Relief перевод на турецкий
4,134 параллельный перевод
It works. I watch Comic Relief to cheer me up, and when I say cheer me up, I don't mean those shit sketches you have on there.
Neşelenmek için Comic Relief izliyorum mesela, tabii neşelenmek derken o boktan skeçlerden bahsetmiyorum.
Um, uh, it's a relief.
Bu rahatlaıcı.
As a matter of fact, it was a relief.
Aslında rahatladım.
That's a relief.
- Bak şimdi rahatladım!
What a relief.
İçim rahatladı.
If it actually ever happened, I don't know if I'd feel relief or guilt.
Gerçekten ölecek olsan rahatlar miyim, kendimi suçlu mu hissederim bilemiyorum.
Oh... Well, that's a relief.
Rahatladım şimdi.
What a relief to be able to drink in public!
Halk içinde içki içmek çok iyi geliyor.
It may come as something of a relief for you to hear that I will not be marrying Rose.
Bunu duymak sizi rahatlatabilir Rose ile evlenmeyeceğim.
That's a relief.
- Tanrıya şükür.
God, what a relief to be able to drink in public without a policeman pouncing. Down with Prohibition. You can't mean you never had a drink all the time you were there.
Polis üzerime atlamadan halk içinde içki içmek ne kadar da güzel.
It's kind of a relief, though, isn't it?
Aslinda biraz iç rahatlatici, degil mi?
And when I see her, I feel the sweetest relief imaginable.
Onu gördüğümde hayal edebileceğim en güzel rahatlamayı hissediyorum.
That's a relief.
Bu çok rahatlatıcı.
Given the fact that it was an opiate-based pain relief, I think she was stealing Harriet Stone's medication.
Ağrı kesiciler afyonlu olduğuna göre bence Harriet Stone'un ilaçlarını çalıyordu.
- Absolutely. Tax relief improves our competitiveness.
Gelir vergisini azaltmak Danimarka'da rekabetin güçlenmesi için şarttır.
You want the Danes a tax relief of 10 billion give... and 12 billion crowns a year in the increasing the welfare spending.
Jacob, Danimarkalılara 10 milyar kron değerinde vergi indirimi vaat ettin, aynı zamanda sosyal yardımları da yıIda 12 milyar arttıracakmışsın. Şahane. Pek cömertsin.
Such a relief.
Ne kadar rahatlayacak.
Good. That is a relief.
- Bu çok rahatlatıcı oldu.
When he drops them off after a visit, I can see the relief just... wash over George's face.
Onları aldıktan sonra bana bırakırken George'un suratındaki o rahatlamayı görebiliyorum.
That's a relief.
İçime su serptin.
A promised relief to the pain in your knee?
Yoksa dizindeki ağrıyı geçirmek için sana söz mü verdi?
That is a relief.
Bu rahatlattı.
'Joy cigarettes afford relief in cases of asthma and wheezing'and with a little perseverance, effect a permanent cure.'
Keyif sigaraları, astım ve nefes darlığı durumlarında rahatlama sağlarlar. Ve biraz azimle, kalıcı bir iyileşmeyle sonlanır.
Taken for pain relief.
Ağrı kesici olarak alınır.
The city, my readers and myself, all are awash with relief at your return.
Şehir, okuyucularım ve kendim hepimiz dönüşünüzle birlikte dalgalarla yıkanmışçasına rahatladık.
You cannot imagine my relief to hear of your safe return.
Güvenli bir şekilde eve döndüğünüzü duyduğumda ne kadar rahatladığımı hayal edemezsiniz.
Tremendous relief.
Büyük rahatlık.
What a relief!
Oh be!
Shamal winds from the north bring no relief for those living in the Dhofar mountains.
Kuzeyden esen şamal rüzgârı Zufar Dağları'nda yaşayan canlılara rahatlama getirmiyor.
Oh, this is such a relief.
Çok rahatladım.
Imagine her relief when she found out you were a patriot.
Senin bir vatansever olduğunu anladığında onun desteğini hayal et.
If what you're suggesting were actually true, you'd both be experiencing relief.
Eğer varsayımın gerçekten doğru olsaydı, siz ikiniz rahat bir durumda olurdunuz.
That's a relief.
Rahatladım.
It's a relief if that's it but..
Şimdi biraz rahatladım..
It's quite a mystery but I confess to a certain relief he won't be at the table tonight.
Büyük bir gizem ancak itiraf etmeliyim bu gece masada olmayacağı için rahatladım.
Yeah, it's a relief, is what it is.
Evet, bu bir avuntu. lanet olsun.
And we ask for emergency relief before voting is concluded
Oylama, 21 saat içinde sonuçlanmadan evvel...
Yes. I overrule the motion for emergency relief.
Bu acil durum yardımı talebini reddediyorum.
What a relief it will be to stop pretending that we like each other.
Artık birbirimizi seviyormuş gibi davranmamıza gerek olmaması ne rahatlatıcı.
And it's stress relief.
Hem stres de atıyorum.
I've got some St. John's wort for pain relief if you want it.
Acınızı azaltmak için biraz sarı kantaron var isterseniz.
The most painful part is when you realize the first thing you feel is relief.
İşin en acı verici kısmı hissettiğin ilk duygunun rahatlama olduğunu fark etmek.
That fucking flash of relief that confirms that you are awful.
Siktiğimin o rahatlama hissi, senin ne kadar kötü biri olduğunu tasdik ediyor.
2 million for the Beggar Relief fund.
2 milyon Dilenci Yardım fonuna.
So, I donated some money in the Chief Minister's Relief fund.
Ben de Başbakanın Yardım fonundan biraz çaldım.
Thanks a lot, what a relief.
Çok teşekkür ederim. NasıI rahatladım...
I pushed to get you promoted from relief at 33 To a permanent place on squad at 51,
Seni 33'teki dinlenmeden alıp 51'deki Manga'ya kalıcı kadroya terfi ettirdim.
In light of the fact that it would Be incredibly easy to put you back Into a relief rotation,
İşin aslı, seni buradan alıp eskisi gibi dinlenmeye koymak aşırı derecede kolay.
- That's a relief.
- İyi bari.
That's a relief.
Öyle perişan olmuş ki, köprüden atlayıp ölmüş.