Overcoming перевод на турецкий
176 параллельный перевод
You're overcoming me.
Beni şımartıyorsunuz!
To again emphasise our fuel problem, most of it will be consumed in overcoming earth's gravitational pull.
Yakıt problemimizi vurgulamaya geri dönecek olursam yakıtın çoğunu Dünya'nın yerçekiminden kurtulmaya çalışırken tüketmiş olacağız.
Me, who, overcoming every vulgar prejudice..
Burada ki ön yargının bile üstesinden gelemedik...
Overcoming innumerable difficulties, he has found the way to the innermost recesses of nature, penetrated into living cells and the structure of atoms.
Sayısız zorlukların üstesinden geldi, o doğanın içerlerinde yolunu buldu, canlı hücrelerin iç yüzünü anladı, ve atomun yapısını çözdü.
Overcoming the atmospheric drag, the ship is already moving twice as fast as an artillery shell.
Atmosferik rüzgar çekim kuvvetinin üstesinden gelip, gemi çoktan harekete geçmişti ki onun hızı ağır bir roketin hızından iki kat fazlaydı.
Force has meaning only when overcoming tyranny.
Şiddeti, sadece zorbalığa yenilenler uygular.
Each human being is confronted with the task. ... of overcoming this complex within himself.
Her insanoğlu, içindeki bu karmaşanın üstesinden gelme görevi ile karşılaşır.
For seven centuries we prospered and then a man named Yartek found a means of overcoming the power of the machine.
Yedi yüzyıl boyunca ilerledik. Ve sonra, Yartek isimli bir adam makinenin gücüyle baş edebilecek bir yol buldu.
Madame, I take the greatest pleasure in overcoming fortifications which are well defended.
- Madam, ben zorlukları yenmekten büyük bir zevk duyarım Hatta iyi savunma yaparlarsa.
- He seems to be overcoming that.
- Bunun üstesinden geliyor.
I enjoy overcoming difficulties.
Güçlüklerin ve engellerin üstesinden gelmekten zevk alıyorum.
More than anywhere else philosophy could be used as an ideology so that the necessary criminal methods for overcoming fear could be legalised.
Herhangi bir yerden daha çok felsefe ideoloji olarak kullanılır böylece suç yöntemleri korkuyu yenmeyi yasallaştırır.
Overcoming and liberating nations and tongues... he saw the depths of Asia.
Muzaffer olarak ve halkları ve dilleri özgürleştirerek... Asya'nın derinliklerine kadar gitti.
It's a question of image, of overcoming a stereotype.
Klişelerin üstesinden gelebilme meselesi.
Human spirit overcoming human adversity. Sounds like Horatio Alger in the barrio.
İnsan ruhu insan gelişiminin üstesinden geliyor.
One of them is overcoming the differences, at least in regards to one of us.
İçlerinden bir tanesi bu farklılıkları, en azından birimiz için aşmaya başlamış gibi.
The high they get from overcoming their fear they become addicted to it.
Korkularını alt etmek için onlara bağımlı oluyorlar. Düşündüm ki onları biraraya getirirsem...
"Some kind of spell is overcoming me"
"Beni etkileyen bir büyü bu."
It's about inner demons, seIf-doubt, human frailty and overcoming that crap.
Bu oyun, içimizdeki şeytanla, kişisel çelişkilerle, zayıflıklarla... ve bu saçmalıkların üstesinden gelmekle ilgilidir.
You're an ex-slave who's devoted his life to the abolition of slavery, and overcoming great obstacles and hardships along the way, I should imagine.
Eskiden köleydiniz... hayatınızı köleliğin kaldırılmasına ve bu arada tahminimce büyük zorlukları aşmaya adadınız.
Horror films provide positive examples of ordinary people overcoming their worst fears and conquering evil.
Üstelik bu filmler insanların korkularını yenmesini sağlıyor.
This world may be our only hope in one day overcoming the false gods.
( Teal'c ) Sahte tanrıları yenmekte, bu dünya bizim tek umudumuz olabilir.
Pete here... overcoming his childhood fear of water, dove into the river, and saved the banner
Pete. çocukluğundan beri var olan su korkusunu yenerek nehre atladı ve bayrağı kurtardı.
... Germans are capable of overcoming mental and physical obstacles.
... Almanlar zihinsel ve fiziksel engellerin üstesinden gelmeye muktedirdirler.
It's a theory... It has to do with overcoming atmospheric friction.
Bir teori... atmosferik sürtünmenin üstesinden gelmekle ilgili bir şey!
And I proved a man too today overcoming all my obstacles
Önümdeki tüm engelleri aştığıma göre ben de erkekliğimi kanıtladım demektir.
