Plugs перевод на турецкий
481 параллельный перевод
I'll give you plugs on this, this is a long cigar, there is no time to finish it.
Sana bir tıpa ( izmarit ) veririm, bu uzun bir puro, onu bitirecek zamanım yok.
Sir, the plugs are being changed in my engines.
Efendim, uçağımın motorlarının tapaları değiştiriliyor.
Look at that, a battery and a whole set of plugs.
Şuna bak, bir buji takımı ve bir akü.
Mm-hm. Two plugs right through the kisser.
Tam dudaklarından iki kurşun.
He said there were two plugs in your kisser.
Ağzında iki kurşun olduğunu söyledi.
Just checking the spark plugs.
Bujileri kontrol ediyorum.
You stay away from that set now. And stay away from those wall plugs.
O cihazdan ve şu duvar prizlerinden artık uzak dur.
This one needs a new set of spark plugs.
Bu arabaya yeni buji takılacak.
Want your plugs changed, too?
Ağzını da tedavi ettirsek mi?
- Hey, we ought to clean the plugs.
- Hey, bujileri temizlememiz gerek.
Oh, yes, and you're very good at fixing light plugs.
Evet, elektrik fişlerini onarmakta çok iyisin.
The lieutenant goes to Quill's place and plugs Quill about five times which causes Quill to die of lead poisoning.
Teğmen, Quill'in barına gidip adama beş el ateş etmiş. Quill de kurşun zehirlenmesinden ölmüş.
Yes, including a ten-minute pit stop to change the sparking plugs.
Evet, buji değişimi için on dakikalık pit duruşu da dahil.
By the time we're done massaging you, sparks will be flying from those plugs you have for eyes.
Masaj yaptırdığımız anda, gözlerindeki o boşluklardan kıvılcım çıkartırız.
An idiot had unplugged a wire of your plugs.
Hay aksi, bujiden bir kablo kopmuş.
It's the plugs.
Fişlerden gördüğün gibi.
Good British plugs.
Sağlam ingiliz fişleri.
I'm better with animals than plugs and transistors.
Hayvanlarla aram Fişler ve transistörlerle olduğundan daha iyi
"Form fitting ear plugs block vibrations and are perfectly sound-proof."
Kulak tıkaçları titreşimi engeller ve ses geçirmez özelliğe sahiptir.
"Intellectuals, will work in silence thanks to these ear plugs."
Entelektüeller, bu kulak tıkaçları sayesinde sessizlikte çalışabilecekler.
"Factory workers and all those with jobs who are exposed to noise machine operators, metal workers exposed to repetitive noise which is damaging to the auditory nerve will protect their eardrums with ear plugs."
Fabrika işçileri ve gürültüye maruz kalan tüm işlerde çalışan işçiler makine operatörleri, metal işçileri tekrarlayan gürültüye maruz kalanlar kulak sinirlerinde hasar oluşanlar kulak zarlarını bu tıkaçlarla koruyacaklar.
I haven't changed spark plugs in my crate for 30,000 miles.
Benim takanın bujilerini son 30,000 mil içinde değiştirmedim.
- Terrorists had their plugs.
- Teröristlerin bağlantısı vardı.
- Plugs?
- Bağlantı?
He plugs me in.
Beni izle.
Sealed engine, two spark plugs, a two-year guarantee.
Kapalı motor, iki buji. İki yıl garanti.
The plugs are clean.
Bujiler temiz.
We tried polar plugs, everything.
Polar buji bile taktık.
Polar plugs are workin'a little better when there's more pressure.
Yüksek basınçta polar bujiler daha verimli.
I'm having more phone plugs put in.
Evin her tarafına telefon hattı çekeceğim.
Took the header plugs off?
Başlık tapalarını çıkardın mı?
The guy plugs his guitar in... starts to play.
Adam da gitarını bağlamış... ve çalmaya başlamış.
Watches and plugs did cry
Bağırırmış "saat var, tıpa var."
We're gonna have to take those plugs out, too, I think... and take'em into town... either get'em cleaned or get new ones.
Bu fişlerini hepsini temizlemeliyiz... sanırım şehre inip... yenilerini almak zorunda kalıcaz.
He has drilled 12 cylinders and fitted them with concave linings rammed in a whole heap of high-tension ignition plugs linked to three-inch hyper-polished exhaust manuals.
12 silindir için uygun yerleri açarak motoru ; üç inçlik, iyi cilâlanmış egzoza bağIı yüksek gerilimli bujinin içine sokulmuş konkav astarlarla donattı.
And I want plugs from Winchell.
Ve Winchell devamlı yazsın.
They give awards for that music? I thought just ear plugs.
Yani o tür müziğe bir de ödül mü veriyorlar!
Insert plugs in the sockets.
Fişleri prizlere takın.
It starts in the basement and it goes up the main tunnel then plugs into the oxygen line in the ceiling that goes to O.R. 8.
Bodrumda başlıyor ve ana tünele gidiyor. Sonrada sekizinci ameliyathaneye giden tavandaki oksijen hattını tıkıyor.
It starts in the basement and it goes up the main tunnel and then it plugs in the ceiling that goes to O.R. 8.
Bodrumdan başlıyor ve ana tünele girip tavandan 8 numaralı ameliyathaneye gidiyor.
With new pistons, plugs and shocks I can get off my rocks
Yeni piston, buji, balata Böyle olur işte araba
The spark plugs are in place, so is the connecting rod, and the pistons.
Bujiler sağlam, biyel kolları ve pistonlarda yerinde.
Are you gonna pull the plugs?
Bujileri çekecek misin?
- Carlos, you got those plugs changed?
- Carlos, bujileri değiştirdin mi?
That's how history advances, plugging its memory as one plugs one's ears.
Tarih böyle ilerliyor iste ; birinin kulaklarini tikamasi gibi, hafizasini tikayarak.
Gaskets, pistons, spark plugs.
Contalar, pistonlar, bujiler.
- The points, plugs and battery.
- Saymakla bitmez.
Wait till I get my plugs on you!
Fişimi sana takana kadar bekle sadece!
I put a new set of spark plugs on this. It oughtta run a lot better.
Yeni buji taktım, artık daha iyi çalışır.
- Examining these plugs.
- Bujilere bakıyorum.
Your cement plugs up the opening.
Çimento deliğin ağzını kapıyor.