Science перевод на турецкий
12,582 параллельный перевод
We call this perfect combination of art and science
Sanat ve bilimin kusursuz bir birleşimi olarak görüyorum bunu.
- The science is good.
- Bilimi eksiksiz.
- Oh, the science is shit!
- Bilimi sikeyim.
Look at the fucking science!
Şu bilime bak amına koyayım.
It is imperative that we raise the standing of our infant science, as the great Charles Darwin has done for Natural History.
Büyük Charles Darwin'in Doğanın Tarihi için yaptığı gibi bebeğimiz olan bilimi ayağa kaldırmalıyız.
Galileo revealed the true workings of the Divine Universe, but for the Darwinists here is no Divine Being, no plan for Humanity or Creation, only the random workings of Nature, poorly described by science.
Galileo, İlahi Evrenin gerçek işleyişini ortaya koydu ama Darvinciler için burada İlahi Varlık yok insanlık ya da Yaratılış için bir plan yok sadece doğanın rastgele çalışmaları bilim tarafından eksikçe tarif edilmiş.
Conchita, you think... you think religion and science can't coexist, right?
Conchita sence sence inanç ve bilim bir arada olamazlar değil mi?
My love, imagine... imagine that I am science and you are religion.
Aşkım farz et ki farz et ki, bilim benim inanç ise sensin.
I don't know if that's science, but it is definitely not religion.
Bu bilim mi bilmiyorum ama inanç olmadığına eminim.
I do not blame Monsieur Sautuola, a mere amateur, for his failure to understand the basic principles of our science.
Acemi olduğu için, bizim bilim dalımızın temel özelliklerini anlamadığı için Bay Sautuola'yı ayıplamıyorum.
You don't want to admit evidence that challenges your beautiful theory, but that is not good science, sir.
Sizin güzel teorinize meydan okuyan kanıtları kabul etmek istemiyorsunuz ama bilim böyle olmaz bayım.
It's against science, against truth,
Bu bilime aykırı, gerçeğe aykırı.
Conchita, I believed in science with a dogmatic Faith, forgetting it is made by men in their own image.
Conchita, dogmatik bir inançla bilime inandım. Ama insanlar tarafından ve insan suretinde yaratıldığını unuttum.
Carried out by a mere amateur, this research may yet help men of science tear aside the veil of ignorance and prove beyond doubt that these paintings are of truly ancient origin.
Çok acemi birisi tarafından yapılan bu araştırma bilim insanlarına yardımcı olabilecek iken gözyaşları ile cahillik perdesi altında kaldı. Ve bu çizimlerin şüphe götürmez biçimde orijinal antikalar olduğunu kanıtladı.
This is science.
Bu bilimdir.
Defense Advanced Research Projects Agency. I'm a physics professor. You a bit of a science buff?
Savunma İleri Araştırma Projeleri Acentası ben bir fizik profesörüyüm biraz bilim meraklısı mısın?
You lecture on the frontier of science, but you kill to keep the status quo? The fact is that the design is indecipherable without both halves. I wouldn't dirty my fingernails to get it back.
gerçek şu ki iki yarı olmadan dizayn deşifre edilemez onu geri almak için tırnaklarımı bile kirletmem ben
Simon was always testing me. I became like a science experiment for him.
Onun için bir çeşit deney haline geldim.
This is a new science.
- Hayır, bu yeni bir buluş.
Science, you may have heard it called.
Adını duymuşsunuzdur.
Once again, science beats magic.
Bir kez daha bilim, sihri yendi.
"and anything you accomplish is science."
"gerçekleştirdiğiniz her şey ise bilimdir."
"The whole history of mankind is nothing but science fiction."
"İnsanlığın bütün tarihi," "bilim-kurgudan başka bir şey değildir."
Your bastard science works to sever the bridge in between the body and mind.
Lanet bilimleri vücut ve zihin arasındaki köprüyü ayırmaya çalışıyor.
