Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ O ] / Oven

Oven перевод на турецкий

2,710 параллельный перевод
What was he doing in a pizza oven?
Pizza fırınında ne işi var ki?
The back doorknob of the pizza shop was wiped clean, but they did find Nick's prints all over the pizza oven.
Pizzacının arka kapı kolu temizlenmiş. Ama Nick'in parmak izleri fırının her yerindeymiş.
We found your fingerprints, Sal, all over the oven.
- Parmak izlerini bulduk, Sal. Bütün fırında.
Now he's always bragging about his oven, so I thought I'd... put a body in it.
Fırınıyla ilgili cart curt ötüp dururdu ben de... İçine ceset koyayım dedin.
You make him... disappear until your... your kid showed up before that oven you're so proud of could finish the job?
gurur duyduğun fırının işi bitiremeden çıkageldi.
You get her back, she gets you back, and then one day, one of you ends up dead in a pizza oven.
Sen alırsın, o alır. Sonra bir gün birinizin sonu bir pizza fırını oluverir.
Are you trying to tell me that Harley had the idea to put the body in your rival's oven?
Ne demek oluyor peki bu? Cesedi rakibinin fırınına koyma fikri Harley'den mi çıktı diyorsun?
Body in an oven sounds more like you're speed.
Bir fırına ceset koymak senin işin gibi duruyor.
How did Burns'body get in the oven?
Burns'ün cesedi fırına nasıl girdi?
Harley called me that night, said he needed to throw something in my oven overnight.
Harley o gece beni aradı. Gece, fırınıma bir şey atması gerektiğini söyledi.
I never dreamed what I turned away would end up in Ralph Carbone's oven.
Geri çevirdiğim şeyin Ralph Carbone'un fırınına gideceğini düşünmemiştim.
He was cooked in her baby oven.
Bunun karnından çıktı o.
- Excuse me, I have a roast in the oven.
İzninle. Fırında rosto pişiyor.
I think I have a bun in the oven.
Galiba orta kata kiracı geldi.
What, did he eat your candy house and push you into the oven?
Ne yaptı, şekerden evini yiyip seni fırına mı itti?
I then folded a towel under your head as a pillow, set your oven clock to the correct time because it was driving me crazy and I left.
Sonrasında ben havluyu katlayıp başının altına koydum fırın saatini doğru zamana göre ayarladım çünkü çok sinirimi bozuyordu ve çıktım.
Yep, first pie out of the oven.
Evet. Önce kim kaparsa.
My friend Dave from across the hall, his oven broke, so he'll be using the kitchen.
Karşı dairedeki arkadaşım Dave'in fırını bozulmuş. Bu mutfağı kullanacak.
I am going to pop another mushroom frittata into the oven.
Fırında bir tane daha mantar frittata yapacağım.
First things first, oven mitts.
Önce fırın eldivenleri.
Where are the oven mitts?
Fırın eldivenleri nerede?
Ain't no oven, but warming up on the grill.
Fırınım yok ama ızgarada ısıttım.
I'm hot just like an oven
Alev alev yanıyorum
My grandma had a pink oven with that logo on it.
Büyükannemin üzerinde bu logodan olan pembe bir ocağı vardı.
So... Bun in the oven.
Hamilelik demek.
Kill it afore it puts a bun in its own oven and repopulates the bleeding planet.
Mercimeği fırına verip lanet gezegeni piçleriyle doldurmadan öldürelim şunu. - Hayır!
Oven
Tamam.
Oven Grinder or Best Pizza on Earth?
Oven Grinder mı, Best Pizza on Earth mü?
Oven Grinder is the best pizza on the North Side.
Oven Grinder kuzeyin en iyi pizzacısı.
Hey, uh, when this case is over, maybe I could take you to Oven Grinder, grab some pizza.
Bu vaka kapanınca belki seni Oven Grinder'a pizza yemeye götürürüm.
That is actually the cookies I have in the oven.
Fırındaki kurabiyelerimin kokusu onlar.
We were talking about a new toaster oven. Toaster oven?
Yeni bir mini fırın alalım diyorduk.
More like bun in the oven.
Mini fırın? Bu ufaklığı mı pişireceksiniz?
And you gave him something that looked like a wet oven mitt. - Okay, it was his hat.
Ayrıca ona ıslak fırın eldiveni gibi bir şey verdin.
I've got a hot oven and he knows how to stoke it up.
Bende ateşli mangal var, adam nasıl körükleyeceğini biliyor.
My oven needs bread every day, I can't do anything about it.
Fırınımın her gün ekmek çıkarması lazım, bu konuda bir şey yapamam.
Anyway, This doesn't concern them their oven hasn't been lit for ages.
Neyse, bu onları ilgilendirmez onları fırınları uzun zamandır yanmıyor.
You light the fire in my oven and I gotta say no to Karim?
Mangalımın ateşini yakıyorsun, sonra da Kerim'den uzak dur diyorsun!
You just crack'em, hole'em, toast'em, brush'em with a little bit of olive oil, then rub'em with cayenne pepper, some turmeric and some cinnamon sugar, and you put'em in the oven for a quick roast, flipping them every five minutes
Sadece çatlatıyorsun, açıyorsun, kızartıyorsun birazcık zeytin yağıyla fırçalıyorsun sonra arnavut biberi ile ovuşturuyorsun biraz zerdeçal ve biraz da tarçın ekleyip çabucak kızartması için fırına atıyorsun ve her 5 dakikada bir çeviriyorsun...
Coated chicken baked in the oven with seasonings.
Fırında pişmiş baharatlı tavuk.
Oven. It's a souffle.
İçinde sufle var.
I am checking Tom's E.T.A. so I know when to preheat the oven, and I'm not talking about... cooking.
Tom'un ne zaman geleceğini öğreneyim ki fırını ona göre ısıtayım. Yemek pişirmekten de bahsetmiyorum.
I have scones in the oven.
Fırında çörekler var.
First, preheat your oven to 300.
Öncelikle fırını 300 dereceye ayarla.
First, I'm gonna preheat my oven to 300.
Öncelikle fırını 300 dereceye ayarlayacağım.
I heard an oven timer go off.
Fırının sesini duydum. Şu keke bakalım bir.
I should've taken them out of the oven 20 minutes ago.
Onları fırından 20 dakika önce çıkarmalıydım.
I'm embarrassed to admit it, but, um... my oven malfunctioned.
Bunu kabul etmeye utanıyorum, ama, şey fırınım arıza yaptı.
I'm embarrassed to admit it, but... my oven malfunctioned.
Bunu kabul etmeye utanıyorum, ama, şey fırınım arıza yaptı.
What is that? Is that a humble brag?
- Kendini öven alçakgönüllü demek?
Is that a humble brag?
Kendini öven alçakgönüllü demek?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]