Parole перевод на турецкий
3,261 параллельный перевод
The parole board said he's been living with relatives...
- Şartlı tahliye kurulu akrabaları ile yaşadığını söyledi...
We show up at his parole hearings.
- Şartlı tahliye duruşmalarında göründük.
Ira : We were at his last parole hearing.
- Onun son şartlı tahliye duruşmasındaydık.
The Craigs said if you'd have been at the parole hearing, it would have made a difference.
- Craig'ler, eğer şartlı tahliye duruşmasında sen olsaydın farklı olacağını söylediler.
But that parole board was charged with saving money.
- Ama şartlı tahliye kurulu tasarruf yapmakla suçlandı.
The parole board ate it up.
- Şartlı tahliye kurulu yedi.
Career criminal just released on parole after serving a five-year stretch for armed robbery with a gun.
Azılı suçlu, silahlı soygundan hapishanede 5 yıl yattıktan sonra şartlı tahliyeyle serbest kalmış.
Yeah, he grew up on that block, and how's this for a coincidence : he missed his scheduled visit with his parole officer this morning around the same time Kelvin was being robbed and murdered.
Evet, o apartmanda büyümüş ve ne büyük tesadüftür bu sabah şartlı tahliye memuruyla olan programını kaçırmış Kelvin'in soyulup, öldürüldüğü zaman diliminde...
So what are the chances that parole's gonna issue a warrant?
Öyleyse şartlı tahliye memurunun teminat verme şansı nedir?
You missed your parole visit the very morning your girlfriend's husband was shot to death.
Şartlı tahliye memuru ziyaretini kaçırdın, kız arkadaşının kocasının vurularak öldürüldüğü sabah.
Parole won't hold him until we have something more.
Tahliye memuru elimizde daha fazlası olana kadar, onu tutamayacak.
He's on parole.
Şartlı tahliyedeydi.
Your parole officer's been looking for you.
Tahliye memurun da seni arıyordu.
Parole review board's come to the island to tease your fellow lags with the notion of freedom.
Şartlı tahliye inceleme heyeti mahkum arkadaşlarına özgürlük hayali kurdurmaya geliyor.
What could I possibly steal from a parole board hearing?
Bir şartlı tahliye duruşmasından ne çalabilirim ki?
As such, I think it would be premature to grant parole at this time.
Bu durumda bence şartlı tahliye için biraz erken.
Mr. Simmons won't be eligible for parole again until 1965, and I'd prefer him off my island before that time.
Bay Simmons 1965'e kadar bir daha şartlı tahliye duruşmasına çıkamayacak ama ben o zamana kadar adadan gitmiş olmasını tercih ediyorum.
I'd be happy to oblige. But it seems the parole board is long gone.
Memnuniyetle yaparım ama heyet çoktan ayrıldı.
Can you forge a parole board hearing form?
Şartlı tahliye formunun taklidini yapabilir misin?
The forms the parole board uses are set on carbon paper and discarded after each hearing.
Şartlı tahliye formlarında karbon kağıdı kullanılıyor ve duruşmadan sonra atılıyor.
He stole the parole ruling on Harlan Simmons right out of the briefcase.
Çantadan Harlan Simmons'ın şartlı tahliye kararını çaldı.
For reasons unknown at the moment, after lunch, I caught 2109 switching Harlan Simmons'parole review with a fake.
Öğle yemeğinden sonra 2109'u şu an bilmediğim bir sebeple Harlan Simmons'ın şartlı tahliye belgesini sahtesiyle değiştirirken yakaladım.
Mr. Tiller saw us talking in the yard this morning and again at the parole hearing.
Bay Tiller bizi bu sabah bahçede ve sonra şartlı tahliye duruşmasında konuşurken gördü.
Most wednesdays, he plays high-stakes Pai Gow on Canal with a dozen ex-felons - - clearly a violation of his parole.
