Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ S ] / Sensitivity

Sensitivity перевод на турецкий

765 параллельный перевод
In the Middle Ages it was believed that during the Sabbath the Devil put some invisible marks on the witch's body, where all sensitivity vanished.
Orta Çağ'da pazar günü boyunca Şeytan'ın cadıların vücutlarına görünmez bir işaret koyduğuna ve işaretin konulduğu yerin tüm hissini kaybettiğine inanılırdı.
As anyone who has studied modern psychology knows, a person with a high sensitivity can under strong stress, here explainable considering that the prisoner is an actor, end up in situations in which they are no longer conscious of their actions.
Çağdaş psikoloji eğitimi alan herkes bilir ki, yüksek duygusallık yaşayan bir şahıs, yoğun stres altında, burada mahkumun oyuncu olduğunu da söyleyebiliriz, hareketlerinin artık bilincinde olmadığı durumlar yaşayabilir.
His culture and sensitivity....... so far above his milieu makes him look like a perfect fool.
Kültür seviyesi ve hassasiyeti içinde yaşadığı toplumun fazlasıyla yukarında olması nedeniyle onu mükemmel bir budala gibi gösteriyor.
This might hurt your Christian sensitivity, dear chaplain, but the whip is absolutely necessary.
Bu Hristiyanlık duyarlığınızı incitiyor olabilir, değerli papaz... ama kırbaç kesinlikle gerekli.
Young Sarah must have sincerity and sensitivity.
Genç Sarah'da içtenlik ve duyarlılık olmalı. Olacak da.
Your Lordship knows where appropriate, to talk about sensitivity.
İstersen onunla kurallar hakkında bir konuş ne dersin? Hayır dün olaylar bu şekilde olmadı baylar.
So boundIessIy tender, but with a profound erotic sensitivity.
Derin bir erotik duyarlılığın yanında büyük bir romantizm vardı.
These newspapermen and their lack of sensitivity.
Gazetecilerde hassasiyetten eser yok.
A phenomenal sensitivity.
Olağanüstü bir hassaslık.
One seldom meets an American girl... with your sensitivity, your sense of appreciation. It's wonderful.
Birisi, takdir duygusu ve hassasiyeti olan bir Amerikan kızıyla, nadiren karşılaşır.Bu mükemmel bir şey.
You're the kind of doctor who works with sensitivity and patience in treating the kind of depression that some women suffer
Sen acı çeken bir kadına sabır ve merhametle yaklaşan türden bir doktorsun.
The homely, rustic scene is brought to life here with great sensitivity.
Köy manzaraları burada büyük bir duyarlılıkla hayata geçirilmiştir.
Perception and sensitivity don't seem to run on your side of the family.
Algılama ve duyarlık ailenin senin tarafında işler görünmüyor.
This sensitivity I can understand.
Bu hassaslık anlıyorum.
Please, a bit more racial sensitivity!
Lütfen, biraz daha ırksal hassasiyet!
By that, I mean he doesn't have your sensitivity.
Demek istediğim, onda sendeki duyarlılık yok.
Your culinary talent, your love of horses, your juvenile sensitivity...
Profesyonel kaliteniz, atlara olan sevginiz, çocuksu hassasiyetiniz...
The sensitivity was in my heart, not my hands.
Hassasiyet kalbimde ellerimde değil.
My God, the sensitivity of our warriors.
Tanrım! Savaşçılarımızın hassasiyeti...
His extraordinary moral sensitivity must have made him feel guilty that, even though he knew about it all from the start, he didn't report it immediately.
Ahlaki yönden gösterdiği olağandışı duyarlılığı kendini suçlu hissetmesine neden olmuş olabilir keza tüm bu olanları başından beri bilmesine rağmen hemen size bildirmedi.
Your wife has extraordinary sensitivity.
Eşinizin sıra dışı bir hassasiyeti var.
I wondered if perhaps there was something which could lower my sensitivity to cold.
Soğuğa olan duyarlılığımı azaltacak bir şey var mı?
Sensitivity of certain Argelian women is a documented fact.
Bazı Argeliuslu kadınların hassasiyetleri bilinen belgelenmiş bir gerçektir.
What strange sensitivity for a woman who watched an execution with the Ambassador of Persia.
