Period перевод на турецкий
7,944 параллельный перевод
I missed my period.
Adetim gecikti.
Didn't get your period?
Adet görmedin mi?
Her period's delayed.
Adeti gecikmiş.
Men are the problem, period.
Bütün sorun erkeklerde.
You still get your period when you get your tubes tied.
Tüplerini bağlatsan da adet görürmüşsün.
It happened over a period of months, but it certainly opened the way to normalcy.
Bu aylarca sürdü ama kesinlikle normal bir hayata giden yolu açtı.
Now that my famous movie-star son is here, let me thank each and every one of you for showing me your true colors... during this dark and difficult period.
Şimdi benim ünlü film yıldızı oğlum burada olduğuna göre böylesi zorlu ve karanlık bir zamanda her birinize gerçek renklerinizi gösterdiğiniz için teşekkür etmeme izin verin.
Uh, sixth period, under the bleachers, okay?
Uh, altıncı periyod, açık tribün altı, tamam mı?
During the long, dark period of the Great Wars, an elite class of soldier rose from battle.
Uzun ve zorlu geçen büyük savaşların ardından.. .. elit bir savaşçı sınıfı yükselerek kendini gösterdi.
The one with the wolf skull will lose consciousness for a long period of time, but may live.
Başında kurt kafatası olan uzun bir süre için bilincini yitirecek ama yaşayabilir.
- Is this a period that she's overcome?
Bu da zyıf düştüğü anlardan biri mi?
Trench foot is what you get... when your feet and your hands are in this wet, damp condition... for a long period of time, and they start to rot.
Hendek ayak ne olsun... Ayaklarınızı ve ellerinizi bu ıslak, nemli durumda iken... Uzun bir süre için, ve çürümeye başlar.
- What period are we talking about?
- Hangi döneme ait?
I must tell you, the richest inspiration I have ever known was during my period of quarantine in the Amazon.
Size söylemeliyim ki, bildiğim en zengin ilham, Amazon'da karantina altında geçirdiğim zamandakiydi.
This has been a rough period and...
Zor zamanlardan geçiyorum.
When amnesia continues for an extended period of time, the amnesiac occasionally begins a new life entirely unrelated to his previous condition.
Unutkanlık uzun bir süre devam ettiğinde hafızasını yitiren kişi önceki durumundan tamamen bağımsız yeni bir hayata başlar.
I'm on my period.
Adet dönemimdeyim de.
( CRlSTlNA ) Amy had a good period.
Amy iyi bir dönemden geçiyordu.
It was so exciting to escape the hard life we had in Beijing during that troubled period.
O sıkıntılı dönem boyunca Pekin'de zor bir hayatımız vardı ve neresi olursa olsun kaçıp gitmek çok heyacan vericiydi.
To prolong that period where you can safely bring someone back, with no cognitive loss, no long-term effects.
Birini güvenle hayata döndürebileceğinizi zaman periyodunu uzatmak idraksal kayıp olmadan, uzun süreli yan etkileri olmadan.
In fact... I'm not sure it's such a good idea to... to come around, period.
Aslında iyi bir fikir olduğuna da emin değilim.
However, you will have to submit to drug rehabilitation and professional counselling for a period of 12 months.
Yine de, 12 ay boyunca uyuşturucu tedavisi olmak ve profesyonel danışmanlık almak zorunluluğun vardır.
And for most of that time period, you and I have been doing a lot of, well, smoldering for each other, wouldn't you agree?
Ve bu süre içinde, sen ve ben bir çok şey yaptık. Birbirimiz için yanıyoruz, kabul etmiyor musun?
She didn't study much at first, she had that difficult period.
Başlarda pek çalışmadı zor bir dönemden geçti.
I realize it's a complicated period for you, but if necessary, the company will give you more time.
Zor bir dönemden geçtiğinin farkındayım ama gerekirse şirket sana daha fazla zaman verecek.
It's a period a bit... I have to take care of me, protect myself.
Bu dönem biraz kendime dikkat etmeliyim, kendimi korumalıyım.
A magnificent Callow of about 1840, a polychrome James Bourne, rare, a pair of rather flashy Varleys from his last period, and the finest Edridge I have ever seen.
1840'lardan kalma muhteşem bir Callow bir çokrenkli James Bourne, nadirdir son döneminden bir çift gösterişli Varleys ve gördüğüm en iyi Edridge.
