Ressler перевод на турецкий
387 параллельный перевод
Donald Ressler, FBI.
Donald Ressler.
I have an open house at the Ressler place.
Ressler'ların evini müşterilere göstereceğim.
It's in Ressler / Brooks.
Ressler / Brooks kesişiminde.
I do not come here to seduce, Inspector Ressler.
Buraya görevden kaytarmaya gelmedim, Müfettiş Ressler.
This river has strong currents, Mr Ressler.
Nehrin akıntıları güçlüdür, Bay Ressler.
Ressler, you have an insight into what is happening here.
Ressler, burada neler döndüğünün farkında değilsin.
Ressler, you will bring your dead to my laboratory.
Ressler, cesetleri benim laboratuvarıma... getirebilir misin?
We have Winston. Ressler has his dead.
Ressler'ın ise cesetler.
And what is made with it?
- Neden yapsınlar ki? - Yiyecek bulamayanlar bunları içiyor Mr Ressler.
Mr Ressler, you must have thought on the details of these men, commonalities that might bind them?
Mr Ressler bu adamların ortak yanları var mı?
First to die, Mr Ressler.
İlk ölen kimdi, Mr Ressler?
We are there already, Mr Ressler.
- Bunu zaten biliyoruz, Bay Ressler.
Mr Ressler, whether these two played backgammon together or no, it is a current upon which they both float.
Bay Ressler, bu ikisi oturup tavla oynar mıydı bilmem ama ikisi de aynı gemide gidiyorlardı.
Mr Ressler, your likenesses.
Bay Ressler, efendim.
Ressler, the omnibus stations you spoke of?
Ressler, şu omnibuslardan haber var mı?
Inspectors Reid and Ressler, police.
Müfettiş Reid ve Ressler, polis.
Mr Ressler will give it to you.
- Bay Ressler verecek.
It is a rectangle, Mr Ressler.
Burası dikdörtgen, Bay Ressler.
Mr Ressler.
Bay Ressler.
Word of advice, Ressler.
Sana bir nasihat, Ressler.
Ressler.
Ressler.
Donald Ressler.
Donald Ressler.
Agent Ressler?
Ajan Ressler?
I certainly don't want your intelligence, Agent Ressler.
Sizin istihbaratınızla hiç işim olmaz, Ajan Ressler.
Agent Ressler, please.
Ajan Ressler, lütfen ama.
You've read Ressler's book reports.
Ressler'ın raporlarını okudun.
Take a breath, agent Ressler.
Sakin ol, Ajan Ressler.
Ressler, clear!
Ressler, iyi misin?
Ressler, clear?
Ressler, iyi misin!
You're forgetting we want the same thing, Agent Ressler.
Unutuyorsunuz ki, ikimiz de aynı şeyi istiyoruz Ajan Ressler.
Oh, this is Special Agent Donald Ressler of the Federal Bureau of investigation.
Bu FBI'dan Özel Ajan Donald Ressler. Dur, dur, ne...
You get away, Agent Ressler here saves Agent Keen.
Sen paçayı yırtarsın. Ajan Ressler Ajan Keen'i kurtarır.
I always wondered if the stories were true. Ressler :...
Bu hikayeler doğru mu diye her zaman merak etmişimdir.
Ressler :
Tommy Phelps.
Ressler : Freeze!
Kıpırdama!
Ressler?
Ressler?
Then you'll just have to find another criminal to talk to Elizabeth Keen and make fun of Agent Ressler.
O vakit Elizabeth Keen ile konuşup Ajan Ressler ile dalga geçmesi için başka bir suçlu bulursun.
There's a running price on my head, Agent Ressler.
Benim başım ne zaman ödülsüzdür ki, Ajan Ressler?
He means to take me, Agent Ressler, and kill anyone in his way or in his wake.
Amacı beni almak Ajan Ressler ve bunun için ona karşı gelen herkesi öldürecek.
Ressler and Reddington are unaccounted for, presumed down.
Ressler ve Reddington'ın durumu belirsiz, onları kaybettiğimizi düşünüyoruz.
All you have to do to save Agent Ressler's life is come out, Red.
Ajan Ressler'ın hayatını kurtarmak için tek yapman gereken dışarı çıkmak Red!
Agent Ressler here ran that little kick murder squad tried to clip you in Waterloo Station, Red.
Ajan Ressler, küçük saldırı ekibiyle seni Waterloo İstasyonun'da yakalamaya çalışmıştı Red.
And it is you, Red, that can spare or end Agent Ressler's life.
Artık Ajan Ressler'ın hayatını kurtarmak veya sona erdirmek senin elinde Red.
Where's Red and Ressler?
Red ve Ressler nerede?
I think Ressler's in bad shape.
Sanırım Ressler kötü durumda.
Are you really going to let Agent Ressler there just expire?
Ajan Ressler'ın gözünün önünde ölmesine izin mi vereceksin?
Ressler knows the code.
Ressler kodu biliyor.
Ressler!
Ressler!
- Ressler!
- Ressler!
It is drunk, Mr Ressler, by those who cannot find nutrition elsewhere.
Şiddet ve zulüm bu adamları evlerinden millerce uzağa gönderiyor.
Ressler : Air support is on the way.
Hava desteği yola çıktı.