Çarşamba günleri genellikle Canal'da bir sürü eski suçlu ile birlikte yüksek bahisli Poi Gow oynar. Açık bir şekilde şartlı tahliyesinin şartlarını ihlal ediyor.
He told us to write a letter to the parole board.
Şartlı tahliye kuruluna bir mektup yazmamızı istedi.
I will get life without parole, but Teresa will live.
Öldürdüğüm için hapse girebilirim ama Teresa yaşayabilir.
turned his pit bull on his parole officer before braining the P.O. with a tire iron.
Cadde'deki bir garajda rehabilite edilmiş bir vatandaş pitbull'unu şartlı tahliye ofisinin üstüne saldı ve sonra da levyeyle beynini dağıttı.
Tell it to your parole officer, sister!
Şartlı tahliye memuruna söyle, kardeşim!
Brother claimed D'Stefano was getting his life back on track since he was released on parole.
Kardeşi, kefaletle serbest bırakıldığından beri hayatını bir düzene sokmaya çalıştığını söyledi.
I called his parole officer.
Şartlı tahliye memurunu aradım.
Well, according to her parole records, Holly Danvers did everything she was supposed to.
Şartlı tahliye kayıtlarına göre Holly Danvers gerekli her şeyi yapmış.
So, you're getting baked while you're on parole?
Yani, programda çalışırken kafayı buldun öyle mi?
You gonna help me with my parole violation if I did?
Görmüşsem, program ihlalim konusunda bana yardım edecek misiniz?
My parole officer.
Şartlı tahliye memuru.
You call your parole officer by his first name?
Şartlı tahliye memuruna ilk adıyla mı sesleniyorsun? O işi yapmaya başladığımızda "Memur Kalinowski" kulağa güzel gelmiyordu. Evet!
And one parole violation, and you're right back here.
Şartlı tahliyeyi bir kez bile ihlal edersen, durumunda buraya geri döneceksin.
Well, they offered to speak at my parole hearing, if that's what you mean, but I wouldn't call that paying, you know?
Şartlı tahliye duruşmamda konuşacaklarını söylediler,... demek istediğiniz buysa, ama ben bunu ödeme diye adlandırmazdım.
- It's my parole officer.
- Şartlı tahliye memurum.
- And my parole officer...
- Ve şartlı tahliye memurum- -
You will have a date for a parole hearing.
Şartlı tahliye duruşması için size bir tarih verilecek.
My parole officer- - he wants something and I don't know what it is.
Şartlı tahliye memurum, bir şey istiyor ama ne istiyor anlamadım.
Hector Estrada is up for parole.
- Hector Estrada'nın şartlı tahliye duruşması varmış.
I just checked with Estrada's parole officer.
Estrada'nın şartlı tahliye memuruyla görüştüm demin.
According to Estrada's parole officer this is the last known address of his wife.
Estrada'nın şartlı tahliye memuruna göre eşinin son bilinen adresi burasıymış.
Mrs. Estrada, I'm Arthur Curry, Hector's parole officer.
Bayan Estrada, ben Arthur Curry. Hector'ın şartlı tahliye memuruyum.
How's facing life without the possibility of parole?
Şartlı tahliye şansı olmayan bir hayatla yüzleşmek nasıl?
- Is having a parole hearing.
Ne? ... şartlı tahliye duruşması var.
Hector Estrada is up for parole.
Hector Estrada'nın şartlı tahliye duruşması varmış.
The panel has reviewed all the pertinent data in this matter. We find that the prisoner meets the requirements for parole under the compassionate release statute 463.
Heyet, bu davayla alakalı tüm verileri inceledi ve hükümlünün, 463 sayılı mevzuata göre şartlı tahliye için gerekli görülen niteliklere uyduğu tespit edildi.
Last year an 11-year-old boy was put away for murder, life without parole.
Geçen yıl 11 yaşında bir çocuk cinayetten ömür boyu hapse girdi, şartlı tahliye olmadan hem de.
Yeah, you're a free man on parole.
Şartlı tahliye edilmiş özgür bir adamsın.