Pimple перевод на турецкий
249 параллельный перевод
They've roused themselves at home and kicked out that pimple James?
Kendi yuvalarından çıkıp çıban başı James'i kovdular mı?
And three year later, he think he have pimple on back of his neck.
Üç yıl sonra, boynunda sivilce çıktığını sandı.
Listen, you square-toed, pimple-headed spy do you realize what you're doing?
Bana bak kare parmaklı, sivilce kafalı casus ne yaptığının farkında mısın?
This is some pimple-faced basketball player.
Bu salak suratlı bir basketbol oyuncusu.
Time was I'd take a pimple like you And wretch you out and squeeze.
Eskiden sana benzer sivilce sıkmıştım.
Switzerland was a "pimple on the face of Europe,"
İsviçre Avrupanın yüzünde sadece bir sivilcedir.
A pimple.
Bir kabarcık.
Pimple.
Sivilce.
Now, listen, you pimple head, when I finish with you, you'll wish you were never born.
Şimdi beni dinle kuş beyinli seninle işim bittiğinde, keşke doğmasaydım diyeceksin.
It's awfully hard to look down your nose when you got a pimple on it.
Burnundaki o sivilceyle pek de kıskanılacak bir yanın yok.
He was lying there dying and all I cared about was a pimple.
Orada can çekişiyordu ve benim tek düşündüğüm sivilcemdi.
- A pimple on the map of Texas.
- Texas haritasında bir nokta.
Damone, I noticed I was starting to get a pimple this morning...
Damone, bu sabah bir tane sivilce çıktığını fark ettim...
A friend of mine had this awful pimple on the inside of his nose!
Bir arkadaşımın burnunun içinde korkunç bir sivilce çıkmış!
- What's a pimple on a Polack's ass?
Bir Polonyalı'nın kıçındaki sivilce nedir?
What's a pimple on a Polack's ass?
Bir Polonyalı'nın kıçındaki sivilce nedir?
You ain't the beginning of a pimple on the late, great Robert Johnson's ass.
Büyük Robert Johnson'ın kıçındaki sivilce bile olamazsın.
It's a Scarlet Pimple, sir. - Really?
Baldrick, neden yüzüne sahte çıban takıyorsun?
Everyone wants to express their admiration for the great Pimple and his brilliant disguises.
Güzellik siğili mi? Kozmetik nasır mı?
Zip it, pimple farm.
Kapa çeneni, sivilce çiftliği.
I'd put that right between a pineapple quiche and a pimple on the ass.
ananaslı turtayla kıçımdaki.. çıbanın arasına koyabilirim.
I haven't had a pimple in years.
Yıllardır kimseyle yatmadım.
Not just a boy trapped in a pimple's body.
Bir sivilceye hapsolmuş bir oğlan değil.
Or you could always go to Bud's guy at the Pimple Emporium.
Ya da, sivilce dünyasında ki, Bud'ın adamına gidebilirsin!
You don't have the medical background to squeeze a pimple! You guys ought to be cast into the outer darkness.
Bir sivilceyi sıkmak için bile bir diploman yok senin!
Do I have a pimple behind my ear?
Kulağımın arkasında sivilce mi var?
I'm coming up with a brilliant advertisement for a very dull pimple cream.
O sivilce kremi için harika bir reklam fikri ile geleceğim.
What do they want another pimple cream for?
Yeni bir sivilce kremini niye istesinler?
How are we getting on with the pimple cream?
Şu sivilce kreminde ne kadar ilerledik?
This cursed pimple cream has got on top of you.
Şu lanet sivilce kremi, seni ne hale getirdi?
He said you were having problems with the pimple cream.
Sivilce kremi ile sorunların olduğunu söyledi.
Because I have eradicated the pimple cream from my life.
Çünkü sivilce kremlerini hayatımdan ışınladım.
Listen, we've got to talk about this pimple cream.
Dinle, şu sivilce kremi hakkında konuşmamız lazım.
And that's how I want to sell this pimple cream.
İşte bu şekilde, sivilce kremini satacağız.
If you want to sell this pimple cream, you've got to encourage pimples.
Sivilce kremi satmak istiyorsan, sivilcelere özendirmelisin.
She's my tumor, my growth, my pimple.
O benim tümörüm, şişliğim, benim sivilcem.
And I'd never had a pimple before in my life, and second of all...
Ve hayatımda daha önce asla böyle sivilcelerim olmamıştı, ve ikincisi...
That's a pimple.
O bir sivilce.
I thought it was a pimple.
- Değil mi? Sivilce olduğunu sanıyordum.
To say nothing of being too hot or cold, growing feeble with age, losing my hair, catching a disease, being ticklish, sneezing, having an itch, a pimple, bad breath.
Çok sıcak ya da çok soğuk diyememek, yaşlanınca zayıf düşmek, saçımı kaybetmek, hastalanmak, gıdıklanmak, hapşırmak, kaşınmak, sivilceler, kötü kokan nefes.
Got another pimple.
Başka bir sivilce var.
Pike's Peak was a pimple then, wasn't it?
Pike's Peak o zamanlar ufacık bir tepeydi herhalde?
What, a pimple?
Ne, sivilce mi?
Slug-slime sack of rat guts and cat vomit cheesy scab picked pimple-squeezing finger bandage!
Sıçan ödü ve kedi kusmuğu torbası, sivilce sıkan parmak ile tutulmuş peynir kabuğu!
You zebra-headed, slime-coated, pimple-farming, paramecium brain munching on your own mucus, suffering from Peter Pan envy!
Peter Pan'i kıskanan, zebra kafalı, sümük kaplı, sivilceli, amip beyinli, kendi sümüğünü yiyen birisin!
Every cut, scrape, scratch, scar, scab, bruise, boil, bump, pimple, zit, wart, welt and abscess you've had since birth all seem to come back at the same time.
Doğduğunuzdan beri suratınızda oluşmuş olan her kesik, çizik, yara, kabuk, yara, yanık izi, şiş, sivilce, siğil ve apselerin hepsi geri dönüş yapmış gibi.
Gee, I thought it was, "Feed a pimple, raise a troll."
Ben onu, "Sivilce büyüt, oğlun cüce olsun." diye biliyordum.
You're a pimple!
Sivilcesin!
Little pimple... meet me behind the Luxembourg at 1 : 00... and bring a long wooden box.
Küçük sivilce... benimle, Luxembourg'un arkasında saat 1'de buluş... ve uzun bir tahta kutu da getir.
Bud, please, your pimple is squirting me.
The Predator, The Terminator?
My yummy-wummy hairy tummy, my simple-wimple pimple bottom.
EVLİYİM BENİ VURUN