Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ R ] / Refugees

Refugees перевод на турецкий

1,090 параллельный перевод
– How many refugees have you got here?
Burada kaç tane mülteci var?
I spoke with a guy who's currently helping political refugees escape.
Siyasi mültecilerin kaçmasına yardımcı olan adamla konuştum.
And the problem of the Palestinian refugees was created.
Bir de "Filistinli mülteciler" sorunu yaratılmıştı.
They are the only people in history to remain refugees after 30 years.
Bu insanlar tarihte 30 yıl boyunca mülteci kalan tek insanlardır.
- To organize the reception of all these refugees.
- Tüm bu mültecilerin resepsiyon işlemleri için.
Almost 1.000.000 Greek refugees from the west coast of Asia Minor who had become dispossessed, were now confined to living their lives under the lower step of the Greek urban social order.
Yunanistan'da "REMBETİKA" limanlarda batakhanelerde, kenarda kalmış insanların doğru yoldan sapanların şarkılarıdır.
Refugees'slum city, 1925
Pire limanının muhacir mahallesinde 1925
Of the 125,000 refugees that landed in Florida, an estimated 25,000 had criminal records.
Florida'da karaya ayak basan 125.000 mülteciden yaklaşık 25.000 kadarı sabıkalıydı.
miami, FLORIDA, AUGUST 11, 1980... HUNDREDS OF CUBAN REFUGEES
MİAMİ, FLORİDA, 11 AĞUSTOS 1980 YÜZLERCE KÜBALI MÜLTECİ
I'm trying to find food for these new refugees.
Bu mültecilere yiyecek bulmaya çalışıyorum.
You probably know, Captain that among those you kindly define as refugees there are professional assassins
- Biliyorsunuzdur kaptan Bu kibarca tanımıyla mültecilerin arasında Profesyonel katiller var.
Control is not enough if those so-called refugees can move freely throughout the ship, on deck, in the bar, in the halls, in the salon
Kontrol yeterli değil. Eğer bu mülteciler böyle rahat hareket edebilirlerse Gemide, güvertede,
The refugees will be taken by the officers of the battleship
Savaş gemisinin subayları tarafından mülteciler alınacak.
I cannot accept their demand to hand over the refugees
Onların mültecilerle ilgilini talebini kabul edemem.
Indeed, the Khmer Rouge insurgents in Cambodia have tightened their ring around the capital, Phnom Penh now swollen with some two million refugees from the fighting.
Gerçekten de, Kamboçya'daki Kızıl Kmerler adlı asi örgütün üyeleri başkent Phnom Penh etrafındaki çemberi daralttılar ve savaşa 2 milyon mülteci daha eklediler.
The population is swollen with thousands of refugees.
Nüfus, binlerce mülteci nedeniyle kabarık görünüyor.
Are refugees your next area of interest?
Bir sonraki hareketiniz mültecilerle mi ilgili olacak?
It looks like we're refugees from a war.
Savaştan kaçan mülteciler gibi görünüyorlar.
I offered to help these winged refugees with their foreign language requirements.
Bu mülteci arkadaşlara yabancı dil konusunda yardımcı oluyorum da.
Schamberg gets his Pulitzer Prize, and I almost got cholera but we saved 1100 refugees from the Khmer Rouge.
Orayı terk eden son Amerikalı gazeteciydim. Schamburg'e Pulitzer ödülü, bana ise neredeyse kolera. Ama sonuçta 1100 mülteciyi Kızıl Kimerler'den kurtarmayı başardık.
If they come to us to be evacuated, they are refugees.
Tahliye edilmek için onlar gelmişlerse bize sığınmış olurlar.
You're not natives, you're all refugees.
Sizler yerli değil, birer sığıntısınız.
We are 91 days from the end of this decade, and there's gonna be a lot of refugees.
80'lerden bitmesine 91 gün kaldı, Mültecilerin sayısı acayip artacak.
The sanctuary people, they're refugees from El Salvador, Guatemala and Chile.
Sığınaktaki insanlar El Salvador, Guatemala ve Şilili göçmenler.
Cuban refugees are holding 30 hostages at a federal detention...
Küba'lı mülteciler federal tecrit kampında 30 rehineyi...
And beam the remaining refugees from the planet directly to that hold.
Kalan muhacirleri de doğrudan oraya yolla.
