Radio chatter перевод на турецкий
197 параллельный перевод
You take care of me- - [Panting ] - I'll help you. - [ Radio Chatter]
Bana bakarsanız... size yardım edeceğim.
What about that Chinese radio chatter? It's done.
Peki ya kızıl çin radyosuna ne oldu?
Let's keep it down on the radio chatter.
Telsizleriniz açık dursun.
( radio chatter )
( radio )
Any further radio chatter?
Herhangi bir radyo konuşması?
[Police radio chatter]
..
No sign of SG-1's IFF or radio chatter.
SG-1'in DDB ve telsiz konuşmalarından iz yok.
You don't have my brand. - [Register Beeping ] - [ Police Radio Chatter, Indistinct] Must be bad.
Sizde benim içtiğim markadan yok.
I'm picking up a surge of radio chatter.
Telsiz konuşmaları alıyorum.
No radio chatter.
Radyo bağlantısı yok.
- Probably intercepted radio chatter.
- Büyük bir ihtimal telsiz konuşmalarını duydu.
Intel picks up radio chatter, but it's all contradictory... and half of it deliberately so. We don't.
- Umarım onları buluruz.
Radio chatter suggests that both your people and the Chinese
Telsiz konuşmalarına bakılırsa sizinkiler ve Çinliler...
[INDISTINCT POLICE RADIO CHATTER]
[BELLİ BELİRSİZ POLİS TELSİZ RADYOSU]
Radio chatter, the Internet, the local law enforcement...
Telsiz dedikoduları, İnternet, yerel polis...
( radio chatter )
Kendimi boğmaya çalışmıyordum.
- [Radio Chatter] - In the morning, could you - - Could you meet me at the gate and help me get in?
Sabahleyin, benimle kapıda buluşup, gitmeme yardım edebilir misiniz?
[INDISTINCT RADIO CHATTER] OH, MY...
- Ona yardım et!
[Indistinct radio chatter]
R-31-David kanalizasyonda bir 10-66 vakasını inceliyor.
[Radio chatter : Copy that, R31D]
Anlaşıldı, R-31-David.
[radio chatter]
[telsiz konuşması]
[radio chatter]
[telsiz sesleri]
[l ndistinct radio chatter] ln the teeth of a storm, a pilot guides a 7-ton machine with unerring precision.
Bir pilot, fırtınaya rağmen yedi tonluk bir makineyi hatasız bir hassaslıkla yönetiyor.
[Police Radio Chatter]
( Polis telsizinden sesler gelir )
Colonel, we've been monitoring radio chatter.
Albay telsizleri izliyorduk.
Prison cameras, Radio chatter, alarms, witnesses- - I want all of it contained.
Cezaevi kameraları,... telsiz konuşmaları, alarmlar, şahitler hepsinin halledilmesini istiyorum.
Hands behind your back. [police radio chatter]
Ellerinizi arkaya getirin.
Is that a dent? [chuckles ] [ sighs ] [ police radio chatter] I'm so sorry for your loss.
Bu bir göçük mü? Kayıbınız için çok üzgünüm.
Yep. Well, unless you include Tink's radio chatter. Which I don't.
Tink'in telsiz konuşmalarını saymazsak ki, ben saymıyorum.
I heard the radio chatter.
Telsiz konuşmalarını duydum.
( beeping, police radio chatter )
Kendinize dikkat edin.
We picked up sixers'radio chatter.
Altılar'ın telsiz sinyallerini yakaladık.
( Police radio chatter )
Adı ne?
Keep all radio chatter on a secure channel and wait for my go.
Tüm telsiz konuşmalarını güvenli kanaldan yapın ve benim emirlerimi bekleyin.
[Chatter on police radio]
Onlara söyleme.
- [Chatter On Police Radio] - All right.
Pekâla.
( POLICE RADIO CHATTER ) FRANK :
Polis.
I always thought your show was the gold standard of radio shrink chatter, but this last week has been even better.
Her zaman senin programının diğer radyolardaki..... benzerleri arasında en iyisi olduğunu düşünüyordum. Ama bu son hafta çok daha iyiydi.
[Police Radio Chatter] - Excuse me.
- Affedersiniz.
( chatter on police radio ) There are 14,000 stars in the sky brighter than magnitude + 7.
Gökyüzünde yedi kadirden daha parlak 14,000 tane yıldız var.
[Police Radio Chatter] Look.
Bak.
DOM ON radio : Kill the chatter!
Bırakın gevezeliği!
( police radio chatter )
Kalbimden gelerek...
[police radio chatter ] [ stacey inhales ] [ exhales] You knew what they were doing to me, Mr. Fitzgerald.
Bana ne yaptıklarını biliyordunuz Bay Fitzgerald.
( radio chatter )
Bu kadar sarhoş olmasa fena yaralanabilirdi. Biri yeterince bira içerse uçak kazasından bile sağ çıkar.
[Indistinct chatter over police radio] So they didn't show!
Gelmemişlerse ne olmuş!
( Radio chatter ) - Hey, Buck.
- Hey, Buck.
[panting ] [ chuckles ] [ indistinct radio chatter]
Anlamıyorum.
( Police radio chatter ) I'm gonna be up all night.
Bütün gece ayakta olacağım.
( Police radio chatter ) My daughter didn't do this.
Kızım yapmadı.
( police radio chatter ) Talk to the girlfriend while I run this guy.
Ben adamı araştırırken sen de kız arkadaşıyla konuş.
chatter 118
chattering 140
radio 439
radioactive 24
radios 35
radiology 25
radio check 47
radio static 49
radio silence 40
radio announcer 16
chattering 140
radio 439
radioactive 24
radios 35
radiology 25
radio check 47
radio static 49
radio silence 40
radio announcer 16