Put it in your mouth перевод на турецкий
200 параллельный перевод
Yeah, you put it in your mouth like this and...
Evet. Onu böyle ağzına koyuyorsun ve...
Put it in your mouth.
Ağzına sok haydi.
I want you to take the gun and I want you to turn around and I want you to put it in your mouth and I want you to blow your brains out!
Silahı almanı istiyorum ve arkanı dön ve ağzına sok ve beynini patlat! ... Senin beynini!
I want you to take the gun, and I want you to put it in your mouth... -... and I want you to blow your brains out! - No!
Silahı alıp ağzına sokmanı ve beynini patlatmanı istiyorum!
Now take your thumb and put it in your mouth like a little schoolgirl.
Şimdi başparmağını ağzına sok. İlkokula giden bir kız gibi.
If you put it in your mouth you'd be sure not to miss.
Eğer silahı ağzına sokarsan, ıskalamayacağından emin ol.
Try not to swallow it when you put it in your mouth.
Ağzına aldığında bunu yutmamaya çalış.
You put it in your mouth.
Bunu ağzına koyarsın.
just don't put it in your mouth.
- Tamam, kullan. Yeter ki ağzına koyma.
You want this? You wanna take it? Put it in your mouth.
Ağzını aç bakalım, ister misin?
You put it in your mouth.
Ağzına al.
Put it in your mouth.
Haydi. Ağzına koy.
All you gotta do is put it in your mouth and suck.
Tek yapman gereken ağzına koyup emmek.
Put it in your mouth and smoke it.
Sadece ağzına koy ve iç. Yapamam, Mary.
Good. Now take the pill and put it in your mouth.
Güzel.Şimdi hapı al ve ağzına koy.
You want me to put it in your mouth.
Benim mi yedirmemi istiyorsun?
Put it in your mouth and suck on it.
Elini ağzına sok ve em.
You put it in your mouth.
O şeyi alıp ağzına attın.
Put it in your mouth.
Ağzında yaksana.
Then put it in your mouth with Monkeyshine Beer!
O zaman onu ağzınıza koyun. "Parlayan Maymun" Birası!
Put it in your mouth!
At ağzına!
Let's, yeah, get this pacifier out from under your back and put it in your mouth.
Evet, şu emziği sırtından alıp ağzına koyalım.
Put it in your mouth, light it up and you're going to get your fix.
Ağzına koy, yak ve uyuşturucunu alıyorsun.
[Wallace] A delivery device for nicotine. Put it in your mouth, light it up and you're going to get your fix.
[Wallace] Nikotin için bir dağıtım aracı.Ağzına koy, yak ve uyuşturucunu alıyorsun.
Unwrap it, put it in your mouth and chew it.
Bu bildiğimiz bonbonlardan değil. Paketini açın, ağzınıza atın ve çiğneyin!
Put it in your mouth.
Ağzına koy.
What you do is put it in your mouth... and let the meat slide down your throat hole.
Yapacağınız onu ağzınıza koymak... boğazınızdan aşağı gitmesini sağlamak.
- Put it in your mouth. - Kiss my foot.
Ayağımı öp.
- Put it in your mouth. - Kiss my foot, kiss it.
Ayağımı öp, öp.
You put it in your mouth like this and eat it.
Onu böyle ağzına koyuyorsun ve... Böyle yiyorsun.
Put it in your mouth and apply.
Ağzınıza koyun ve takın.
Put the rest of that cheese in your mouth, where it'll do the most good.
Şu peynirin kalanını da en çok işe yarayacağı yere, ağzına at.
Put it in your gabby mouth and keep it shut.
Onu boşboğaz ağzına tıka ve bir daha da sakın çıkarma.
As soon as you put a cigarette in your mouth, a woman lights it up.
Ne zaman ağzına bir sigara alsan, bir kadın gelip onu yakıyor.
You open your mouth about this, I'll put a stick of dynamite in it.
Bu tünel hakkında ağzını açarsan, içine bir dinamit lokumu tıkarım.
- -Put it in your mouth and eat it.
- Çiğ ama!
Does your mouth ever get so dry, you could put a cigarette out in it?
Sizin ağzınız da hiç bu kadar kurudu mu? Sigarayı içine... -... koyabilirsin, ıslanmaz.
When this paper bag comes, I want you to put it over your mouth and nose... and breathe normally, and you'll be all right in a minute.
Kese kağıdı geldiğinde, onunla ağzını ve burnunu kapatmanı istiyorum. Ve düzenli nefes al. Hemen iyileşeceksin.
It's got chili, salsa... and some of the hottest peppers you ever put in your mouth.
kırmızı biberi ve sosu, ağzınıza koyacağınız en sıkı acısından.
It's hot stuff you put in your mouth.
Ağzına koyduğun sıcak bir şeydir.
Yeah, you can put it back in your mouth.
Tekrar ağzına alabilirsin.
Open your mouth like that again, I'll put my foot in it.
Gaganı o şekilde bir daha aç senin ağzına sıçarım.
It's none of my business what you put in your mouth, Ms. Culhane.
Ağzınıza ne soktuğunuz beni hiç ilgilendirmez, Bayan Culhane.
You can't put your foot in your mouth if you keep it closed.
Ağzın dolu olursa saçmalayamazsın. Yemeğini ye.
If you get a bone in your mouth, take it out with the tips of your fingers and put it on the edge of your plate.
Ağzınıza kemik gelirse, elinizle çıkarıp... tabağınızın kenarına koyun.
Put this in your mouth and bite on it.
Bunu ağzına koy ve dişle.
Then they put words in your mouth with... what's it called... editing, they can make us look real bad, sully us to hell!
Sonra kendi kelimelerimizle ne deniyor, montajla bizi kötü gösterip iftira atarlar.
Put the tube in your mouth, and squeeze and it will emit a laser beam... powerful enough to cut steel.
Tüpü ağzına sok, ve sık sonra bir lazer ışını çıkacak çeliği bile kesecek kadar güçlüdür.
You want it in your mouth after I put it in my pussy?
Sevişmeden sonra ağzına almak ister misin.
You'd better put that nasty-ass tongue back in your mouth before I rip it out.
Pis dilini ben koparmadan ağzına soksan iyi olur.
Put lemon in your mouth, and then Vesna will drink it.
Ağzına da limon koy, Vesna da onu içecek.