Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ R ] / Refrain

Refrain перевод на турецкий

561 параллельный перевод
the refrain of bitter memories will keep good things from happening.
Acı dolu hatıraları anımsarken arada iyi hatıralar da anımsanır.
"l'll refrain from reminding you of your search for your wife, during which your feelings of hatred and revenge waxed stronger."
Nefret ve intikam duygun gittikçe güçlenirken karını arayışını sana hatırlatmaktan sakınacağım.
We'll take the refrain again and it'll be even better.
Nakarat kısmını tekrara edeceğiz ve çok daha iyi olacak.
No, miss. But you can sing the refrain with us.
Gerek yok bayan ama nakaratı bizimle beraber söyleyebilirsin.
I must therefore request, for the good of the patient, that you refrain from seeing him now.
Bu nedenle, hastanın iyiliği için onu şimdi görmekten vazgeçmenizi istemek zorundayım.
$ 100,000 for the building and equipment of a recreation center in my parish if I would agree to refrain from further attacks if I would sabotage this campaign if I would shut my eyes, stop my ears and hold my tongue.
Bölgemde bir spor merkezi yapımı ve donanımı için 100 bin dolar : Mücadeleme son vermem bu kampanyayı sabote etmem gözlerimi kapamam, kulaklarımı tıkamam, dilimi tutmam karşılığında.
- And then you, uh... - Refrain from taking them one night.
Bir gece içmemen.
And you, sir, will refrain from personalities.
Siz de bayım kişisel hakaretten sakınacaksınız.
Kindly refrain from entering into any controversial debate with the witness!
Tanıkla ihtilaflı münakaşaya girmekten sakınmanızı rica ediyorum!
Kindly refrain from using that word.
Lütfen bu kelimeyi kullanmayın.
Please answer my question and refrain from any personal reflections.
Lütfen soruma cevap ver. Lütfen kendi yorumlarını kullanmamaya çalış.
Did you not refrain from complaining about Latour because you were madly in love with him?
LaTour hakkında şikâyette bulunmadınız çünkü ona çılgınca âşıktınız.
Refrain tonight, and that shall lend a kind of easiness to the next abstinence, the next more easy.
Bu akşam tuttun mu kendini, gelecek sefer tutman daha kolay olur.
Who could refrain, that had a heart to love?
Kimde seven bir yürek olur da, tutabilir kendini.
Will the court instruct the witness to refrain from testifying to conclusions?
Mahkeme şahitten olaydan sonuç çıkarmamasını ister mi lütfen?
Would Your Honor instruct counsel... to refrain from these sly and feminine hints?
Sayın Hakim, avukat bu sinsi ve... kadınsı imaları bırakabilir mi lütfen?
So, uh, while we fight, I'll improvise a ballad for you, and as I end the refrain,... skhrch!
O kadar ki, kılıç tokuştururken, sana irticalen bir balad sunacağım. Son mısrasında ise...
Just as I end the refrain, thrust home!
Baladın sonunda bitiktir işin!
Now, come my points floats, light as the foam ready to drive you back to the wall, and then as I end the refrain, thrust home.
Kılıcım köpükten hafif, havada süzülür, dikkat et, düşecek elinden şişin,... Baladın sonunda bitiktir işin.
Something to turn on my fancy roam, free for a time till the rhyme's recall, then as I end the refrain, thrust home!
Dikkat et düşecek elinden şişin, emin ol mutlak, baladın sonunda bitiktir işin.
Refrain.
Nakarat.
Then as I end the refrain, thrust home!
Baladın sonunda bitiktir işin.
'Then, as I end the refrain'...
'Ve baladın sonunda'- -
'And then, as I end the refrain...
" Ve baladın sonunda...
Counsel will refrain from leading the witness.
Tanığı yönlendirmekten kaçının.
Mr. Walters, I must ask you to refrain from addressing my wife in such a manner.
Bay Walters, sizden eşimle bu şekilde konuşmamanızı istiyorum.
With a happy refrain
# Mutlu bir nakaratla #
With a happy refrain
# Mutlu bir nakarat ile #
I'll walk down the lane With a happy refrain
# Yürüyorum caddede neşeyle # # Mutlu bir nakarat ile #
I have only to refrain from hoping.
Ümit etmekten kaçınmalıyım.
No... can't we refrain from discussing this in front of children, grandchildren and servants?
Hayır, çocukların, torunların ve hizmetçilerin önünde bunu tartışmasak olmaz mı?
I must also ask you to refrain from meeting with any of your co-workers again, except on the usual channels.
Ayrıca senden eski işçilerinle görüşmemeni de istiyorum. Nasıl istersen.
Mother, I beg you to refrain from remarks like that!
Anne, yalvarırım, bu şekilde konuşma!
Please refrain from annoying my guests, if you can.
Mümkünse, konuklarımı rahatsız etmeyin lütfen.
Out of common decency, I shall refrain from commenting on the coffee.
Nezaketen, kahveyi yorumlamaktan kaçınacağım.
And so, fearing the worst, but with the pious hope that he may be persuaded to refrain from using that, uh that lethal weapon with which he so frequently punctuates his opinions... I give you Professor George Edward Challenger.
Ve böylece, daha beterinden korkarak ve... ölümcül silahını kullanmamasını umut ederek... onu fikirlerini bölenlere sıklıkla kullanır... size Profesör George Edward Challenger'ı takdim ediyorum.
Do you refrain from these vices out of respect for the moral virtues?
Bu günahları işlememenin nedeni ahlaki değerlere duyduğun saygı mı?
But please refrain from excessive violence.
Ama çok vahşi olmayın.
I demand that you refrain from talking in such a manner.
Bu şekilde konuşmaktan sakınmanı istiyorum.
Let him finish the refrain.
Bırakalım nakaratı bitirsin.
And I'm sure you'll be very happy in Constantinople... as long as you refrain from writing sonnets to the sultan.
Konstantinopolis'te çok mutlu olacağından da eminim. Sultanı taşlayan soneler yazmadıkça tabii.
Koremura, please refrain from such talk.
Koremura, lütfen bu şekilde konuşmaktan sakının.
When you good people can find it within yourselves to refrain from doing whatever it is you're doing,
Siz iyi insanlar olduğunuzda içinizde onu bulabilirsiniz şu an ne yapmakta iseniz onu yapmaktan sakının,
Believe me, Max, it took more courage to refrain from the obvious temptation than to give in.
İnan bana, Max, bu kor ateşi içinden atmak, ona alet olmaktan daha fazla cesaret istedi.
Always the same refrain, always the quick fling
# Hep aynı nakarat Hep aynı kaçamak #
- Always the same refrain
# - Hep aynı nakarat
Refrain from playing tennis for a few weeks now.
Tenis oynamaktan birkaç haftalığına uzak dur.
And out of fright Hasten their refrain :
Korkusuzca söylerler O malum nakaratı :
Dr Hirt's, now Herdhitze's refrain to his collaborators was,
Dr. Hirt'in, yani Herdhitze'nin iş arkadaşlarına karşı bir çekincesi varmış,
Mr. Flint, unless you are certain, I would suggest you refrain from a most useless experiment.
Bay Flint, emin değilseniz, gereksiz bir deneye girmekten sakınmanızı öneririm.
I suggest we refrain from guessing and find some facts.
Tahmin etmeyi bir kenara bırakın ve bazı gerçekler bulun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]