outburst, I terminate for a refill.
Bu hışımla bir bardak daha alacağım.
What the hell inspired that outburst?
Bu neden böyle patladı?
Mr. Biegler, you are an experienced attorney and you know better than to make such an outburst.
Bay Biegler, siz deneyimli bir avukatsınız. Böyle öfke patlamalarının hoş kaçmayacağını bilirsiniz.
His outburst is almost excusable since the prosecution has seen fit to put a felon on the stand to testify against an officer in the U.S. Army.
Böyle patlaması mazur görülebilir, zira savcılık Amerikan ordusunun... bir subayına karşı ifade versin diye bir suçluyu kürsüye çıkarmayı uygun görmüş.
Then I shall overlook this outburst.
Öyleyse feveranını göz ardı edeceğim.
I instruct the court attendants that in the event of another outburst from this defendant, they are to bind him and gag him, so that this trial will not be interrupted again.
Bu davalıdan başka bir taşkınlık durumunda, mahkeme görevlilerine duruşmayı kesintiye uğratmayacak şekilde onu bağlayıp susturmalarını söylerim.
After a brief outburst of destruction, the prisoners settled into a mood of quiet despair.
"Kısa bir yakıp yıkma girişiminden sonra..." "... tutsaklar, derin bir umutsuzluğa düştüler. "
I hope you forgive my little outburst tonight.
Jiggs, umarım bu akşamki taşkın konuşmalarım için beni bağışlarsın.
Now tell us, what is the reason for this great emotional outburst?
Şimdi söyle bakalım, seni böyle hüngür hüngür ağlatacak ne oldu?
Another outburst like this and I'll have you all thrown out of court.
Böyle bir patırtı daha çıkartırsanız, Hepinizi dışarı attırırım.
At first, I saw in the revolution a chance for a tremendous outburst of revenge an orgy greater than all my dreams.
Başlangıçta, ihtilalde gördüğüm şey muazzam bir intikam patlaması ihtimaliydi rüyamda bile göremeyeceğim büyüklükte bir cümbüştü.
You can surely understand sudden outburst of my wrath, when this dandy, appeared again, to take my Julia.
Bu züppenin Julia'yı elimden almak için tekrar ortaya çıktığını görünce kanın nasıl beynime sıçradığını anlayacağınıza eminim.
Very impressive outburst, Captain.
Çok etkileyici bir çıkış, Yüzbaşı.
You mean you reasoned that it was time for an emotional outburst.
Yani duygusal tepki verme zamanının uygun olduğuna karar verdin.
During Lieutenant Johnson's emotional outburst, his expression of hatred and lust for vengeance, the alien's life-energy level increased.
Johnson'un nefret dolu ve intikam hırslı duygusal tepkisi esnasında, uzaylının yaşam enerji seviyesi yükseldi.
Outburst in the form of constant murmurs...
Devamlı mırıltı halindeki müdahaleler...
Marshal, you'll restrain the prisoner if he makes any more outburst
Marshal, mahkum daha fazla taşkınlık yaparsa onu dizginleyeceksin
Sorry about the outburst but my people have got to learn.
Sert çıkışım için üzgünüm ancak personelim öğrenmeli.
Hey, another outburst like that and I'll confine you to quarters.
Bir daha böyle yaparsan, seni karavana kitlerim.
and let us sing, a song like a victorious trumpet call an outburst of cry
ve söyleyelim, muzaffer trompetle bir şarkı patlayan bir ağlama
Do not be carried away by the first outburst of your anger but give yourself time to consider what you do.
Öfkeyle kalkmayın, ne yapacağınıza karar vermek için kendinize biraz zaman tanıyın lütfen.
This fact, as well as his aggression that had been turned into fear... toward his dominant mother found no true outlet... in his social surroundings... since any emotional outburst would have been considered... almost obscene.
Bu gerçek, saldırganlığı gibi, ki baskın annesine karşı... korkuya dönüşmüştü... Sosyal çevresinde..... gerçek bir çıkış noktası bulamadı Herhangi bir duygusal patlama tamamen şok edici olarak görülecek olduğundan.
An outburst of aggression... rarely pays off.
# Öfkeyle kalkan... #... çoğunlukla zararla oturur.
I don't know what's provoked this outburst, but I don't like it, any more than not knowing where you were last night.
Taşkınlığının sebebini bilmiyorum ama dün gece nerede olduğunu bilememek kadar hoşuma gitmiyor.
We Franciscans are appalled by Brother William's outburst.
Biz Fransiskenler, William Kardeş'in çıkışıyla dehşete düştük.
One more outburst, and I'll hold you in contempt.
Kendinize hakim olmazsanız saygısızlıktan içeri atarım.
I'll have to say some penance for that outburst.
Bu aşırılığım için biraz dua etmem gerekecek.
I must apologize for my unseemly outburst.
Yersiz öfkem için affınızı dilerim.
He had what you call an outburst at the airport because he didn't wanna fly.
Pekâla! Uçağa binmek istemediği için havaalanında o dediğiniz patlama oldu.
- When was his last outburst?
- Bu tür bir patlama en son ne zaman oldu?
I will not tolerate one more outburst of any kind from anybody in this courtroom!
Artık bu mahkemede ani hareketlere... tolerans göstermeyeceğim!
I'm not saying they've had anything to do with the Dalton boy's outburst but I don't think I have to warn you boys his age are very impressionable.
Bunun, Dalton'un taşkınlıklarıyla ilgisi olmayabilir ama onun yaşındaki gençlerin kolay etkilenebilir olduğu konusunda ikaz etmek isterim seni.
Sit down Mr Anderson! One more outburst from you or anyone else and you're out of this school!
Siz veya başkası bir daha taşkınlık çıkarırsa okuldan atılırsınız!
Another outburst and I'll be forced to make an example of you.
- Yakında patlayacağım ve sizleri cezalandırmaya başlayacağım.
Maybe I should have an emotional outburst more often.
Belki daha sık duygu patlamasını yaşamalıyım.
I apologize for my outburst.
Tepkim için özür diliyorum.
One more outburst like that... and I'll hold you in contempt of court. You understand?
Bir daha böyle bir çıkış yapacak olursan... seni mahkemeye saygısızlıktan içeri atarım.
I want to apologize to you for that terrible outburst.
Korkunç davranışım için sizden özür dilemek istiyorum.
JUDGE : Mr. Jessie. You understand that another outburst like Friday's will not be tolerated.
Bu sey Cisco'nun rüyalarinin içine girmesini mi saglayacak yani?
One more outburst, and I'll send you back to the big leagues.
Biraz daha konuşursan seni o geldiğin büyük lige geri gönderirim.
Your outburst at the blood bank meeting damaged the credibility of the CDC.
Kan bankası toplantısındaki çıkışın CDC'nin itibarını zedeledi.
- Oh, the outburst of the young lady in court.
Genç bayanın mahkemedeki tepkisi?
I do apologize for my outburst in group.
Grupta gösterdiğim tepkiden dolayı özür dilerim.
We have to provoke an erotic urge in him... a violent outburst that will make him go haywire... make him confront his vile obsessions.
Biz onun içindeki seks dürtüsünü kışkırtarak... kalabalıkta kendisini rahatsız ederek patlamasını sağlayarak... kendi takıntıları ile yüzleştirmeliyiz.
That was quite an outburst.
Tamamiyle bir patlamaydı.
I'm willing to overlook your ungracious outburst, but I warn you :
Bu nahoş çıkışını görmezden gelmeye hazırım.
Stop this outburst.
Bana ne olduğunu anlat!