Oversold перевод на турецкий
43 параллельный перевод
You might even say I oversold it.
Tanrım sanki fahiş fiyata sattım!
We made a little mistake. We've oversold the bus.
Küçük bir hata yapmışız fazla bilet satmışız.
- What? We've oversold the bus, sir. I'm afraid you have to get off.
Fazla bilet satmışız efendim korkarım inmek zorundasınız.
Due to our policy of overselling flights, this flight has been oversold.
Yolcuların dikkatine. Fazladan bilet satma politikamıza göre bu uçuş fazladan satılmıştır.
Because they really oversold it, We ended up doing about 16 nights,
Umarız ki, haberin ardındaki haberi anlayabilirler.
Henry is right now in the hospital because he oversold his blood in order to buy me a Hungarian-red ring, which, by the way, is too small.
Henry şu anda hastanede, çünkü bana Macar kırmızısı bir yüzük almak için fazlasıyla kan satmış. Bu arada yüzük küçük geldi.
Mr. Soprano oversold me.
Bay Soprano beni abartıyor.
Prudence is an oversold virtue. Immaculate Heart novice nun
"İhtiyatlı olmak fazla abartılan bir erdem."
This concert is oversold.
Konser için ne çok bilet satılmış.
I might've oversold that a little.
Biraz abartmış olabilirim.
Leslie might have oversold me a little bit.
Leslie beni biraz abartmış olabilir. Kesinlikle abartmadım.
I may have oversold the job.
İşi aşırı övmüş olabilirim.
I guess they oversold me being your one and only vessel.
Sanırım senin tek bedeninin ben olduğumu söylediklerinde yanılıyorlarmış.
He called me a couple months ago when he oversold a seminar in Santa Fe.
Bir kaç ay sonra beni tekrar aradı yani Santa Fe'deki seminerden hemen sonra.
No, no, I oversold it.
Hayır, hayır, fazla abarttım.
At the very minimum, this video shows an oversold concert. No, at the very minimum, it shows a selectively edited, highly prejudicial video
Hiç değilse bu video fazla bilet satılmış bir konseri gösteriyor.
So, Ted? You were worried that I oversold you to Liz.
Ted seni Liz'e fazla övmemden hoşlanmadığın için olayı düzelttim.
You oversold her!
Abartmışsın onu!
Oversold it, didn't I?
Fazla abarttım değil mi?
I may have oversold the effects of Gatorade.
Gatorade'nin etkisini biraz abartmış olabilirim.
I might have oversold.
Stok fazlasından aldım.
I may have oversold the forks a little.
Fazla abartmışım gibi hissediyorum.
It's possible I oversold how hard this would be.
Sanırım bu işin zorluğunu biraz fazla abartmışım.
And it ain't my fault that you oversold our mileage to the board back east.
Kurula ilerleme mesafesini fazla göstermiş olman da benim suçum değil.
When the board comes, they'll see I've oversold the mileage.
Yönetim kurulu geldiği vakit mesafenin fazla gösterildiğini görecekler.
Artie suggested the two of you might be helpful, but now I'm beginning to think he oversold you.
Artie, ikinizin çok yararlı olacağını düşünüyordu fakat seni fazla abartmış.
♪ uh, oh, uh, oh, uh, oh, oh, oh ♪ Girls, I may have oversold my apartment.
Kızlar dairemi biraz abartmış olabilirim.
Were they oversold?
Aşırı mı övülmüştü?
I've oversold you.
seni abartmış olabilirim.
Your attention, please. Flight 763 to Istanbul has been oversold.
Lütfen dikkat. 763 sefer sayılı İstanbul uçağının biletleri tükenmiştir.
Analysts anticipated today's uptick, saying the market was oversold.
Analistler bugünkü tahmin edilen artış için piyasada fazla satış oldu dedi.
I got you riled up, you oversold giggle pig, and now you're running an expensive task force in a time of budget cuts.
Seni sinirlendirdim, sen de Kıkırdak Domuz'u bir hayli övdün ve bütçe kesintilerinin olduğu bir zamanda aşırı pahalı bir görev ekibi aldın.
I may have oversold the cuisine just a touch.
Ufak bir dokunuşla mutfağı satın almış olabilirim.
The truth is, we've oversold our current facilities, but we're raising capital to grow and catch up to demand.
Gerçek şu ki, tesislerimizi tamamen doldurduk. Fakat talep edilen miktara ulaşabilmek için sermayemizi arttırarak büyüyoruz.
Okay, look... maybe I oversold how much I know about Reggie.
Tamam, bak. Reggie'yi tanıdığım konusunu çok fazla abartmış olabilirim.
Biosynthesized in some lab in Mexico, packed into a pill, shipped to the States where it was packaged with a logo and taxed by the government, stolen by a bribed guard, sold to a Vera henchmen, oversold to Shayla, and then to me.
Meksika'daki laboratuvarlarda biyosentezlenmiş, hap içine paketlenmiş bir logo ile kutulanıp, vergisinin hükümete ödeneceği ABD'ye gönderilmiş rüşvet verilen görevli tarafından çalınmış, Vera'nın elemanına satılmış ondan Shayla'ya satılmış ondan da bana gelmiş.
She never undersold a client or oversold a buyer.
Satıcıya düşük, alıcıya yüksek fiyat vermezdi.
I oversold it, didn't I?
Fazla uçtum, değil mi?
I do find that he, um... how shall I say this... oversold his results in court.
Düşüncemse raporunu... bunu nasıl desem abartarak belirttiği yönünde.
Ms. Westfall, even if what you say is true... Mr. McVeigh oversold his conclusions here... there's no reason to believe that he didn't equally oversell them to Governor Florrick?
Bayan Westfall Bay McVeigh dediğiniz gibi sonuçlarını abartmış olsa bile Vali Florrick'e de abartarak anlattığını düşünmemek için bir neden yok.
I should disclose in advance I may have oversold this one by classifying it as a bomb.
Peşinen söyleyeyim de bunu bomba sınıfına sokarak gereğinden fazla abartmış olabilirim.
He's got spaces in London, Paris and L.A., and I'm quite sure I oversold myself.
Londra, Paris ve LA'de mekanları var ki kendimi sattığıma eminim.
You oversold the part.
Kendini çok kaptırdın.