But now appearing with his five new refugees,
Ama şimdi karşımıza beş rehinesiyle çıkıyor.
- There are other refugees, and they have telephones.
Başka göçmenler de var. Ve hepsinin telefonu var.
You refugees certainly know how to live.
Siz göçmenler yaşamayı iyi biliyorsunuz.
Have you seen the Haitian charladies the Guatemalan refugees, the elderly and forsaken?
Haitili yardıma muhtaç kadınları gördün mü? Guatemalalı göçmenleri, ihtiyar ve terkedilmiş?
So we're refugees now
Biz de artık mülteciyiz.
Belgian refugees arrived-well ás our back.
YAŞASIN BELÇİKA Belçikalı mülteciler kıyılarımıza geldi.
She was so kind of offering hospitality to seven of my compatriots, refugees of our birth-place.
Benim gibi ülkelerinden uzak olan yedi yurttaşıma da misafirperverliğini gösterdi.
Wild men flying cargo and refugees in the wild East.
Vahşi doğuda kargo ve mülteci taşıyan sert adamlar.
Larry used to rent his tenements... to Asian refugees, his own people, for $ 800 a month... to share a single toilet on the same floor.
Larry, Asyalı mültecilere, kendi insanlarına ucuz konut kiralardı, aylığı 800 dolara... aynı kattaki tek tuvaleti paylaşmak için.
My concerts raise money for the refugees.
Verdiğim konserle mülteciler için para toplanacak.
Bodies of asian refugees in the sea, after Greek authorities refused to grant them political asylum.
Yunanlı yetkililerin politik sığınma hakkı vermediği Asyalıların denizde... yüzen cesetleri.
An abandoned part of the village has been a shelter for a few years now, to refugees from various countries, neighbors or not :
Yıllar önce köyün terk edilmiş bir bölgesinde... kimi komşulardan, kimileri farklı ülkelerden mülteciler kalırdı.
I've been told that the refugees of Greek origin... frequent the tavern back there.
Bana Yunan asıllı mültecilerin burada... kaldıkları söylenmişti.
All the refugees will take on any name that they want.
Mülteciler istedikleri bir ismi alacaklar. Çoğunun belgeleri yok.
The man you're interested in... surrendered to the police a year and a half ago, at the same time as Albanian refugees, and asked for the political asylum.
Aradığın kişi polise teslim olmuş... on sekiz ay önce... Arnavutluktan gelen diğer mültecilerle beraber... politik sığınma talebi istemiş.
Even with food and supplies flown into the area daily, the aid is not reaching many of the refugees.
Bölgeye her gün yiyecek ve erzak gitmesine rağmen, yardım mültecilerin pek çoğuna ulaşmıyor.
In April, Ed's staff started interviewing recently arrived German refugees to get details about life in Hitler's Germany.
- Merhaba Jimmy. - Nisan ayında Ed'in personeli kısa süre önce gelen Alman göçmenlerle görüşmeye başladı. Amaçları Hitler Almanya'sında hayatın ayrıntıları hakkında bilgi almaktı.
He was supposed to pick up and deliver a donation a diplomatic pouch containing $ 750,000 in bearer bonds earmarked for humanitarian aid... To starving refugees in Eastern Europe.
Doğu Avrupa'daki aç ve sefil mültecilere insani yardım için bağışlanan 750,000 dolarlık tahvilleri teslim edecekti.
His aim was to go to Britain, but he knew Britain like many countries was refusing entrance to most Jewish refugees.
Savaş sonrası Amerikasında, siyasetçiler ve planlamacılar,... aynı tehlikeli güçlerin kendi halklarının da içinde yattığına inandılar.
Now, its been detected in Haitian refugees.
Şimdi Haitili göçmenlerde saptandı.
It was a port of call for refugees smugglers, businessmen diplomats and travelers from a hundred worlds.
Mültecilerin, kaçakçıkların işadamlarının, diplomatların ve yüzlerce dünyanın gezginlerinin bir uğrak yeriydi.
Right, all these refugees will work for crumbs.
Doğru, tüm bu mülteciler ekmek kırıntıları için çalışacak.
" The refugees certainly appreciate your help.
Mülteciler yardımınızı kesinlikle takdir edecektir.
Junkyard refugees...
Hurda mülteciler...
We've been living like refugees.
Eğer eşyalarımı görmeseydim, ölecekmişim gibi hissettim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]