Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ R ] / Ruse

Ruse перевод на турецкий

635 параллельный перевод
He sent me to fetch water. That was just a ruse.
Beni su almaya yolladı ama bu sadece bir numaraydı.
Because of that ruse, the story about your past came back to light.
Onun yüzünden geçmişin ortaya çıktı.
The prisoner is non other than the police man Juve, and his arrest is just a ruse necessary for investigation to which I am in charge.
Çünkü bu mahkum gerçekte dedektif Juve'den başkası değildir. Tutuklanması, tamamen benim kontrolümde olan bir kurmacadan ibarettir. Charles Pradier
I congratulate you on your ruse, citizens but I beg of you, I implore you no matter what you do to me, spare Charles Darnay.
Bu tezgahınız için sizi kutlarım, yurttaşlar ama size yalvarırım, sizden rica ederim bana ne yaparsanız yapın, Charles Darnay'e kıymayın.
It was a ruse gentlemen.
Bu bir hileydi beyler.
A ruse devised by the Voice of Terror.
"Dehşetin Sesi" tarafından ortaya atılan bir yem.
Our little ruse was entirely successful.
Küçük hilemiz tamamen işe yaradı.
But the ruse was successful.
- Kesinlikle. Ve plan başarılı oldu.
This may be a ruse to divert us... ... from some other part of the perimeter.
Bu dikkatimizi çemberin başka bir yerinden uzaklaştırmak için bir hile olabilir.
It's all a ruse to be noticed.
Hepsi dikkat çekmek için tezgah.
Well, a concentration of troops in Southern England actually is a ruse, you see.
Peki, Güney İngiltere'deki askerlerin bir kısmının aslında bir aldatmaca olduğunu, görüyorsunuz.
By treason, by ruse or by conviction, fall away Sevilla, Algeciras, Cordoba,
Hile, ihanet veya işgal yoluyla cumhuriyetin kontrolünden çıkan yerler :
- That phone call was a ruse. Oh, dear!
- O çağrı bir hileymiş.
You cooked up this ruse to get some money.
Bu üçkağıdı biraz para kazanmak için sen uydurdun.
- A mere ruse, commissioner.
- Önemsiz bir gösteriydi.
I've just thought of a clever ruse.
Aklıma zekice bir fikir geldi.
Zat was a ruse to put us off ze scent.
Bisi atlatmak için numara mı bu?
That's a ruse.
Bu bir entrika.
Can't you see that perhaps these words are traps of language, accomplices of a worn-out culture, a ruse, a linguistic alibi, a linguistic-ideological tangle, that may lead you to the mental peace of formulae?
Bunların, sözcüklerin sükûnetine yol açan dil tuzakları çoktan tükenmiş bir kültürün suç ortakları, bir strateji dilsel bir mazeret, dilsel-ideolojik bir uzlaşma olduğunun farkına varmıyor musunuz?
All the fishermen knows this ancestral ruse.
Tüm balıkçılar, bu hileyi biliyor olacaklar.
They agreed, obviously, as a ruse to get valuable hostages.
Kabul ettiler, hile olarak, rehine elde etmek için.
Or was it a clever ruse?
Yoksa bu kurnazca bir hile miydi?
Is this a ploy? A ruse?
Bu bir taktik mi?
Thus, by a ruse of commodity reasoning, the particularness of the commodity... is used up as it does battle, while the commodity-form... goes towards its absolute realization.
Bu nedenle metanin kurnazligi sonucunda metanin her bir görünümü sonunda savasa girerken genel meta biçimi mutlak gerçeklesmesine dogru ilerler.
Don't try that hackneyed ruse on me.
Şu ucuz ajitasyonlarına başlama gene.
They think it's an enemy ruse.
Orada bunun bir düşman oyunu olduğuna inanıyorlar.
Ray, assuming this isn't just an elaborate ruse,
Ray... Bunun çok iyi hazırlanmış bir oyun olmadığını kabul edelim...
It's a ruse. It's a ploy.
Bu işte bir bit yeniği var.
But then, perhaps it's just a ruse on your part.
Ama belki de bu sadece bir numaradır.
Then why the ruse, Mr. Hopkins?
O zaman yalan neden Bay Hopkins?
It could be a ruse.
Tuzak olabilir.
Dealing with Tie Zhong Tang You take by ruse not by force
Tie Zhong Tang'la anlaşarak onu oyuna getirmeye çalışıyordum
Having lost, they try a ruse!
Onlar Kaybettiler ve bir hile deniyorlar!
It's all a ruse!
Hep yalan dolan.
You know, you're the type of cop that would use a traffic violation as a ruse to pull me over and rape me.
Sen varya, insanı trafik cezası için kenara çekip tecavüz eden polislerdensin.
That will prove, after some creative writing, to be merely a ruse on Mr. Holmes's part.
Biraz kreatif bir yazımla, bu demecin Bay Holmes'in bir oyunu olduğu ortaya çıkacak.
This is simply a ruse to waste five months of training after which you'll claim you can't fly after all because it makes your ears go "pop".
Kulak zarını patlattığı için uçamayacağını iddia ettikten sonra bu talebini, beş aylık eğitim için hile gayreti olarak görüyorum.
This was part of some elaborate ruse, huh?
Olur şey değil. Yani bu ince bir planın bir parçası mıydı?
- Would you be suggesting a ruse?
- Bir dalavere mi öneriyorsunuz?
I wasn't exactly sure what a TV crew from Toledo looked like... but apparently the ruse worked, as we filmed the last truck going down the line.
Toledo'dan gelen televizyon ekiplerinin nasıl olduğunu bilmiyordum ama hilemiz işe yaradı ve üretim bandından çıkan son kamyonu çekmeyi başardık.
It was a ruse designed to throw us off the track.
O bir yemdi, bizi yoldan çıkarmak için.
The peace treaty was a ruse, to give them breathing room time to regroup.
Barış antlaşması bir üçkağıt, onlara yeniden toparlanmaları için verilen bir nefes molası.
So, you concocted an elaborate ruse to bring me here.
Yani beni buraya getirmek için ayrıntılı bir oyun tezgahladınız.
My good fellow do you share our opinion that M. Daladier's recent speech on North Africa was simply a ruse to scupper the nationalist fringe of his own domestic party?
Güzel dostum M. Daladier'nin, Kuzey Afrika hakkındaki konuşmasının, sadece kendi ülkesindeki partinin milliyetçi kanadını çökertmek için bir hile olduğu fikrimize katılıyor musun?
I believe I thought of it as simply another ruse to annoy you.
Galiba bunun sadece sizi kızdırmak için bir hile daha olduğunu sanıyordum.
- I told you it wasn't a ruse.
- Sana kandırmadığımı söylemiştim.
Another peasant ruse, no doubt.
Kesin, başka bir köylü dalaverası.
Sorry about the ruse, gentlemen.
Kandırık için pardon beyler.
We managed to program the holodeck inside the holodeck and used the same ruse Moriarty used on us.
Sanal güvertenin içindeki güverteyi programlamayı başardık ve Moriarty'nin bize çevirdiği entrikanın aynısını kulandık.
A ruse?
Evet.
It is a ruse.
Hayır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]