Revolution перевод на турецкий
4,609 параллельный перевод
What is to prevent, say, an uprising? That can lead to revolution.
Diyelim ki bir devrime yol açabilecek bir ayaklanmayı engelleyecek ne var ki?
And the whole idea of revolution will be discredited.
- Ve tüm devrim düşüncesi ortadan kalkacak.
Half the Tributes were in on it. This is the revolution.
Haraçların yarısı bu işe dâhildi.
We need a revolution.
Devrime ihtiyacımız var.
I am Marcos Mendez, leader of the revolution.
Ben Marcos Mendez. Devrimin lideri.
I started my own revolution against every single rotten motherfucker responsible for this violence.
Bu şiddetten mesul olan her orospu çocuğuna karşı kendi devrimimi başlattım.
- Maybe the Industrial Revolution.
- Belki de Sanayi Devrimi.
So let the revolution begin, all around the globe.
Öyleyse, dünya çapında bir devrimin başlatılması gerekiyor.
Revolution!
Devrim!
So... when's that revolution of yours coming?
Ee... Senin devrimin ne zaman geliyor?
When's that revolution of yours coming?
Devrimin ne zaman geliyor?
We have a mini-revolution.
Sendika eylemcisi gibi konuşuyor.
You know this revolution they've just had Pancho Villa, Zapata?
Yaptıkları devrimi biliyorsunuzdur, Pancho Villa'da Zapata'nın başlattığı...
It is key to the future, Revolution energy sector.
Bu geleceğin anahtarı, enerji sektörünün devrimidir.
There could be a revolution any second.
Her an devrim olabilir...
This... is a revolution.
Bu bir devrim.
Revolution begins with decapitation of the State.
Devrim devletin boynunu keserek başlar.
Then I saw bodies blown to pieces in a city at war, while the best men of the revolution went to the scaffold for it.
Sonra savaştaki şehirde paramparça olan vücutlar gördüm devrimin en iyi adamı bunun için darağacına giderken.
You know, like your beautiful revolution in Portugal.
Portekiz'deki güzel devriminizdeki gibi
Yeah. I love Revolution Brewing. I really do.
- Revolution Bira İmalathanesini seviyorum.
The world is about to be transformed into something magnificent and new, and I will lead this glorious revolution.
Dünya büyüleyici ve yeni bir şeye dönüşmek üzere ve ben de bu ihtişamlı devrime önderlik ediyorum.
In the poor backwater of galilee revolution is coming.
Celilenin yoksul bölgesine bir devrim gelmek üzereydi.
They say he could start a revolution.
İhtilal başlatacaklarını söylediler.
Just check out the Ambikapur Revolution Site Page on Facebook.
Facebookta Ambikapur devriminin sayfasına bir bak.
My uncles response has triggered off a revolution here!
Benim amcamın tepkisi burada bir devrimi tetikledi.
is this the beginning of a new revolution?
Bu yeni bir devrimin başlangıcı mı?
On the Ambikapur Revolution Site.
Ambikapur Devrim Sitesinde.
For a short while... even I felt that this businessman from Delhi would create a revolution.
Kısa bir süreliğine de olsa... Delhi'den gelen bu iş adamının bir devrim yaratabileceğini...
Look, Mr. Manav... this so-called Ambikapur revolution of yours... will collapse like a pack of cards... if I reveal that your friend...
Bakın Manav bey... Bu sözde Ambikapur devriminiz... İskambil kartları gibi yıkılacak.
And this anger has so much strength that... if it transforms into a revolution, it can uproot the strongest system.
Ve bu öfke o kadar güçlüdür ki... Eğer bir devrime dönüşürse en sağlam sistemleri bile yerinden sökebilir.
He started an intellectual revolution that set an entire generation free.
Sartre, bütün bir nesli özgür kılan bir entelektüel devrim başlattı.
The first battles of the War of the Revolution were fought at Lexington and...
Devrim Savaşları'nın ilki olan Lexington ve...
The national holiday to celebrate the Revolution.
Devrimi kutlamak için ulusal tatil var.
And for the last time because the next day, with the Revolution, they cut off his head!
Çünkü ertesi gün kellesini kesip devrim yaptık.
The state contends that the accused are responsible for acts of sabotage aimed at facilitating violent revolution and an armed invasion of this country with the intention of overthrowing the government.
Devlet, sanıkların hükümeti devirme niyetiyle şiddet kullanarak devrim yapmayı ve ülkenin silahlı istilasını amaçlayıp gerçekleştirdiği sabotaj eylemlerinden sorumlu olduğunu ileri sürmektedir.
She's plotting a revolution.
Bir devrim planlıyor.
But revolution is our moral obligation, and the only real expression of freedom that we have left.
Fakat devrim bizim manevi görevimiz ve elimizde kalan sadece gerçek özgürlük söylemimiz.
Who led the American Revolution.
- Amerikan Devrimi'ni gerçekleştiren adam.
It's the Industrial Revolution.
Bu bir endüstriyel devrim.
- It's a revolution. - It's a revolution.
- Bu bir devrim.
So I didn't come to join your revolution.
Devrimine katılmaya gelmedim.
A time travel device sent you and seven other terrorists 65 years back in time to foster worldwide revolution against the corporations.
Bir zamanda yolculuk makinesi, şirketlere karşı yapılan dünya çapındaki bir devrime katkı yapasınız diye seni ve... -... yedi teröristi 65 sene geri yolladı.
Revolution against the corporations.
Şirketlere karşı yapılan bir devrim.
The Virginia wine revolution is upon us.
Virginia şarabı devrimi geldi çattı.
This is an active revolution.
Bu gerçek bir devrim.
If you were preaching revolution, well that'd be something, but you're not because that would require courage and a mindset.
Eğer devrim vaazı veriyor olsaydın, bu bir şey ifade edebilirdi ama vermiyorsun, çünkü bu cesaret ve zihniyet ister.
But it wasn't a rebellion, it was a revolution.
Ama bir isyan değildi bu bir devrimdi.
To lead our revolution.
Devrimimizin önderlik edecek...
This is a revolution.
Bu bir devrimdir.
You don't know the revolution going on inside of it.
Beynimin içinde süregelen devrimden haberin yok.
Vive la révolution!
Yaşasın devrim!