Pâté перевод на турецкий
131 параллельный перевод
The pâté de foie gras, sir.
Pâté de foie gras, efendim.
Did I serve rabbit other than pâté?
Sana tavşan mı servis ettim?
If they get him in jail, they'll make pâté de foie gras out of him.
Hapse atılırsa orada onu çiğ çiğ yerler.
And some of those pâté de foie gras sandwiches that Pierre makes so well.
Pierre'in harika pâté de foie gras sandviçlerinden de getirt.
A fish pâté.
Bir balık ezmesi.
There was fried chicken, all right, and also pâté de foie-gras sandwiches, and a view.
Kızarmış piliç vardı. Ayrıca kaz ciğer ezmeli sandviçler.
Oh, and some pâté?
Biraz da kaz ciğeri.
If you want pâté, you're gonna get pâté.
İstediğin kaz ciğeri olsun, dilediğin kadar ye.
What a lovely pâté.
Bu harika! Çok lezzetli, bak...
I'll have the pâté and the Rheinischer Sauerbraten.
Ren soslu biftek ve ciğer istiyorum.
Pâté Strasbourg?
Pâté Strasbourg?
It is Pâté monsieur, to start.
Yemek servisimiz başladı.
I always say that the body of Christ in the host, is just like the rabbit in this pâté.
Ben hep, İsa'nın bedeni ekmeğin içindedir derim ;.. ... tıpkı tavşanın şu ezmenin içinde oluşu gibi.
I mean that it's rabbit, and at the same time it's pâté.
Yani hem tavşan, ama bununla birlikte hem de ezme.
I fancy hare pâté, but in restaurants, it's always too salty.
Ben bir tavşan güveç alacağım ama lokantalarda hep çok tuzlu yapıyorlar galiba. Evet.
A pâté, some ham...
Ezme, jambon...
The best duck pâté I've ever had.
Bugüne kadar yediğim en iyi ördek ezmeziydi.
There's my pâté... charcoal-grilled turkey and the rest.
İşte ciğer ezmem mangalda hindi ve sonrasında dinlenmek.
Goose pâté.
Kaz ezmesi.
Chicken pâté.
Piliç ezmesi.
Duck pâté.
Ördek ezmesi.
Tomorrow, make me another pâté.
Yarın bana başka bir ezme yaparsın.
There's an excellent pâté in the hamper.
Sepette şahane bir pâté var.
I'll take a pâté to start.
Ben başlangıç olarak kaz ciğeri istiyorum.
- Will you eat some liver pâté?
- Ciğer ezmesi yer misin?
- Here's your liver pâté.
- İşte ciğer ezmen.
Champagne, pâté de foie gras, Iranian caviar and don't forget the color TV.
Şampanya, kaz ciğeri ezmesi, İran havyarı renkli TV'yi de unutmayın.
- The melon with port the egg in jelly, mackerel in aspic pâté de foie gras, crayfish in broth.
- Şaraplı kavun jöleli yumurta, engerekli uskumru yağda karaciğer patesi, kerevit suyuna çorba.
But this is exactly how they make goose liver pâté.
Ama kaz cigeri ezmesinin böyle yapïldïgï kesin.
Some good fat beans and a pâté well stuffed with chestnuts.
Bol yağlı koyun etinden kurufasulye, yanında da bol kestaneli bir ezme... Yiyince tıkansınlar!
Oh, here's some pâté.
Ah, bak kafası burada
Er, I'll begin with the pâté mackerel.
Er, uskumru ile başlayacağım.
Hey, pâté.
Pate.
Boy, this pâté is really unusual.
Bu pate çok değişik.
And he put the bowl on the floor, and he put his nose in it, and he ate it like it was pâté from Maxim's of Paris.
Kaseyi yere koydu, burnunu içine daldırdı... ve Paris Maksims'den ezmeymiş gibi yedi. - Söylememiş miydim?
Olives, crackers, pâté, what else?
Zeytin, kraker, ezme. Başka?
Get that eyeball pâté working.
Göz ezmesini hazırla hadi.
I am an evil revolutionary and I have murdered the Ambassador and turned him into pâté.
Ben habis bir devrimciyim ve Büyükelçiyi öldürüp, yaptım.
I don't like pâté.
Ezme sevmem ben.
I don't like pâté.
Ezmeyi sevmediğimi söyledim.
Whose pâté is this?
Bu ezme kimin mesala?
Great pâté, but I gotta motor if I want to be ready for that party tonight.
Börek çok güzel ama bu geceki partiye hazırlanacaksam gitmem gerekiyor.
Great pâté but I have to motor if want to be ready for that funeral.
Çörek çok güzel ama cenaze törenine hazırlanmak istiyorsam gitmem gerekiyor.
Real pâté from Paris.
Gerçek Paris patesi.
Well, I'll try the pâte and the lamb casserole.
Ciğer ezme ve kuzu güveç alayım.
- The pâte and the lamb.
Ezme ve kuzu.
I'm sorry, there's an order for a pâte for this table.
- İstemedim. Bu masa için ezme siparişi vardı.
- You didn't order pâte maison, did you?
- Ciğer ezme istemediniz, öyle mi? - Hayır, istemedim.
He's from Barcelona. - I trust your pâte was satisfactory?
Barselona'dan geldi de.
- And, the pâte was all right?
- Ezme de güzel miydi?
Uh, it's a sort of pâte - light, made of fish.
Bir çeşit börek... Hafiftir, balıklı olur.