Possession перевод на турецкий
4,155 параллельный перевод
May I ask how you came to be in possession of this?
Buna nasıl sahip olduğunu..... sorabilir miyim?
The Orb is in my possession, as I promised.
Orb benim elimde. Söz verdiğim gibi.
He says Ronan's in possession of something called an Infinity Stone and he's headed toward Xandar.
Ronan'ın elinde Sonsuzluk Taşı adında bir şey olduğunu ve Xandar'a doğru geldiğini söylüyor.
If you're in possession of an illegal substance, item or weapon, it's best to just step forward now.
Eğer üzerinizde yasadışı bir cisim, eşya veya silah varsa şimdiden öne çıkmanızda yarar var.
He's blown possession the last four times he's touched the ball.
Ele geçirdigi topu dört kez kaybetti.
We're charging her with possession of oxycodone.
Onu oksikodon bulundurmakla suçluyoruz.
If only he'd known that was the richest man in Iceland's most valuable possession.
Keşke İzlanda'nın en değerli, en zengin adamı olduğunu bilseydi.
In taking possession of a place. Russian troops widely practiced looting... and extortion. Rape... and summary executions are held almost systematically.
Rus ekipleri, sistematik bir şekilde ; idam, tecavüz, gasp ve yağmalarla ülkeyi ele geçiriyorlardı.
Are you in possession of this evidence?
Elinde mi bu deliller?
That is what is manifesting, that's what you call... Possession...!
Onun dışarı çıkardığı, senin de ele geçirilme dediğin şey buydu!
You may not be in possession of a weapon of any kind.
Hiçbir çeşit silah bulunduramazsınız.
An additional codicil, delivered into my possession by post only this morning, and, by all indications, sent by Madame D during the last hours of her life, contains an amendment to the original certificate, which, as prescribed by law, I will read to you now.
Görünüşe göre Madam D tarafından ömrünün son saatlerinde gönderilmiş ve asıl beyannamede bir değişiklik yapılmış. Kanun gereği şimdi size okuyacağım.
If he had her in his possession, I would say Sarah Maker's.
Eğer onu yanına almışsa Sarah Maker'dadır.
It's when Satan will take possession of my soul.
O zaman şeytan ruhumu ele geçirecek.
In voodoo, possession ain't a bad thing.
- Evet, Vudu'da ele geçirilmek kötü bir şey değildir.
And the Indian Money Laundering act Section 4 states.. ... 7 years imprisonment for possession of black money.
Ve Hint Kara Para yasasının 4. maddesine göre kara para bulundurmanın cezası 7 yıl hapis cezası!
You got robbery, B and E, all-you-can-eat felony possession.
Soygun, haneye tecavüz, yasa dışı madde bulundurma.
You stand accused of 40 counts of felony theft, possession of illegal firearms, possession of a controlled substance, and 17 counts of receiving stolen goods.
Sana isnat edilen suçlar 40 hırsızlık vakası, yasadışı silah bulundurma, yasaklı madde bulundurma ve 17 çalıntı mal teslim alma vakası.
Spouse abuse, identity fraud and possession of methamphetamine.
Eş dayağı, kimlikte sahtecilik ve metamfetamin bulundurma.
I just happened to have in my possession a little shopping list.
Küçük bir alışveriş listem var.
I now believe there was an evil presence in Claudia's house, because I watched it try to take possession of her daughter.
Artık Claudia'nın evinde kötü bir varlık olduğuna inanıyorum. Çünkü kızını ele geçirmeye çalışmasını izledim.
Now with this page securely in our possession, we can begin our hunt.
Bu sayfa sayesinde artık ganimetin peşine düşebiliriz.
Possession is not point to the law, so all level us out here, ain't it?
Sahipliğin kanuni bir gösterge değil.. ... yani bu bizi tamamen dengeliyor, değil mi?
Aggravated assault. Weapons possession.
Kasten yaralama, silahla alikoyma.
Keep possession.
Pozisyonunu koruyun.
Possession!
Pozisyon al!
This is everything Saleem had in his possession when he died.
Saleem'in öldüğü zamandan kalma eşyaları.
- It's about obsession and possession...
- Saplantı ve sahiplenmeyle ilgili...
He was a car thief, arrested in 1946 in Texarkana for possession of a stolen automobile.
Arba hırsızıydı, çalıntı araba bulundurma suçundan 1946 yılında Texarkana'da tutuklandı.
