Passed перевод на турецкий
17,352 параллельный перевод
"900 years in a box" just rolls off your tongue as if the time passed without consequence.
Bir kutuda 900 yıl sadece dilini kapalı rulo. Sanki zaman sonucu olmadan geçti.
Whatever has passed between us, whatever hatred you're holding on to, in me you see the kindred you have always longed for.
Aramızda geçen her neyse.. tutunduğun nefret.. her neyse..
Yun Gye-soon just passed away this morning.
Yun Gye Soon bu sabah öldü.
Your mother has passed.
Annen hayatını kaybetti.
My folks... they passed on when I was a baby.
Ailem ben küçükken vefat etti.
My ma, she, uh, she passed on while... while bringing birth to me.
- Annem beni doğururken ölmüş.
- I could've passed them if I wanted to.
- Eğer isteseydim geçebilirdim..
By the time we returned to the party, the accuser, who I have previously witnessed consuming alcohol, was passed out on the floor. "
Partiye döndüğümüzde, suçlayan, önceden alkol tüketimine tanık olduğum kişi, yerde baygın yatıyordu.
As you all know, our former chairman's chair is in the Conglomerate passed to his son, who due to his age elected me to act as his proxy.
Hepinizin bildiği gibi, eski başkanımızın Şirket'teki koltuğu oğluna geçti ki onun yaşı yüzünden beni de vekili yerine koydu.
Laci passed me a note in class.
Laci bana sınıfta bir not iletmişti.
And she wrote me another note and passed it.
Bir not daha yazıp gönderdi.
The dog days have passed.
Köpek yediğimiz günler geride kaldı.
Or... or it passed.
Yoksa geçti mi?
Look, I don't ask questions, but every firm in the city's passed this one by.
Bak fazla soru sormam ama şehirdeki tüm firmalar bunu pas geçti.
I bought it for him as a birthday present before he passed.
Vefat etmeden önce doğum günü hediyesi olarak almıştım.
Which hand stamp guy told me- - right before he passed out- - is happening as we speak.
Damgalı herifin bayılmadan önce söylediğine göre şu sıralar gerçekleşiyor.
What, you mean you don't remember the part where you passed out, woke up again, shouted at me, "It's too hot in this five-story hellhole,"
Sızıp kaldığın, sonra tekrar uyanıp bana bağırdığın kısmı hatırlamıyor musun? "Bu beş katlı cehennem deliği de amma sıcakmış." demiştin galiba.
They say Sharon Beck has passed all of her drug tests, hasn't missed an appointment with her probation officer, has all of her A.A. logs checked.
Yazılanlara bakılırsa Sharon Beck, tüm uyuşturucu testlerini geçmiş gözetim memuruyla tek bir randevuyu bile kaçırmamış tüm Adsız Alkolikler toplantılarına katılmış.
Mr. Sanchez, your wife passed away from concussive injuries sustained in a car accident.
Bay Sanchez, eşiniz bir trafik kazasında aldığı darbeye dayalı yaralar yüzünden vefat etti.
He's passed out in the training room.
Kondisyon odasında bayıldı.
But he passed away.
Ama eşim öldü.
I passed the time and location on to Lages and that was it.
Yer ve zaman bilgisini Lages'e ilettim, hepsi bundan ibaret.
So many years have passed, Jean, I...
Aradan çok yıl geçti, Jean, ben...
But a friend of mine taught me a little thing about it, before he passed.
Ama bir arkadaşım ölmeden önce bana bir iki numara öğretti.
I just passed out.
- Ama uyuyakaldım.
He crawled in here and passed out around 1 : 00.
Dün saat 1'de buraya emekleyip kendinden geçti.
A place where a woman can rediscover her immeasurable worth, passed down to us by God himself.
Bir kadının, ölçülemez değerini yeniden keşfedebileceği bu yere. Bu, Tanrı tarafından bize iletildi.
Monsieur Dugard passed away.
Bay Dugard öldü.
Seven more days passed and the levee broke wide open.
7 gün daha geçti ve salgın Dünya'ya yayıldı.
I passed along to my associate, Mr. Kruger, the papers of provenance that you sent me, and his interest in the item is greater than ever. That is good news.
Bana gönderdiğiniz kaynağın sayfalarını meslektaşım Bay Kruger'a ilettim ve eşya oldukça fazla ilgisini çekti.
Passed the bar and practiced law at age 16.
Dereceyi geçip on altı yaşında hukuk eğitimine başlamış.
Otto, can you show us where the van passed Mary's car?
Otto, bize Mary'nin aracını geçen vanı gösterir misin?
After a short illness, our dear colleague and friend Glen Fottrell has passed on.
Kısa bir hastalıktan sonra, sevgili meslektaşımız ve arkadaşımız Glen Fottrell vefat etti.
We'd like the NRA to work with us on getting this bill passed.
NRA'in de bu tasarının geçmesi için bizimle beraber çalışmasını isteriz.
I've asked Claire to join us today because this directly affects the legislation she's trying to get passed.
Claire'den bize katılmasını istedim çünkü geçirmeye çalıştığı kanun tasarısını doğrudan etkiliyor.
I don't want us to work our asses off getting this bill passed just to see it knocked down in the courts.
Tasarı geçsin diye canımız çıkana kadar çalıştıktan sonra mahkemede reddedildiğini görmek istemiyorum.
In the Tuareg culture, power is passed down the maternal lines.
Tuareg kültüründe güç anneden geçer.
Women are the property owners, and the leadership is not passed from chieftain to son, but to the eldest male child of his sister.
Mal sahibi kadınlardır ve liderlik babadan oğula geçmez, kız kardeşin en büyük oğluna geçer.
I was just a little girl, and they passed through my village.
Küçük bir kızdım ve köyümün içinden geçiyorlardı.
When I passed by here, Orly let me hide.
Buradan geçerken Orly saklanmama izin verdi.
Let me tell you now, that boy... he got rare, mystical skills, passed down by Mandinka craftsmen.
Delikanlıdan bahsedeyim size biraz. Mandinka ustalarından geçen nadir, gizemli yetenekleri var.
Something passed through me, George.
İçimden bir şey geçti George.
He passed down his passion to me.
O tutkusunu da bana geçirdi.
She, uh, she actually... she passed away when I was young.
O, o aslında ben çok küçükken vefat etti.
I mean, it got a little out of control, but you passed.
Biraz kontrolden çıktı ama testi geçtin.
I passed the initiation.
Kabul törenini geçtim.
Old ways from Europe, must be. Passed down from master to slave.
Bu Avrupa geleneği olup sahiplerden kölelere geçmiştir.
One year, Malik, his sister, and I tied a blue ribbon around that post for my father, who passed away.
Bir sene Malik, kız kardeşi ve ben o direğe ölen babam için mavi kurdele bağlamıştık.
Was. She passed last year.
Daha doğrusu yaşındaydı, geçen sene vefat etti.
Hey, so a few things - - One, all the appliances are included, two, the previous residents were murdered there, and three, it just passed mold inspection.
Birkaç şey var ; birincisi, tüm beyaz eşyalar fiyata dâhil ikincisi, evin bir önceki sahipleri orada öldürüldü ve üçüncüsü de daha yeni küf denetlemesi yapıldı.
I passed!
Geçtim.