Holoprof was trying to finish the 20th and 21st centuries in one class period.
Holoprof, tek derste 20. ve 21. yüzyılı bitirmeye çalışıyordu.
The experience is akin to a seamless jump into a brand new body, circumventing the extensive recovery period of invasive cosmetic surgery.
Bu deneyime, kusursuz olarak yeni bir bedene kavuşuyorsunuz invazif estetik ameliyatının iyileşme sürecinden kurtuluyorsunuz.
The country is going through a very delicate period.
Ülke çok hassas bir süre geçiyor.
This investigation will continue for a period of time as you well might know, there's a lot of leads to be covered, a lot of information to be obtained and we are by no means at any conclusion at this point, or pointing a finger at anyone.
Sizin de bilebileceğiniz gibi bu soruşturma biraz sürecek ele alınması gereken birçok ipucu, toplanılması gereken çok bilgi var ve şu anda bir sonuca ulaşabilmiş değiliz ya da suçlu olarak gösterebileceğimiz kimse yok.
Your recovery period has been drawn out too long already.
İyileşme sürecin zaten baya bir uzatıldı.
If Mr. Kelmot had not blundered into Madame Schirmer's atelier... and so taken me from my course, you wouldn't have had to loiter on the street... for such a suspiciously long period of time.
Bay Kelmot, Madame Schirmer'in atölyesinde bu hatayı yapmasaydı ve gidişatımdan beni alıkoymasaydı şüphe çekici bir biçinde uzun süre sokakta oyalanmayacaktınız.
By law, any drug user must quit for a minimum period of three years before giving any donation.
Yasa gereği, 3 yıl boyunca ilaç kullanmamış olmanız gerekiyor
It's a seven-day memorial period after the funeral.
Cenazeden sonra olan 7 günlük yas tutma süreci.
Now, this period is extreme... Because if you look at the wealth distribution, the inequality mostly comes from super wealth.
Ama bu dönem aşırıdır çünkü zenginlik dağılımına baktığınızda eşitsizliğin çoğunlukla aşırı zenginlikten kaynaklandığını görürsünüz.
The 1960s for example, were a period of significant democratization.
Örneğin 1960'lar, dikkate değer bir demokratikleşme dönemidir.
There had been, remember, no financial crashes during the period of regulation.
O yasal düzenleme döneminde, unutmayın, hiçbir finansal kriz olmamıştı.
So in the 1950s and 60s, say, there was the biggest growth period in American economic history.
1950 ve 60'lar Amerikan ekonomi tarihinin en büyük büyüme yıllarıdır.
During the period of great growth of the economy... The'50s and the'60s, but in fact, earlier... Taxes on the wealthy were far higher.
Ekonominin büyük büyüme gösterdiği dönemlerde 50'lerde ve 60'larda, hatta daha erken zamanlarda zenginlere uygulanan vergiler çok daha yüksekti.
You go back to the golden age again... The great growth period in the'50s and'60s.
Tekrar altın çağa gidelim yani 50 ve 60'lardaki büyük büyüme dönemine.
By the 1920s, in a period not unlike today, it was virtually crushed.
1920'lerde, bugünden pek farkı olmayan bir dönemde neredeyse ezilmiştir.
Once administered, the drug requires a six hour absorption period, before the disease is completely neutralized.
Uygulandıktan sonra hastalığın tamamen iyileşmesi için altı saatlik absorbe süresi istiyor.
Payments are distributed over a two-year period, then you can apply to acquire new sheep.
Ödemeler iki yıllık bir zaman süreci içerisinde olacak. Daha sonra yeni bir keçi almak için başvuru yapabilirsiniz.
Period.
Nokta.
Throughout this period, as far as his family knew,
Bu dönem boyunca, kadarıyla ailesinin bildiği gibi,
There seems to be a period of absence that was... when we were... incapacitated.
Bir tür dalgınlık hâli gibi duruyor. Biz baygınken yani.
I like things and I pursue the things, but the things only make me happy for a short period of time.
Birşeyler arzular ve peşinden gitmeyi severim, ama herşey beni kısa bir süre için mutlu ediyor.
She got her first period, she's nine.
Okulda ilk günü, biliyorsunuz. İlk reglini oldu, o dokuz yaşında.
I want to know the objective or I walk, period.
Amacınız ne öğrenmek öğrenmek istiyorum, yoksa giderim, nokta.
- What period?
- Ne dönem mi?