Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ P ] / Postcards

Postcards перевод на турецкий

479 параллельный перевод
These are all the postcards you've sent.
Bunlar gönderdiğin kartlar.
Those are the postcards that I sent to a friend of mine.
Bunları arkadaşıma göndermiştim.
Postcards, milord.
Kartpostallar, asilzadem.
As long as I have a penny,... these postcards will not be sold!
Sadece tek sent'im kalsada,... şu kartpostallar satılmayacak!
Two postcards...
İki kartpostal...
Postcards blue and pink
Kartpostalların pembesi, mavisi
He writes all those things on postcards.
Kartpostallardaki şeyleri yazıyor.
He writes poetry on postcards.
Kartpostallara şiir yazıyor.
You take me to the nearest news-stand and I'll eat a pack of your postcards raw.
Ben en yakın gazete bayiine götürün, kartpostallarınızı çiğ çiğ yiyeyim.
I left there before I was hardly able to walk... ... so all I know about it is from postcards my mother sends me.
Oradan ben bebekken ayrılmışız sadece annemin yolladığı kartlardan tanıyorum.
- I'd like some postcards.
- Kartpostallara bakacaktım.
You collect postcards!
Kartpostal mı biriktiriyorsun?
The picture postcards!
Şu kartpostallar!
Them picture postcards, they was real pretty.
Kartpostallardaki resimler çok güzeldi.
- Write some postcards.
- Kartpostal falan yaz.
Your folks might as well get used to our little postcards.
Ailen, minik kartpostallarımıza alışsa iyi olur.
Those postcards you sent out did the trick.
Gönderdiğin davetiyeler işe yaradı.
It was bad enough when you used to copy picture postcards.
Kartpostalları kopyalarken yeterince kötüydü zaten.
Well, Utrillo copies postcards, and he's considered a great painter.
Utrillo da kartpostalları kopyalıyordu, ve kendisi büyük bir ressam olarak görülür.
Hey, send us some of those picture postcards, will you, George? Hey, George, don't take any plug nickels.
Bize fotoğraflı kart gönder, George!
At first it was just some innocent postcards.
Başlarda masum kartpostallarla başladı.
He yearns to set out to make his fortune... in some enchanted city like on the picture postcards... where a man could get rich and help his family.
Sicilya'dan uzaklara, vaat edilen zenginliklere doğru yola çıkmak. Zengin olabileceğiniz ve ailenize yardım edebileceğiniz sihirli yerler var.
That night Rosemary wrote 32 postcards.
- Rosemary o gece 32 kartpostal yazdı
Put'em on postcards and send'em to Paris.
Kartpostala basıp Paris'e yolla.
I will work hard and will become a true maiko, just like on the postcards.
Çok çalışıp gerçek bir maiko olacağım, tıpki kartpostallardaki gibi.
Painting postcards?
Kartpostal mı boyuyorsun?
Tonight's electronic floor show transports us to France, the nation noted for fine wines and, uh, provocative postcards.
Bu gecenin elektronik oda gösterisi bizi Fransa'ya götürüyor, güzel şaraplarıyla ve, ııh, tahrik edici posta kartlarıyla tanınan ülke.
Picture postcards sold at any newsstand.
Resimli posta kartları bütün gazetecilerde satılır.
I don't want any more postcards.
Kartpostal istemiyorum artık.
Only postcards.
Yanlızca kartpostal gönderdin.
I have here in my pocket - and thank heaven you can't see them - lewd, dirty, obscene... And I'm ashamed to say this. ... French postcards.
Ceketimin cebinde tanrıya şükür ki siz göremiyorsunuz ahlak dışı, iğrenç, açık saçık bunu söylediğim için utanç duyuyorum..... Fransız kartpostalları var.
Don't let those kids at Pompeii sell you these postcards.
Pompeii'deki çocuklardan kartpostal almaya kalkma.
Stop sending me postcards.
Kartpostal göndermeye son ver artık.
He visited Greece, Turkey, Egypt, Africa and sent postcards saying "I'm seeing the world"
Yunanistan'a, Türkiye'ye, Mısır'a, Afrika'ya gitti ve "Dünya'yı geziyorum" yazılı kartpostallar yolladı.
Send postcards.
Kartpostal gönder.
Fragile constructions by the water's edge, the mythical East of postcards, plaster facades, trompe l'oeil decorations painted on stretched canvas all around your room.
Suyun yamacındaki kırılgan yapılar, posta kartlarındaki masalsı Şark, gösterişli bina cepheleri, gerçekmişçesine nakşedilmiş süslemeler odanın her tarafına gerilen tuvallere resmedilmiş.
Five years ago he walked in with holes in his shoes and a pocketful of dirty postcards.
5 yıl önce delik ayakkabılar..... ve birkaç kartpostalla buraya geldi.
See if you prefer other postcards.
Şu kartlara bak. Bir tane seç.
I bet he put those postcards in my kit.
Arkadaşım. Eminim resmi torbama o koymuştur.
Well, I didn't flog tires to the enemy, or sell dirty postcards on the streets of Cairo.
Ben düşmana teker, Kahire sokaklarında iğrenç kartlar satmadım.
Did you hear Grammont say 100.000 souvenir postcards!
Grammont'u duymadın mı 100,000 tane kartpostaldan söz etti!
I sell American postcards.
Amerikan kartpostalları satıyorum.
- I'll send you one of our postcards.
- Sana kartpostal gönderirim.
- Postcards.
- Kartpostal.
Postcards?
Kartpostal mı?
Here are some postcards.
Bak görüyormusun? .
Bring the postcards.
Gidip kartı getir.
I had postcards on the wall
Duvarımda kartpostallar vardı.
What about selling, er... postcards or subway maps or something like that?
Şey satmaya ne dersin, aaa... posta kartı, veya metro haritası veya onun gibi şeyler?
From the back benches there were opposition shouts of'Postcards for sale and a healthy cry of'Who likes a sailor then? 'from the minister without portfolio.
Arka sıralardan muhalefet "Satılık kartpostal!" diye bağırırken portföysüz bakandan sağlıklı bir "Denizcileri seven kim peki?" haykırışı geldi.
Please remove all pictures, postcards, nude calendars, et cetera from the walls so that our rooms may look clean and orderly.
Lütfen bütün resim, kartpostal, çıplak takvimleri filan duvarlardan indirin ki odalarımız temiz ve toplu görünsün.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]