Planning перевод на турецкий
13,922 параллельный перевод
We've been planning this for months.
Bunu aylarca planlıyorduk.
Something I've been planning for a while, it's important.
Uzun süredir planladığım bir şey, çok önemli.
Okay, the beauty business is teeming with fake-ass sycophants, and I'm planning on bringing the worst offenders to their knees.
Pekala, işin güzel kısmı sahte insanlar kullanmak ve ben de dizlerine kadar sahte insan getireceğim.
I'm planning.
Plan yapıyorum.
We believe that Irving is planning on being what we call a litigant in person.
Bizce Irving "şahsen davalı" dediğimiz şeyi uygulamaya çalışıyor.
As you know, uh, we had been planning to do everything for free.
Bildiğiniz gibi,... her şeyi ücretsiz yapmayı planlamıştık.
- We can start planning.
- Plan yapmaya başlayabiliriz.
I'm not planning on joining any tribe, Jimmy.
Herhangi bir kavme katılmaya niyetim yok, Jimmy.
I want you to say no to your boss and come with me to Europe like we've been planning for the last three months.
Patronuna hayır demeni ve son üç aydır planladığımız gibi benimle Avrupa'ya gelmeni istiyorum.
This will be the new international headquarters for Gibbler Style party planning.
Gibbler Tarzı parti planlamanın yeni uluslararası merkezi burası olacak.
Sponsored by Gibbler Style Party Planning! $ 5 off your next quinceañera.
Gibbler Tarzı Parti Planlama sponsorluğunda!
Is that for the birthday party you're planning?
Planladığın doğum günü partisi için mi?
Gibbler Style, party-planning perfection.
Gibbler Tarzı, mükemmel parti organizatörü.
I'm gonna hire Gibbler Style Party Planning for my party-planning needs.
Parti planlanmasına ihtiyaç duyduğum zaman Gibbler Tarzı Parti Planlama'yı arayacağım.
Welcome to the wonderful world of Gibbler Style Party Planning.
Gibbler Tarzı parti planlamanın harika dünyasına hoş geldin.
Yeah, oh, security frowns on personal advertising, but Gibbler Style Party Planning doesn't play by the rules.
Güvenlik kişisel reklamlara izin vermiyordu ama Gibbler Tarzı Parti Planlama kural tanımaz.
Party planning, Gibbler Style!
Parti planlama, Gibbler stiliyle!
- Party planning, Gibbler Style!
- Parti planlama, Gibbler stiliyle!
Dakota Fanning, Tatum Channing, they all love my party planning!
Bayılırlar hep benim parti planlamama, hem Dakota Fanning hem de Tatum Channing!
Go, go, Gibbler for all your party planning needs.
Bütün parti planlama ihtiyaçlarınız için Gibbler burada.
Gibbler Style Party Planning is pleased to announce that officiating today's double ceremony is the Right Reverend Gladstone!
Gibbler Tarzı Parti Planlama gururla sunar. Bugünün çifte nikahını kıyacak olan, Papaz Gladstone hazretleri!
Are you... planning on sleeping here?
Burda uyumaya mı planlıyorsun?
I can't believe you two, planning this wedding as if nothing's wrong whilst I'm locked away in this prison!
Size inanamıyorum. Burada tutsak edilmem normalmiş gibi düğün planlıyorsunuz!
It seems he was planning to drive to Akureyri
Anlaşılan Akureyri'ye gitmeyi planlıyormuş.
How long are you planning to stay this time?
Bu kez ne kadar kalmayı planlıyorsun?
Wasn't planning on it.
Onu planlamıyordum.
Yeah, he's planning to bomb a school.
- Evet, bir okulu bombalamayı planlıyor.
We finally have open access to the Machine, and... now you're planning to close it.
Nihayet Makine'ye açık erişim imkanımız var ama şimdi sen onu kapatmayı planlıyorsun.
You think Greer's planning to kill Finch?
- Sence Greer Finch'i öldürmeyi mi planlıyor?
All your courage... and planning, not enough.
Tüm cesaretin ve planların yeterli olmaz.
Heard you're planning to move out west?
Batıya gidecekmişsin, ha?
We still don't know what they're planning.
Ne planladıklarını hala bilmiyoruz.
I gotta tell ya, I have a couple days, and I was planning to just steadily sit in the McDonald's until I felt safe again.
Doğrusunu istersen, burada iki günüm var ve tekrar güvende hissedene kadar McDonald'sda öylece oturmayı düşünüyordum.
Whenever I'm planning to ambush somebody, I always ask them to bring along some friends.
Ben birilerini pusuya düşürmek istediğimde yanında arkadaşlarını getirmelerini isterim.
What are you planning to do with that money?
Ne kadar parayla ne yapmayı planlıyorsunuz?
We believe they're planning an attack here, as we speak.
Şu anda bile saldırı planladıklarını biliyoruz.
I don't know about you Scrubby, but I'm planning on stayting as far away from that monster as possible.
Eğer bodur hakkında ı, bilmiyorum Ama olduğunca uzağa mümkün olduğunca canavar kaldıkları planlama Özür.
I know you was planning to run.
Kaçmayı planladığını biliyorum.
I know y'all was planning to run with that Noah.
Hepiniz Noah'la kaçmayı planlıyordunuz.
Hmm? Homer, are you ever planning on putting this stuff together?
Homer, eşyaları yerleştirmeyi düşünüyor musun?
Who knows how long they'd been planning this... - Oh, please be more dramatic. -... how many were involved.
Kim bilir ne zamandır bunu planlıyorlardı kaç kişi bu işin içindeydi.
What were you planning to do to poor Shecky with this?
Zavallı Shecky'ye bununla ne yapacaktın?
I'm not planning to die today.
Bugün ölmeyi düşünmüyorum.
All those years of thought and planning and calculation that you and he put in are for nothing, and there's a high probability that it does go wrong.
Onca yıl boyuncaki fikirleriniz, planlarınız, öngörüleriniz boşa gidiyor. Üstelik büyük bir ihtimalle de sonu kötü olacak.
- Well, I haven't seen it yet, but I've been told it's damning enough that they're planning on arresting you as early as tomorrow.
- Daha görmedim ama sizi yarın en erken saatte tutuklamaya karar vermelerine yetecek kadar yeterli bir kanıt.
They're planning on viciously attacking peaceful demonstrators with hockey sticks and d batteries and urine balloons.
Barışçıl gösterilere ; hokey sopalarıyla ve pillerle ve sidik balonlarıyla vahşice saldırmayı planlıyorlar.
Are you planning on going, Nathan?
Gitmeyi mi planlıyorsun, Nathan?
So, listen, Dallas, my investor is very excited, but he wants to know some more about what you're planning, some details.
Dinle, Dallas. Yatırımcım çok heyecanlı ama ne planladığına dair daha fazla şey bilmek istiyor, biraz detay.
You know, the only thing I can't figure is if the AG's fear of negative publicity is because she's planning a Senate run or a return to the private sector.
Anlamadığım tek şey, Adalet Bakanı'nın Senato üyeliği ya da özel sektöre geçiş yapabilmek için kötü şöhret edinmekten korkup korkmadığı.
Just out of curiosity, how much of this monologue are you guys planning to include in the- - in the final piece?
Sadece meraktan siz çocuklar, final kısmı dahil ne kadarlık konuşma bölümü planladınız?
Planning for our future.
- Geleceğimizi planlama.