But some people seem to think they have inherent knowledge about how to prevent or treat obesity without necessarily studying the science of obesity and that's the dangerous part.
Birtanem... Sen hiç görmedin mi? Kelepçeyle çevrili bilekler...
? Math, Science, History, unraveling the mystery?
Gizem çözülüyor Matematik, Fen, Tarih ile
You can't defy science.
Bilime meydan okuyamazsın.
We excel at three things here, science, social awareness and...
Üç alanda bizden iyisi yoktur ; bilim, toplumsal bilinç ve...
You were the daughter of an Imperial science officer!
İmparatorluk bilim adamlarından birinin kızıydın!
A leap forward in science.
- Bilimde bir sıçrama.
With me is our science editor, Jules Bergman and we are on the air today to bring you a complete report on some very, very important maneuvers to be performed by Apollo 11.
Yanımda bilim yayıncımız Jules Bergman var ve bugün sizlere ; Apollo 11 tarafından yapılan çok ama çok önemli manevraların tam raporunu vermek üzere yayındayız.
His theories and practices are not rooted in science.
Teorileri ve uygulamaları Bilimde kök salmış değildir.
This is fringe science.
Bu saçılma bilimi.
With the aid of science, humble rocks and stones will bridge that mystical gap we know as the leap of faith, leading us closer to God, who, I assure you, ladies and gentlemen, is very real.
Bilimin de yardımıyla, bu taşlar ve kayalar, inancımızı ortaya koyacak ve bizi tanrıya daha da yakınlaştıracak. Sizi temin ederim baylar ve bayanlar, bu tamamen gerçek.
I feel like I'm back in science class.
Kendimi fen sınıfına dönmüş gibi hissediyorum.
Their names will be footnotes in the annals of science after what's about to happen here.
Burada yaşanacaklardan sonra adları bilim kitaplarında bir dipnot olacak.
They contained formulas about the art and science of time travel.
Zaman yolculuğu sanatı ve bilimiyle ilgili formülleri içermekteydi.
They had us hooking up cameras and science gear all over the Station.
Bize istasyonun her yerine kamera bağlattırıp bilim tertibatı döşettiler.
It's a fuckin'fact in forensic science that things begin to rot, they're at their least toxic for you because they are structurally bent on their own self-destruction because, well, it's like an organism.
Bu kahrolası şey adli tıp biliminde çürüklerle başlıyor, en azından senin için zehir oluyor çünkü yapısal olarak kendi kendini yok etmeye eğilimliler çünkü organizma gibiler.
I mean, what's the point of that? Unless they wanna use you as guinea pigs for science.
Yani, seni bilim için kobay olarak kullanmak istemiyorlarsa bunun ne anlamı var ki?
B.A. in biology and computer science,
Biyoloji ve bilgisayar mühendisliği mezunu.
Look, man, I think your little science project's wrecking havoc on the island here.
Adam, bak, ı küçük bilim düşünüyorum. Burada adada projenin tozu dumana katıyor.
In science, there are established truths.
Bilimde, mutlak gerçekler vardır.
it defies medical science.
Tıp bilimine meydan okuyor.
Only one man knows the science.
Bunun nasıl olduğunu bilen tek kişi var.
Sometimes you gotta throw the science out and go with what you know.
Bazen bildiğin yol bilimden üstün gelir.
It's not rocket science.
Alim olmak gerekmez.
Well, sometimes you gotta throw out the science and... go for what you know.
Bazen bildiğin yol bilimden üstün gelir.
Well, look, I, uh... I haven't personally seen blood groups change but it is conceivable, I suppose. Science is only what we know today.
Kan grubu değişimine bizzat rastladığım olmadı hiç ama mantıksız bir şey olduğunu düşünmüyorum.
Science, or rather the men who controlled science, don't appreciate it when their rules are challenged.
Bilim veya başka bir deyişle bilimi yöneten insanlar kurallarına karşı çıkılmasına pek sıcak bakmıyorlar.
Now, we have science.
Artık bilim bizimle.