Respected перевод на турецкий
2,415 параллельный перевод
I can't say Dastan, perhaps he never respected you as you deserve, and he saw you as someone he could use.
Bir şey diyemem, Dastan. Belki sana, hakkettiğin saygıyı göstermediği gibi yalnızca kullanabileceği biriymişsin gibi baktı.
- And I respected you greatly.
- Ve size saygı duyuyordum.
Director, the thing I regret the most while working at this gallery is discovering that the Director who I admired and respected for so long... was actually wearing an elegant mask.
Efendim bu galeride çalışırken beni en çok üzen şey uzun süredir saygı ve hayranlık duyduğum yöneticimin aslında zarafet maskesi takıyor olduğunu keşfetmek oldu.
So when you said you respected me, it felt like a burden.
Bu yüzden bana saygı göstermeni söyledim bir yükmüşüm gibi hissediyorum.
Ward, a respected fighter. You hope this mismatch doesn't hurt his confidence.
Adil olmayan bu eşleşme, Ward gibi saygın bir dövüşçünün kendine olan güvenini kırmamalı.
Their words must be respected.
Sözleri saygıyla karşılanmalı.
Influential, powerful and respected by all.
Nüfuzlu, güçlü ve saygın.
- I respected you.
- Sana saygım vardı.
I know, you always looked down on me, and I never respected you either.
Biliyorum, beni hep küçümsedin ve ben hiçbir zaman sana saygı göstermedim.
We respected him, and he respected that.
Ona saygı göstermemizi saygIyla karşIlIyordu.
Perhaps because I respected her so much.
Belki de ona çok fazla saygı gösterdiğim için böyle davranıyordum.
I'm not the one abandoning a decent, highly respected job for a joke fishing project and a short-skirted office girl.
Şaka gibi bir balıkçılık projesi ve kısa etekli ayakçı bir kız için iyi ve saygın işini bırakan ben değilim.
Some hard, bad people, connected and respected are fronting and want her found before she can make a sound.
Kızla bağlantısı olan, saygın ve kötü adamlar ağzını açmadan önce onu bulmak istiyor.
I want to be respected as well.
Ben de saygı istiyorum.
Nature has to be respected.
Doğaya saygı duyulmalıdır.
And what I also want, I wanna be respected.
Ve istedigim diğer bir şey de, saygı görmek.
I demand to be respected even though I'm not gonna respect this establishment... or the chicks in it.
Bu kuruma veya içindeki piliçlere saygı duymasam da... Saygı görmek istiyorum.
Even the other girls respected her.
Diğer kızlar bile ona saygı duyardı.
I would appreciate it if you respected.
Saygı duyarsan memnun olurum.
It was 1919, before anyone respected criminal science... before federal powers, before the FBI.
1919 yılıydı, yani kimse suç bilimine saygı duymadan önceydi federal güçler ve FBI kurulmadan önceydi.
No one respected us at that time.
O zamanlar bize kimse saygı duymuyordu.
I've respected that.
Buna saygı duyuyorum.
He loved and respected magic too much.
Sihri çok sever ve saygı duyardı.
What a star wants is to just feel appreciated and respected.
Bir yıldız kıymetinin bilinmesini ve saygı gösterilmesini ister.
Well, I'm an undercover agent for a highly respected federal agency, so...
İtibarı yükse bir federal ajansı için çalışıyor,... yani...
They wanna use you, Diane, a known and respected liberal.
Tanınan ve saygı gören biri olarak, seni kullanmak istiyorlar, Diane.
You're actually respected now.
Artık sana gerçekten saygı duyuyorlar.
I believe I said that I thought we worked well together and that I might disagree with your philosophy, but I respected you.
Galiba, şunu söylemiştim... birlikte çok iyi çalışıyoruz... ve kararını onaylamasamda, sana saygı duyuyorum.
You know what? Down there I'm respected.
Biliyor musunuz, orada bana saygı duyuyorlar.
The only good thing he ever did was disappear. All right? You don't think there's something to be respected in the fact that... he is the best at something?
Yaptigi tek sey kaybolmak, tamam mi bunun hakkında saygı duyulması gereken birşey olduğunu düşünmüyorsun birşey de en iyi mi o?
Deputy Mayor DiNovi and I respected him a great deal, and our deepest sympathies go out to his wife and daughters.
Belediye Başkan yardımcısı DiNovi ve ben ona büyük bir saygı duyardık. Karısı ve kızlarına taziyelerimizi sunuyoruz.
He was a respected officer.
Saygı duyduğumuz bir subaydı.
He was a man that I respected.
Saygı duyduğum biriydi.
You were very well respected.
Oldukça saygın biriydin.
According to my progeny, I was a... I am a barbarian thug who's never respected your authority.
Evladımın dediğine göre eskiden hâlâ da otoritenize saygı duymayan barbar eşkıyanın tekiymişim.
She assures him you're quite respected and your book sits alongside the Bible on many bookshelves.
Ona kitabınızın pek çok kütüphanede İncil ile yan yana durduğunu söylemiş.
Daphne Zimmer was very well-respected in this community.
Daphne Zimmer toplumda saygı duyulan biriydi.
He's now a very well-respected researcher.
Kendisi şu an çok saygın bir araştırmacıdır.
The subterranosaur people have ever feared and respected you, Superman.
Yeraltı Tiranazor halkı senden korkar ve sana saygı duyar, Superman.
Amélie agreed to meet Boris as long as he respected her conditions.
Amélie, tam olarak anlaşmaya uyması koşuluyla Boris'le görüşmeyi kabul ediyordu.
- I respected your father.
- Babanıza saygı duyardım.
I respected your father.
Babanıza saygı duydum.
From a respected warrior to demanding payment for lodging.
Saygıdeğer bir savaşçıdan konaklama için para isteyen birine dönüştün.
And you said that you never wanted to talk about it again, and I have respected that.
Bir daha konuşmak istemediğini söyledin ben de saygı duydum.
She obeyed every label... She performed her civic duty... She respected all legal boundaries...
Etiketlere göre davrandı vatandaşlık görevlerini yerine getirdi bütün yasal sınırlara saygılıydı...
But we are well respected in the city. Great.
Ama bizim de şehirde saygınlığımız var.
Not liked so much, but I respected him.
Pek sevmezdim ama saygı duyardım.
He is a very well-respected designer.
Kendisi çok saygı duyulan bir tasarımcıdır.
They respected Mitchell for who he was.
Mitchell'e olduğu hâliyle saygı duydular.
I respected your parents decision to wait until we took it to the next level.
Sonraki seviyeye geçmeden ailenin kararına saygı göstermiştim.
I respected your decision. What do you want from me?
- Benden ne istiyorsun?