Sar перевод на турецкий
159,540 параллельный перевод
I'll have the girls here hugging you within hours.
Kızları da alıp buraya gelsin, sana sarılsınlar.
The devil with yellow eyes...
Sarı Gözlü Şeytanı diyorum.
He's in the yellow.
- Sarı haptan içti bugün.
Well, you're literally surrounded by dead animals here.
Ölmüş hayvanlarla etrafın sarılmış.
Body parts wrapped in plastic bin-liners.
Gövde parçaları, plastik kutularda sarılmış.
The wrapping in bin-liners is also a contrasting feature.
plastik kutularda sarılma da farklı.
Yes, the remains were wrapped in paper and then sealed inside of plastic bin liners.
Evet, kalıntılar kağıda sarılıp plastik.... kutuların içine doldurulmuştu.
- Getting good at this.
- Bu işi iyi sarıldın.
The material wrapped round the body parts was newspaper.
Vücut parçalarının etrafına sarılan malzeme gazete imiş.
Our independent forensic scientists confirm the second set of body parts relating to Leonie Collersdale shows cellular freeze-thaw damage similar to what we believe was done to Jackie Laverty's body, and also that the newspaper found wrapping the body parts has been
Bağımsız adli bilim adamlarımız, Leonie Collersdale'nin.... ikinci vücut parçalarının, Jackie Laverty'nin vücuduna..... yapıldığına inandığımız donma-çözülme hasarına benzer şekilde dondurulduğunu tespit etti. Ayrıca gazetede vücut parçalarının sarıldığı gazete parçalarının,
I can't film you doing the hugging move for 20 minutes.
Sizi 20 dakika sarılma hareketi yaparken çekemem.
- What if your gimmick is hugging people?
- Peki özelliğin insanlara sarılmaksa?
But then, of course, you would come back and defeat me with something all-American and awesome, because you're... blonde.
Ama sonra, tabii ki geri gelip beni yeniyorsun çok Amerikan ve harika bir şeyle çünkü sen sarışınsın.
Look, I don't mean to bother, but it's such a nice day out.
Bak rahatsız etmek istemiyorum, ama dışarıda çok güzel bir hava var.
We encourage guests to disconnect as much as possible.
Misafirlerimizin dışarısıyla olan bağlantısını, elimizden geldiğince minimumda tutmak isteriz.
Let's go, out of the kitchen.
Hadi gençler, mutfaktan dışarı.
I need you outside.
Sana dışarıda ihtiyacım var.
How's everything going outside?
Dışarıda durumlar nasıl?
Then one morning, I was in the bathroom, and he called out to me.
Sonra bir sabah, ben banyodayken, beni dışarı çağırdı.
I didn't go out and buy a gun.
Dışarı çıkıp, silah almadım.
I saw this crate of perishables out there, and I thought I...
Dışarıda bu kutuyu gördüm, zarar görmesin diye zili çalayım dedim...
Hey, you gonna go out with us tonight?
Hey, bu gece bizimle dışarı çıkar mısın?
You'll take her out?
Dışarı çıkarır mısın onu?
He opens the register, takes the cash out so that Ray and his guys can come pick it up later.
Kasayı açıp, parayı dışarı çıkarıyor ki daha sonra Ray ve adamları parayı alabilsinler.
Like you're in here... Watching yourself outside.
Sanki buradasın ama dışarıda kendini görüyorsun.
Just hold still and look out the window.
Kıpırdama ve pencereden dışarı bak.
Slowly, so they don't notice slide out of your chair and into the water, and when you see the lights, don't come up until you see me.
- Yavaş ol ama, fark etmesinler. Sandalyenden suya doğru yavaşça süzül. Işıkları gördüğünde de beni görmeden dışarı çıkma.
- We're hanging out tonight.
- Akşam dışarıdayız.
Tim's alive and kicking, out and about on the night of the 17th.
Tim yaşıyor ve yürüyor, 17'nin gecesi dışarıda.
I was shut out and now I'm in.
Dışarıdaydım ve şimdi içeri giriyorum.
Just getting on with things while you were out.
sadece sen dışarıdayken bir şeylerle uğraşıyoruz.
Tim's killer had to get in that flat and he had to get out.
Tim'in katilinin o daireye girmesi ve dışarı çıkması gerekiyordu.
No, actually, I did go out, but I came home first because I forgot to bring a change of clothes.
Hayır, aslında, dışarı çıktım, ama önce eve geldim çünkü kıyafet değiştirmeyi unutmuştum.
If Tim Ifield isn't Balaclava Man, there's another suspect, and he's still out there.
Tim Ifield kar maskeli adam değilse, başka bir şüpheli var ve hala dışarıda.
Stay out and control access.
Sen dışarıda kal. Sen benimle birlikte gir.
We should talk outside and let the forensics crack on, yeah?
Dışarıda konuşmalıyız ve bırakalım adli tıp çalışsın, tamam mı?
Well done, everyone, I'll be on the radio outside if you need me.
Aferin millet, bana ihtiyacınız olursa dışarıda telsizde olacağım.
He wanted to know your whereabouts on the night that you said that you were working.
Senin iş için dışarıya çıktığını söylediğin gece... neler olduğunu sordu.
Now, on the night in question, the 17th, when you were out for that drive, she's claimed she was at home, sick.
Şimdi, söz konusu 17 gecesine dönelim, sürücü.... olarak dışarı çıktığınızda kendisi evde hasta olduğunu iddia etti.
"and FC to enter property."
"FARS Araştırmacıyı dışarıya çıkartır ve FC'yi karantinaya alır."
The boss is so keen to pin Tim's murder on Hana, whilst Balaclava Man's still out there.
Kar Maskeli Adam hala dışarıda bir yerlerde olmasına rağmen, Patron, Tim'in öldürülmesini Hana'ya yüklemek için o kadar istekli ki.
A loner with no-one to provide an alibi, who follows a predictable routine - - out every night to visit his grandma, then clocks in on the night shift.
Şahit bulamayacak kadar, yalnız birisi. Her gece büyükannesini ziyaret etmek için dışarı çıkıyor, sonra gece vardiyasında saatler doluyor.
- Get out and pick up Roz and Nick Huntley.
- Dışarı çık ve Roz ve Nick Huntley'i al getir.
Outside!
Dışarıda!
Must've sat outside for an hour.
Dışarıda bir saat kadar durmuşumdur.
Because all the answers aren't all out there.
Çünkü tüm cevaplar dışarıda değil.
I'm sorry, Madame, but there is a woman outside.
Üzgünüm hanımefendi ama dışarıda bir kadın var.
It's hot out. - Whoo!
Dışarısı sıcak.
Are you guys going out?
Dışarı mı çıkıyorsunuz?
She says I don't take her out enough.
Yeterince dışarı çıkarmıyormuşum.
Was very difficult for him to get out.
Dışarı çıkmak onun için çok zordu.
sara 1871
sarah 4500
sarah jane 103
sarge 1659
sarah connor 20
sarah manning 22
sarah walker 24
sarah jane smith 28
sarcasm 67
saracen 17
sarah 4500
sarah jane 103
sarge 1659
sarah connor 20
sarah manning 22
sarah walker 24
sarah jane smith 28
sarcasm 67
saracen 17