Priors for shoplifting, possession, and... solicitation.
Daha önceki suçları hırsızlık, gasp ve fuhuş.
Possession, solicitation.
Gasp, fuhuş.
You do not have in your possession pages from Tolkien's original manuscript for the Quenta Silmarillion depicting Beren wandering into Doriath and falling in love with Lúthien, the elf king's daughter?
Elf kralının kızı Luthien'a aşık olan ve Doriath ile gezinen Beren'ı resmeden silmarillerin tarihini anlatan Tolkien'ın orjinal senaryosunun sayfaları elinde mevcut değil.
And currently in my possession.
Ve şu anda bendeler.
In return for the password, you will give me any material in your possession pertaining to the woman I know as Mary Watson.
Şifre karşılığında, Mary Watson olarak bildiğim kadınla ilgili sahip olduğun bütün belgeleri vereceksin.
Murder one, distribution, felony possession, resisting arrest.
İlk cinayetin, dağıtım, ağır suçlu olmak, tutuklanmaya direnç.
First off, we found this tape in your possession.
Birincisi, bu kaseti senin elinde bulduk.
You'll be charged with unlawful possession of a firearm... and obstruction of justice, whatever other charges they can drum up... in regard to your involvement on the night in question.
Yasadışı ateşli silah bulundurmaktan, adalete engel teşkil etmekten ve o geceki olaylarla katılmaktan dolayı bulabildikleri her şey için suçlanacaksın.
All the stories revolve around Ahghoul's attempts... to trick people into bringing him into our world... and it can come in the form of a possession... a spirit that only a child can see... or an ancient object that lures in the impressionable.
Tüm hikâyeler Ahghoul'un bu dünyaya gelmek için insanları oyuna getirme teşebbüsleri ile ilgilidir. Yalnızca çocukların görebildiği ruhani bir kimliğe bürünebilir veya irade noksanlığında ayartıcı bir antika olabilir.
Victims have also been known to break their own bones... -... during the possession.
Şeytan girmesi anında kurbanların ayrıca kendi kemiklerini kırdığı bilinmektedir.
Still in the Maestro's possession, you bastard.
Hala Efendinin yanında, seni piç.
Robbery, drug possession, assault, drug possession with intent to sell.
Hüküm giydiğiniz suçlar ise hırsızlık, uyuşturucu bulundurmak, saldırı ve satma amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak. Atladığım bir şey oldu mu? Hayır, efendim.
It was your grandpa's most prized possession.
Dedenin en kıymetlisiydi bu araba.
She's in possession of a device that can override our drone fleets control and command systems, and she intends on using it again to launch a series of further attacks.
İHA filomuzun kontrol ve komuta sistemlerini geçersiz kılabilecek bir cihaza sahip ve bir saldırı serisi başlatmak için tekrar kullanmaya niyetli.
We believe that Adrian Cross and his people are in possession of it.
Adrian Cross ve adamlarının elinde olduğunu düşünüyoruz.
CIA has confirmed Ian and Margot Al-Harazi are dead and Bauer is in possession of the override device.
CIA, Ian ve Margot Al-Harazi'nin öldüğünü ve komut cihazının Bauer'de olduğunu doğruladı.
We believe that Adrian Cross and his people are in possession of it. It's important that you understand that this device can get past the basic firewall security most countries use to protect their military command and control systems.
Adrian Cross ve adamlarının elinde olduğunu düşünüyoruz ve şunu anlamanız önemli, bu cihaz, birçok ülkenin kendi askeri komuta ve kontrol sistemini korumak için kullandığı ana güvenlik duvarını aşabiliyormuş.
With Cross in possession of the device, the intelligent asset's primary targets are likely those places he's publicly denounced in the past.
Cross'un cihaza sahip olmasıyla birlikte istihbarat varlıklarından birincil hedefi geçmişte alenen ifşa ettiği o yerler olur.
We've already got him on illegal possession.
Yasadışı olarak elinde bulundurmaktan yakaladık zaten.
Possession of illegal firearms.
Yasadışı olarak ateşli silah bulundurmaktan.
Would have, had your client restrained his passion to be human, but he did not, and in the process, he lost possession of the resonator.
Müvekkilin, insan olma tutkusuna kapıldı ama başarılı olamadı ve bu süreçte rezonatör ellerinden alındı.
Possession?
Mal?