Outstanding перевод на турецкий
1,772 параллельный перевод
I am happy to present... this year's Vets Without Borders Award for Excellence in Research... to Dr. Marisa Costa... for her outstanding work with the Italian greyhound.
Bu seneki "Sınırları Olmayan Veterinerler" için "En İyi Araştırma" ödülünü Doktor Marisa Costa'ya İtalyan tazısı ile ilgili çalışmalarından dolayı sunmaktan mutluluk duyuyorum.
I did come here with the express purpose of killing you, but, seeing as you produced a work of such outstanding quality, and I'll probably have to stand in line for the privilege, I'm going to leave you to it.
Buraya tamamen seni gebertmek amacıyla gelmeme rağmen, böylesine olağanüstü kalitede bir iş çıkarttığınızı görünce ve ihtimalen de imtiyaz hakkı için sırada kalmam gerekeceğinden, sizi rahat bırakıyorum.
So, please take your seats and I'd watch where you sit, as we honour this year's outstanding individuals.
Şimdi, yerlerinize oturun ve oturduğunuz yerden bu senenin üstün bireylerini onurlandırmamızı izleyin.
Your presentation was outstanding.
Tanıtımın gerçekten çok iyiydi.
Outstanding!
Harika!
Outstanding!
Çarpıcı!
Such an outstanding peanut-butter and-jelly-sandwich maker like me?
Benim gibi bir fıstık ezmesi ve reçelli sandviç uzmanının yanında olması mı?
- Outstanding.
- Olağanüstü.
Outstanding.
Bu harika.
Outstanding.
Olağanüstüydü.
You know every four years... the faculty chooses from its ranks an individual... of outstanding academic reputation to deliÎ ½ er a lecture in honor... of the college's founding president, Arthur M. Fuller.
Bildiğin gibi, her dört yılda bir fakülte, akademisyenlerin başarı sıralamasına göre üniversitenin kurucusu Arthur M. Fuller onuruna konuşma yapacak kişiyi belirliyor.
Award for the Most Outstanding Performance in Piano...
Piyano Dalında En İyi Performans Ödülü.
To become an outstanding person in our country!
Ülkemizde önemli bir insan olmak için!
I will always study hard and grow up well to become an outstanding person in our country!
Her zaman derslerime sıkı çalışacağım ve iyi büyüyeceğim. Ülkemizde önemli bir insan olmak için!
She's an outstanding violinist.
Çok iyi bir viyolonist.
Outstanding, baby.
Muhteşem yavrum. Muhteşem.
"A mature, outstanding trio!"
"Olgun, seçkin üçlü!"
Kornel is an outstanding ornithologist! - My blood...
Kornel seçkin bir ornitologtur!
The screenplay is outstanding.
Film başlayacak.
- Outstanding job.
- Hurraa! Çok iyi görevdi.
If I were 20, I wouldn't have graduated with outstanding praise.
20 yaşında olsaydım, okulu yüksek dereceyle bitiremezdim.
That's outstanding.
Çok iyi.
Outstanding!
Çok iyi!
There's just one other outstanding issue I would like to discuss with you, sir.
Sizinle konuşmak istediğim bir konu daha var efendim.
This year the Sharks have had a outstanding forward line.
Bu yıl Sharks çok iyi bir ileri çizgiye sahiptiler.
Outstanding.
Çok iyi.
Well, if it's any consolation, though, this soft serve is outstanding.
Yine de eğer bir teselli olacaksa bu dondurmalar olağanüstü.
You have four weeks to repay the outstanding balance... or this school... is declared officially bankrupt.
Geri ödeme için 4 haftanız var... yoksa bu okul... tamamen iflas eder.
It's outstanding.
Bu çok güzel.
You name me one firefighter in town who doesn't have at least a half dozen parking tickets outstanding at any one given time.
Bana ödenmemiş en az bir düzine park cezası olmayan bir tane itfaiyeci göster.
You have an outstanding voice.
Çok güzel bir sesin var.
I won Outstanding Citizen awards for three years in a row.
3 yıldır örnek vatandaş ödülü alıyorum.
Outstanding.
Muhteşem.
Inspector Ma, I know that you are an outstanding officer
Müfettiş Ma, iyi bir polis olduğunuzu biliyorum.
Get them to call back that handsome and outstanding officer
Onları yakalaması için bizimkini çağır.
- That offensive line is outstanding.
- Çok güzel bir atak anlayışı vardı.
It says here... that you still have an outstanding student loan?
Burada hala ödenmemiş yüksek faizli bir öğretim krediniz olduğu yazıyor.
It is outstanding.
Çok yüksek faizli.
I think you should know that Anna-Beth Jenkins over at the Mandalay Bay, She got outstanding marks, so maybe you should, um,
Piper, şunu bil ki Mandalay Bay'deki Annabeth Jenkins çok yüksek puanlar aldı.
Apologlze for the timing, but we're in the midst of an undercover investigation of the premises, which has several outstanding health code violations.
Zamanlama için özür dilerim ama şu an gizli bir araştırmanın ortasındayız. Bazı sağlık ihlallerini inceliyoruz.
Outstanding!
Olağanüstü!
As a pilot he was outstanding.
Pilot olarak, eşsizdi.
Regardless, an outstanding performance from Bright and Halyard.
Bright ve Halyard'ın seçkin programını görmezden mi gelecek?
There are a few outstanding issues we still need to address in light of new circumstances, primarily sorry I'm late.That's right, duncan.
Yeni olanaklar yaratabilmek için, hala çözümlenememiş bir kaç sorunu halletmemiz gerekiyor, başta.. - Affedersiniz geciktim. - Haklıymışsın Duncan.
You have four outstanding parking tickets and a strange tattoo on the upper left cheek of your backside.
Dört tane park biletin ve poponun sol üst tarafında garip bir dövmen var.
You have four outstanding parking tickets and a strange tattoo on the upper-left cheek of your backside.
Ödenmemiş dört park cezası ve sol poponun üzerinde tuhaf bir dövme var.
He's outstanding.
Muhteşem biri.
He was really pretty outstanding at this stuff.
Bu gibi konularda gerçekten olağanüstü biriydi.
My God, I - - think I am really being outstanding here, guys.
Tanrı'm, gerçekten harika bir adamım.
Outstanding.
Sesin hâlâ muazzam.
He was an outstanding person.
Olağanüstü bir insandı.