- Bir kadın için ne garip bir hassasiyet ve bu kadın ki, Persia elçisinin yaptıklarını izledi.
Sensitivity training is not limited to only those people who think they need it.
Duyarlılık sadece ihtiyacı olan insanlar için değildir.
What he'll lose in strength he'll gain in sensitivity.
Kas gücü olarak kaybettiklerini sinirsel hassasiyet olarak kazanacak.
Yeah, it's very thin, for sensitivity.
Bak bir taraftan öbür tarafı görebilirsin. Evet, çok çok incedir.
This aircraft has shown a sensitivity to this kind of handling....... with immediate loss of control.
Uçak bu şekilde kontrol edilmeye çalışıldığı için farklı tepki vermiş. Ve kontrolü kaybetmişler.
Your sensitivity is in harmony with your humanitarian conscience.
Duyarlılığınız insancıl bilincinizle her zaman uyum içinde.
I love sensitivity and tact in a man!
Ben, bir erkekte hassasiyeti ve inceliği severim!
And we're increasing audio sensitivity.
Sese hassaslığı da arttırıyoruz.
your sensitivity offends me, dear Count.
Hassasiyetiniz beni incitti, sevgili Kont.
I've never doubted your courage and sensitivity.
Cesaretinden ve hassasiyetinden asla kuşku duymadım.
In my case, all my sexual sensitivity was completely destroyed. My sister lost her mind.
Bana etkisi, cinsel hassasiyetimin tamamen yok olması oldu.
Perhaps talent, sensitivity and character are no longer privileges of the so called upper class
Belki de yetenek, duyarlıIık ve karakter sözde üst sınıfların ayrıcalığı değildir artık.
Sensitivity is a rare thing these days.
Hassaslık bu zamanda iyi bir şey değil.
She is a girl of extraordinary sensitivity and talent.
Son derece hassas ve yetenekli bir kız o.
SENSITIVITY TRAINER ENCOUNTER GROUPS OF CLEVELAND, INC
DUYARLILIK EĞİTMENİ CLEVLAND'DA BİR ŞİRKETTE ÇALIŞIYOR
In your opinion, sensitivity dulls with age... and what happened yesterday was... only in bad taste, is that it?
Senin düşüncene göre, duyarlılık yaşlandıkça körelir dün gece olan şey de yalnızca zevksizlikti, öyle mi?
You can see how sensitivity, morality and intelligence sits.
Burada hassasiyeti, fazileti ve zekâyı görebilirsin.
It's mainly responsible for pattern recognition intuition, sensitivity, creative insights.
Ana görevi şekilleri tanıma önseziler, duyular ve yaratıcı algılardır.
How profoundly natural, how strong she is, there's so much sensitivity and understanding in her!
O derin doğallık, o güç, o duyarlılık, o anlayış muhteşem!
Bandaging like that, you know, calls for sensitivity from the person applying it, and from the one who feels it.
Sargı sarmak saranda büyük bir hassaslık ve hissiyat gerektirir.
We're working to raise the consciousness of the vegetarian minorities with diet sensitivity training so that people will be able to deal...
Şu an diyete yönelik eğitim vererek vejateryen azınlıkların bilinç seviyesini yükseltmeye çalışıyoruz böylece insanlar karşılaştıkları...
Well, I'd... I'd like to suggest the implementation of what we call "sensitivity rehabilitation."
"Duyarlılık rehabilitasyonu" adını verdiğimiz uygulamayı önermek istiyorum.
What's the sensitivity?
Hassasiyeti ne?
That's just what I've always admired in you, Dad - you're overflowing with innate sensitivity and charm.
İşte senin her zaman takdir etmemin sebebi bu baba - doğuştan hassas ve çekicilikle dolup taşıyorsun.
Have a little sensitivity.
Biraz duyarlı ol.
Intelligence and sensitivity must be affected out there.
Zeka ve duyarlılığın etkisi olmalı.
And for you, because you have the sensitivity to understand,
Tekrar yerine koymak için geldim. Ve senin için, çünkü sen anlama duyarlılığına sahipsin, asla hayal etmediğin şeyleri sana sunuyorum.
No sensitivity left.
Hassasiyet kalmamış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]