Savings перевод на турецкий
2,161 параллельный перевод
You got any savings, Elsie?
Para biriktirir misin, Elsie?
You're here because I've seen quite a few mining scams. Innocent people losing their life savings. And I don't like it one little bit.
- Buradasınız çünkü birkaç adet maden sahtekarlığı gördüm.Masum insanlar tüm birikimlerini kaybediyorlar.
He bilked many of them out of their life savings.
Pek çoğunun ömrü boyunca biriktirdiği parayı borç diye almış.
Look, brother and I used all of our savings to buy this flat. - Yes.
- Kardeşimle tüm tasarruflarımızı bu daireyi almak için harcadık.
It's just, with this daylight savings time, it's crazy.
Hep şu yaz saati uygulaması yüzünden. Çılgınca.
Hey, i'm trying to teach my son about the importance of savings.
Oğluma tasarrufun önemini anlatmaya çalışıyorum.
- She was a young musician who turning tricks to pay the bills because her abusive boyfriend had taken her savings.
- Film, faturalarını ödemek için binbir dolap çeviren bir müzisyeni anlatıyor. - Çünkü onun ayartıcı sevgilisi bütün birikimini almış.
I could get you my little swimmers at a substantial savings.
Benim küçük yüzücüler, sağlam bir birikim olabilirdi.
we pooled our savings.
Paralarımızı birleştirdik.
I sold my father's sailboat, put it all into a savings account.
Babamın yelkenlisini sattım. Hepsini tasarruf hesabına yatırdım.
I put my life's savings into buying it.
Bunu almak için bütün birikimimi koydum ve sen şaka mı diyorsun!
You put your entire savings into buying me a scooter.. .. without telling me!
Bütün paranı bana scooter almak için mi harcadın bana söylemeden.
To top it off, this scooter has tapped into his savings.
Üstüne üstlük, bütün yatırımını bu scootera harcamış.
Bethlehem Steel, Con Ed, Gillette, Gorton's, Liberty Capital Savings, Lucky Strike, Maytag, North American Aviation, PG Pampers, Playtex, Samsonite, Secor Laxatives, Snyder's Ketchup, Utz.
... Con Ed, Gillette, Gorton's, Liberty Sermaye Yatırımı Lucky Strike, Maytag, Kuzey Amerika Havacılık PG Pampers, Playtex, Samsonite, Secor Müshilleri Snyder's Ketçap, Utz.
savings account closed.
Mevduat hesabı kapanmış.
I, uh, cashed one of my bar mitzvah savings bonds so I could buy 100 flowers.
Ben de ergenlik törenimdeki çeklerden bazılarını bozdurup 100 çiçek alacağım.
If the deceased were to divorce you, you would be cut off from his pre-marital savings, is that correct?
Eğer maktul sizden boşanmak isteseydi evlilik öncesi fonlarından mahrum kalacaktınız... -... doğru mu? - İtiraz ediyorum.
Mr. Maranjian, you were a hedge-fund manager... who supported a lavish lifestyle by robbing your clients blind... in some cases, wiping out their entire life savings.
Bay Maranjian, siz, müşterilerinin paralarını çalan hatta bazı davalarda tüm birikimlerini alan, savurgan bir hayatı destekleyen bir korunma fonu yöneticisiydiniz.
You think people handed me their life savings because of a... because of a suit?
İnsanların bana birikimlerini bir... bir takım elbise yüzünden mi teslim ettiğini sanıyorsun?
I've typed up a price sheet I would like the two of you to peruse, if you'll look down around number 4 or 5, that's when you really start to see some savings.
İncelemeniz için size bir fiyat listesi hazırladım. 4 veya 5 numaraya bakarsanız paradan tasarruf etmeye başladığınızı görürsünüz.
You know, I don't have a retirement fund or a life savings.
Emeklilik günlerim veya acil durumlar için bile bir kuruşum yok.
And it'll be easy with that savings and a roommate.
Bunlardan tasarruf eder, bir de arkadaş bulursam kolay olur.
One of Fletcher's aliases conned a woman named Patty Schultz out of her life savings about a year ago.
Fletcher'ın sahte kimliklerinden biri bir yıl önce Patty Schultz isimli bir kadını birikimleri üzerinden dolandırmış.
