Oversight перевод на турецкий
693 параллельный перевод
A lamentable oversight.
Bu çok içler acısı bir durum.
Quite right, Miss Claythorne, it's an unfortunate oversight.
Haklısınız Bayan Claythorne. Talihsiz bir ihmal.
It would be too bad to have anything go wrong through so simple an oversight.
Basit bir ihmal sonucu bir şeylerin yanlış gitmesi çok kötü olur.
Due to an oversight, which I hasten to state is contrary to the traditions of a great service, the defendant did not die.
Büyük bir servisin geleneklerine yakışmayan bir hata neticesinde davalı ölmedi.
- No, really. Please, gentlemen. As much as I would love to have you come along, it was my oversight, and you'd be losing a full day's work.
- Hayır, gerçekten beyler birlikte gitmeyi ne kadar istesem de bu benim kendi kararımdı.
Oh, an oversight.
Gözden kaçmış.
Purely an oversight, officer.
Tamamen dikkatsizlik memur bey.
In my case, it was an oversight.
Benim durumum gözden kaçmış.
- Strictly an oversight, I assure you.
- İnanın ki gözümden kaçmış.
I don't doubt that it was an accident... the elevator door, through an oversight, was left open.
Onun bir kaza olduğundan şüphem yok asansör kapısı açık bırakılmış.
I trust it was purely an oversight.
Sadece bir dikkatsizlik olduğuna eminim.
An oversight, no doubt.
Eminim konu açılmamıştır.
That is an oversight.
Gözden kaçmış.
I had hoped it was merely due to some oversight.
Ben de bir unutkanlık olduğunu sanmıştım.
A complete oversight, but my apologies, dear auntie.
Tam bir dikkatsizlik ama özür dilerim, sevgili teyzeciğim.
It was a grievous oversight on our part.
Bizim hatamız.
An odd oversight for a man who thinks of everything.
Her şeyi düşünen bir adamın bunu gözden kaçırması çok tuhaf.
In a society as well organised as this one seems to be, I cannot conceive of such an oversight going uncorrected.
Bu kadar iyi örgütlenmiş bir toplum, böylesine bir hatanın düzeltilmemiş olmasını kavrayamaz.
- An oversight?
- Bir yanlışlık mı oldu?
This time, due no doubt to an organisational oversight, you arrived before the crime. But, as I've come to expect, that made little difference.
Aslında suç daha işlenmeden olay yerine gidilmesi gerekirdi ama sizin durumunuzda bu hata gayet normal.
As it is, I know it was only an oversight.
Biliyorum, bu gözden kaçmış bir nokta sadece.
Uh, an oversight on my wife's part.
Karımın görüş alanına giriyor da ondan.
It must be an oversight.
Gözden kaçmış olmalı.
You seem to be well-equipped to repair that oversight, Mr Stromberg.
Bu yanlışlığı gidermek için yeterince aracınız var Bay Stromberg.
Do forgive us for any mistake due to oversight
Bir kusurumuz olursa affedin bizi
Oh, maybe it was just an oversight.
Oh, belki sadece gözdem kaçmıştır.
Oversight.
Gördüm.
Well, it's a stupid oversight. lf Sam Malone isn't invited, I'm not coming.
Çok aptalca bir hata. Eğer Sam Malone davetli değilse ben de gelmiyorum.
You give him the pen, tell him it was an oversight.
Geri verir, yanlışlık olduğunu söylersin.
You could correct that oversight, now, if you would. - Or a 50, if you've got it?
İstersen şu anda onu telafi edebilirsin, ya da varsa onu 50 yapabilirsin.
A costly oversight by the tailor.
- Terzinin gözünden kaçmış olmalı.
Probably an oversight.
Herhalde atlamıştır.
- Minor oversight.
- Hiç önemli değil
A pure oversight.
Büyük bir dikkatsizlik.
It was just an oversight.
Basit bir dalgınlık işte.
Oh, it's a horrible oversight.
Bu korkunç bir ihmalkarlık.
I hope that no oversight because they come looking for me.
Umarım yoldadır çünkü beni almaya geldiler.
This EPA oversight hearing of the committee on Power and Industry will come to order.
Enerji ve endüstri komitesinin olağan gözden geçirme toplantısı başladı.
The first thing he'll do is check with the collector for an oversight.
İlk işi, parayı yatırdığı adamı arayıp kontrol etmek olacak.
A genetic oversight, I suppose.
Genetik bir kusur, zannederim.
He has to talk the Oversight Committee out of another 75 million dollars.
Teftiş komitesini 75 milyon dolar daha vermeye ikna etmesi gerek.
As acting Deputy Director of intelligence, it is my duty to report this matter to the Senate Oversight Committee.
İstihbarat Müdür Vekili olarak görevim, bu meseleyi, Senato'nun Gözetleme Komitesi'ne bildirmektir.
Richard Goodwin with the Subcommittee on Legislative Oversight. I'm calling because the rate schedules for the Baltimore and Ohio for the first four months of 1954 seem to be missing from the documents you just sent me.
Yolladığınız raporlarda 1954'e... ait Baltimore-Ohio çizelgesine ait kayıtları bulamıyorum.
Oh, just an oversight.
- Yolsuzluklar alt komisyonu.
- We're an oversight committee. - Right.
- Biz bunun komitesiyiz.
I mean, we have oversight over all the agencies. It includes the F.C.C.
Ajansları kontrol etme yetkimiz var.
- My name is Richard Goodwin. I'm with the Congressional Subcommittee on Legislative Oversight.
Adım Richard Goodwin, kongre alt komisyonu şoruşturma memuruyum.
I'm with the House Subcommittee on Legislative Oversight.
Kongre yolsuzluklar alt komitesinde görevliyim.
Two days, it's an oversight. - But 3 days?
- Ama 3 gün?
Sorry, sir. We made a mistake my oversight.
Hata yaptık, benim dikkatsizliğim.
"I made a mistake by oversight!"
"Yanlışlık yapıp gözden kaçırmışım!"