Rocco перевод на турецкий
794 параллельный перевод
Rocco, the phone booth, but keep low.
Rocco, telefon kulübesi, eğil.
Among those who met their deaths are Nick Brown, powerful East Side gang leader also Rocco, Brown's lieutenant, and Manny Eckert.
Ölenler arasında Nick Brown, güçlü Doğu Kesim çete lideri ayrıca Rocco, Brown'un sağ kolu ve Manny Eckert var.
You won't get away with it, Rocco.
Bundan kurtulamayacaksın, Rocco.
Johnny Rocco, of course.
Johnny Rocco, tabii.
Johnny Rocco.
Johnny Rocco.
Johnny Rocco the gangster, Mr. Temple.
Gangster Johnny Rocco, Bay Temple.
The one and only Rocco.
Eşsiz Rocco.
Rocco.
Rocco.
Rocco?
Rocco?
Rocco!
Rocco!
He said, "Rocco."
"Rocco" dedi.
Me, Johnny Rocco!
Ben, Johnny Rocco!
Rocco was more than a king.
Rocco, kraldan da öteydi.
Your ideas date back years to the time when America thought... ... it could get along without the Johnny Roccos.
Fikirleriniz ta eskiye, Amerika'nın Johnny Rocco'suz idare edebileceğini düşündüğü yıllara ait.
When Rocco talked, everybody listened!
Rocco konuşunca, herkes dinlerdi!
What Rocco said, went!
Rocco ne derse, o olurdu!
Nobody was as big as Rocco!
Kimse Rocco kadar büyük değildi!
Rocco was standing over me.
Rocco başımda duruyordu.
"Local Deputy Captures Johnny Rocco."
"Yöre Polisi Johnny Rocco'yu Yakaladı."
The great Johnny Rocco.
Muhteşem Johnny Rocco.
The Roccos don't, or they wouldn't be Roccos.
Roccolar istemez, yoksa Rocco olamazlardı.
You think, " I'm better than Rocco.
" Ben Rocco'dan daha iyiyim.
Well, listen, soldier... ... thousands of guys got guns, but there's only one Johnny Rocco!
Pekala, dinle, asker binlerce adamın silahı var, ama sadece bir tane Johnny Rocco var!
- Don't you, Rocco?
- Öyle değil mi, Rocco?
Tell him, Rocco.
Anlat ona, Rocco.
Don't you, Rocco?
Öyle değil mi, Rocco?
Will you, Rocco?
Yetinecek misin, Rocco?
A world in which there's no place for Johnny Rocco.
İçinde Johnny Rocco'ya yer vermeyen bir dünya için.
One Rocco more or less isn't worth dying for.
Ha bir Rocco fazla, ha bir Rocco eksik, uğruna ölmeye değmez.
All right, Rocco.
Pekala, Rocco.
What do I care whether Johnny Rocco lives or dies?
Johnny Rocco yaşamış, yaşamamış, bana ne?
Rocco wants to come back to America, let him!
Rocco, Amerika'ya dönmek istiyorsa, bırakın dönsün!
Me, die to rid the world of a Johnny Rocco? !
Ben, dünyayı Johnny Rocco'dan kurtarmak için mi öleceğim?
Because you made real sense upstairs when you said... ... one Rocco more or less ain't worth dying for.
Çünkü yukarıda söylediğin "ha bir Rocco fazla, ha bir Rocco eksik, ölmeye değmez" sözlerin, çok anlamlıydı.
Not that one Rocco more or less makes any difference in this world.
Dünyada bir Rocco eksik veya fazla, ne değişir.
You're not big enough to do this to Rocco.
Bunu Rocco'ya yapacak kadar büyük değilsin.
It was only Johnny Rocco.
Sadece Johnny Rocco.
Rocco Barbella's been a burden to his mother during the whole of his life.
Rocco Barbella hayatı boyunca annesinin sırtında bir yük olmuş.
- Rocco Barbella?
- Rocco Barbella?
Barbella, Rocco, 32201881, private selective service, unassigned.
Rocco Barbella, 32201881, mecburi göreve seçilmiş askeri er.
I imagine you'd like to hear about Mr. Rocco.
Bay Rocco hakkında bir şeyler duymak istersin sanırım.
Can I see Rocco now?
- Rocco'yu şimdi görebilir miyim?
To find Rocco.
Rocco'yu bulmak için.
I want to see Rocco, Father.
Rocco'yu görmek istiyorum, Peder.
Mr. Rocco was brought to us in need of help.
Bay Rocco da bize yardıma ihtiyacı olduğu için getirildi.
Why did you bring me all the way up here... if you weren't gonna let me see Rocco?
Rocco'yu görmeme izin vermeyecekseniz neden beni buraya çağırdınız o zaman?
Mr. Rocco gave us a complete description of his friend.
Bay Rocco bize arkadaşının bütün özelliklerini anlattı.
What'd Rocco tell you about me?
- Rocco benim hakkımda ne söyledi?
But Rocco is the thief, Father, and you're trying to protect him.
Rocco bir hırsız, Peder ve sen onu korumaya çalışıyorsun.
Dave Rocco killed him, Father, just as sure as I'm going to kill him now.
Dave Rocco öldürdü onu, Peder, şu an onu öldüreceğimden emin olduğum kadar eminim.
See, I'd been watching him ever since Rocco disappeared.
Rocco kaybolana kadar onu izledim.