Which means, he put up his life savings, and you put up fake paper.
Demek ki o hayatını kurtarıyordu, siz de sahte kağıt parçalarını.
He lost all of our savings.
Bütün birikimlerimizi kaybetti.
You know, ever sinceI, spent my life savings treating indigent peoplesacross the planet, I came back and had to crashat the hospital.
Hayatımı dünyanın diğer tarafındaki yardıma muhtaç insanların hayatlarını kurtarmaya, onları tedavi etmeye adadığımdan geri döndüğümde hastaneye kıvrılmak zorunda kaldım.
You don't want to use your savings. You want to help Janey pay for college.
Biriktirdiklerini harcamak istediğini de sanmıyorum çünkü Janey'nin üniversitesini ödemeye yardım etmek istiyorsun.
Hospitals across the country Have reported substantial savings...
Ülkede bunu kullanan hastaneler ciddi miktarlarda tasarruf etmişler...
My savings, my retirement, uh, It all went to my late wife's medical care.
Birikimlerim, emekliliğim hepsi ölen eşimin tıbbi harcamalarına gitti.
Scammed half of Miami out of their life savings.
Miami'nin yarısını dolandırmış.
- My family's entire savings account.
- Ailemin tüm birikimlerini aldınız.
Put our little bit of savings into Howard Burgess, just to get out from under it all, you know.
Küçük bir birikimimiz vardı, Howard Burgess'a verdik. Bizi düştüğümüz durumdan kurtarır umuduyla.
- well, i'm glad my life savings Could broaden your horizons.
Hayatımın senin ufkunun genişlemesine yardımcı olmasına sevindim.
He's the mortgage officer over at the savings and loan.
Birikimlerinizi yönetip size borç para verir.
I had to sell my house, spent all my savings in my retirement.
Evimi satmak zorunda kaldım, biriktirdiğim bütün para gitti.
You can get a small apartment with your savings.
Birikimlerinle küçük bir daire alabilirsin.
Oh, my--I just want to go home, eat with my family, enjoy some holiday savings and a free hot pretzel.
Of ya, sadece eve gidip ailemle yemek istiyorum. Tatil indiriminden yararlanıp bedava sıcak krakerlerden yemek istiyordum.
According to Lieberman, small anatomical differences created large energy savings, setting our ancestors on the path to bipedalism, a path that would eventually lead to us.
İster dört ayak, ister iki ayak üzerinde yürüsün bir şempanze bir insanın yürüyüşüyle baş edemez. Yerçekimi gücüne dayanım konusunda kötü bir tasarıma sahiptir.
Uh, he'd lent a lot of his savings to a marine buddy and he wasn't paying him back.
Denizci bir arkadaşına yüklü miktarda borç vermişti ve geri ödemediğini söylüyordu.
So he spent his entire savings trying to live in the world of his fiancee.
Bütün birikimini nişanlısının dünyasında yaşamak için harcadı.
Why did you withdraw all our savings?
- Niye bankadan tüm paramızı çektin?
Cost me all my savings.
Tüm biriktirdiklerime mal oldu
In the movie Zorba the Greek, the scene where Alan Bates and Anthony Quinn have just lost all their life savings.
"Yunanlı Zorba" filminde, Alan Bates ile Anthony Quinn'in bütün mal varlıklarını kaybettikleri sahne.
He spent most of his savings trying to get everybody over here.
Bütün birikimlerini herkesi buraya toplamak için harcamış.
But by then he had taken me for all my savings.
Ama o zamana dek tüm birikimlerimi silip süpürmüşü.
You have over one million dollars in your savings account.
Hesabında bir milyon dolardan fazla para var.
Made a mess of the west coast, knocking over savings and loans, you know.
Batı yakasında kredi veren ve birikimlerin olduğu bankaları soyar oraların altını üstüne getirirdi.
They didn't have much in savings.
Fazla birikimleri yoktu.
That I bilked all of those investors out of their life savings.
Bütün o yatırımcıları dolandırdığımı düşünüyorsunuz.
All my savings.
Tüm birikimim bu.
I've put down all my savings.
Kahretsin!