Life is about problems and overcoming those problems, and growing and learning from obstacles!
Hayat sorunlardan ve bu sorunları çözmekten ibarettir. Engelleri aşarak öğrenmektir.
- I'm trying to tell you about overcoming adversity.
- Sana başımız gelecek sıkıntıları anlatmaya çalışıyorum.
The more I felt I was overcoming Ramallo... the stronger the pain.
Daha fazla hissettikçe, acı güçlendikçe... Ramallo'nun üstesinden geliyordum.
What the bourgeoisie can't accept is the overcoming of the schemes, this would be the real revolution.
Kapitalistlerin kabul edemedikleri şey ; entrikaların boşa çıkmasıdır, asıl devrim bu şekilde olacaktır.
And sometimes overcoming them, and sometimes not.
Bazen sorunu çözersin, bazen çözemezsin.
After half a century of division. Overcoming our history of agony and disgrace... we're gonna open the dam to reunification, okay?
Hey, yarım yüzyıllık ayrılığın ardından keder ve utanç dolu tarihimizin üstesinden gelerek...
We can spend dinner overcoming negative first impressions.
Yemekte olumsuz ilk izlenimleri yenmeye çalışabiliriz.
It's just a matter of overcoming snobbery.
Bütün mesele, züppeliği bırakmak.
Come on, "overcoming adversity"!
Hadi, "güçlüklerin üstesinden gelmek"!
Let's go, "overcoming adversity"!
Hadi bakalım, "güçlüklerin üstesinden gelmek"!
But I finally saw one individual that was overcoming her inhibitions.
Ama sonunda ayılardan birinin bu engelin üstesinden geldiğini gördüm.
Overcoming the prejudices of Mexico`s Spanish overlords had become Seguenza`s self - appointed task from an early age.
Meksika'nın İspanyol derebeylerinin ön yargılarının üstesinden gelmek... Seguenza'nın genç yaşlardan itibaren kendine biçtiği görev haline geldi.
It's about love overcoming all obstacles.
Aşkın tüm engelleri aşması hakkında.
But it is ultimately about overcoming the seemingly insuperable barriers separating life, death and eternal life.
Ama sone sonuçta yaşamı, ölümü ve sonsuz hayatı birbirinden ayıran... görünüşte aşılmaz engellerle baş etmek hakkında.
Or growing, or coming to like each other... or overcoming obstacles to succeed in the end, you know?
Git gide karakterlerin birbirine benzemesi, engelleri aşmaları... Ve sonunda başarıya ulaşmaları. Anlıyor musun?
... and how it's just about overcoming your fears.
Bunun tamamen korkularının üstesinden gelmekle alakalı olduğunu.
The trick to overcoming buyer's remorse is to have a plan.
İşin sırrı ufak bir hilede.
the history of the overcoming of tyranny in El Coronado!
El Coronada'da galip gelen fikirlerin tarihi.
Ray, you and I have dedicated our lives to overcoming evil through love.
Ray, sen ve ben hayatımızı şeytana karşı sevgiyle mücadeleye adadık.
And that's because, for all their success in overcoming their physical environment, they're trapped in another environment - that of their own minds.
Bunun sebebi, çevrelerini kontrol etmedeki üstün başarılarına karşın....... başka bir çevrede, kendi düşüncelerinde, sıkışıp kalmalarındandır.
Marriage is the continuity of overcoming.
Evlilik, monotonluğun üstesinden gelebilmektir.
His life was devoted to probing the mysteries of existence and by overcoming his own philosophical doubts and achieving spiritual illumination, he became a model for seekers of the truth everywhere.
Hayatını varoluşun gizemlerini araştırmaya kendi felsefi şüphelerinin üstesinden gelmeye ruhani olarak aydınlanmaya adamıştı. Ve dünyanın her yerindeki gerçeği arayanlara bir örnek haline geldi.
Working together on the same side of the law, overcoming our differences, battling the odds.
Kanunun aynı tarafında beraber çalışmak farklılıklarımızın üstesinden gelmek... battling the odds.
Hopefully, upon reviewing these documents, your honour will concur that Mrs. Montgomery has taken admirable initiative in overcoming severe hardship, so that James may be returned to her care.
Umarız ki bu belgeler, Bayan Montgomery'nin zorlu bir hayattan sıyrılıp taktire değer bir hayat kurduğunu fark etmenizi ve James'in bakımının ona verilebileceği konusunda bizimle hem fikir olmanızı sağlar.
In the jungle it's the daily violence of the strong overcoming the weak.
En iyi olan hayatta kalır.