Reggae перевод на турецкий
173 параллельный перевод
And the new reggae band at 8 which means they might arrive by 9, so try to keep the guests happy.
Ve 8'de yeni reggae grubu. Muhtemelen 9'da gelirler. Konukları memnun tutmaya çalışın.
- That's good reggae.
- Bu reggae iyi.
YOU'RE INTO REGGAE, HUH?
"You're into Reggae?"
* REGGAE *
# Reggae #
You like reggae?
Ya reggae?
I don't buy that roots-rock-reggae bullshit.
Söylediğin saçmalıkları kaale almıyorum.
Give me "Baby Elephant Walk" with a little reggae beat.
Bana "Bebek Filin Yürüyüşü" nü reggae temposuyla çalsana.
They wanna hear reggae music.
Reggae müziği istiyorlar.
- Reggae?
- Reggae mi?
What is reggae music?
Reggae müziği ne?
I got stamped at the reggae lounge last night.
Dün akşam reggae kulübüne girerken damgalandım.
We're off to the reggae lounge.
Şu reggae kulübüne gidiyoruz.
Wearing a Jamaican hat makes a bold statement about your connection to reggae music.
Jamaika şapkaları giymek reggae müzikle alakalı olduğunun göstergesidir.
Mr President, it wasn't my idea to go to a disco... I wanted to go to the reggae club down the street.
Sayın Başkan, diskoya gitmek benim fikrim değildi... Ben aslında reggae kulübe gitmeyi istemiştim.
Reggae club?
Reggae kulüp?
It gives me great pleasure to ask Dame Reggae Spliff of Port Liac... to switch on this year's illumination.
Liac Limanından Bayan Raggeae Spliff'in yılın ışıklandırmasını....... çalıştırmasını istemek bir onurdur.
Loves opera, reggae and, like any true California girl, the Beach Boys.
Opera ve reggae seviyor ve tüm gerçek Kaliforniyalı kızlar gibi Beach Boys'u.
The sounds that I remember hearing... Was probably reggae, really.
İşittiğimi anımsadığım sesler muhtemelen aslında reggae'ydi.
He would play a lot of reggae records that we hadn't had any chance to come across.
Hiç rast gelme şansımız olmayan reggae plakları çalardı.
reggae didn't phase him.
Funk, soul çalabiliyordu.
I suppose because I always played reggae and played reggae and played reggae.
Şarkı yazmak biraz sorunluydu. Çünkü galiba ben hep reggae dinledim.
So once I stared having ideas for songs,
Reggae de, reggae.
Mick Jones bringing in the new sound of New York and stuff and Simo with his reggae thing and me with my rhythm and blues thing and Topper with all his soul chocks, and we could just do that.
Yeni şeylere açıktık. Mick Jones New York'un yeni müziğini getiriyordu falan ve Simo reggae olayına takmıştı, ben Ritim blues'a ve Topper da tüm soul zımbırtılarına ve o şekilde de yapabiliyorduk.
Yes. Right now, I'm planning a reggae festival on Mercer Island.
Şu sıra Mercer lsland'da bir reggae festivali düzenliyorum.
You guys up for some reggae tonight?
Bu gece reggae için hazır mısınız çocuklar?
Like reggae and the blues.
Reggae ve blues gibi.
Later, when I moved to Belgrade, I felt uneasy seeing some phony reggae band, trying to copy the black Jamaican sound, which is another world and has nothing to do with where we live.
Sonradan, Belgrad'a taşınınca başka bir dünyadan olan yaşadığımız yerle alakası olmayan Jamaika müziğini taklit eden bazı regae grupları beni huzursuz etti.
We used to have a political reggae one called Equality Street.
Bir defasında, Eşitlik Caddesi adında politik içerikli bir reggae yapmıştık.
# # [Reggae, Indistinct]
# # [Reggae Müziği, belli beirsiz]
It turns out him and Bob Marley have more in common than just reggae.
Görünüşe göre onunla Bob Marley arasındaki ortaklık Reggae'den daha fazlası.
It says, "Reggae Hairstyle Rock'n'Roll." Could I be more Japanese?
"Reggae Saç Şekli Rock n'Roll" yazıyor. Bundan daha Japon olamazdı.
But he done smoked so much weed... and listened to so much reggae, he done turned Jamaican.
O kadar çok ot içip, o kadar çok reggae dinledi ki Jamaika'lıya döndü.
I like all music except rap, zouk, salsa, techno, jazz, funk and reggae.
Rap, zouk, salsa, tekno, caz, funk reggae dışında her türlü müziği dinlerim.
There was great music, reggae.
Çok güzel bi müzik yapıyolardı, reggae.
You have a reggae bar in Kusadas.
Kuşadasında barın var reggae...
'The annual reggae barbecue on the barge is go.
'Yıllık olağan regi barbekü partisi için hazırız.
- The reggae barbecue.
- Regi barbeküsüne.
- Listen. A few of us get together at weekends, listen to reggae.
Dinle, biz hafta sonu biraz reggae müzik dinleyeceğiz.
It's like listening to The Brady Bunch with a reggae soundtrack.
Fonda reggae çalarken "Brady Bunch" izlemek gibi.
Right below the reggae tribute.
Sağ altta reggae hediyesi.
You're going to Jamaica to do a video with an old reggae group that I am reinventing.
Sen orada benim yeniden keşfettiğim eski reggae grubunu filme çekeceksin.
- Lf he says, "I like reggae," and you don't... - Which I don't.
Eğer o Reggae seviyorsa ve sen de sevmiyorsan..
I just wanted to say that I hate reggae. - Sorry?
Reggae'den nefret ediyorum demek istedim.
It's slow, everything sounds the same, it's boring, I can't be doing with it.
- Reggae'den nefret ediyorum. Çok yavaş, tekrarlı ve sıkıcı.
Reggae Fever?
- Reggae Fever mı?
The big deal is, it's Reggae Fever. - I know.
- Reggae Fever kısmını büyütüyorum.
- do you see Reggae Fever?
Aynaya baktığında Reggae Fever görüyor musun?
I was just working like crazy... and you were running around and buying reggae CDs.
Ben deli gibi çalışıyordum. Sen de Reggae CD'si peşinde koşuyormuşsun.
- [Reggae ] - [ Cheering] Speech!
Konuş!
- I hate reggae, I hate it.
- Efendim?
- I don't particularly like reggae, either. - Right.
Ben de pek sevmem.