Sentences перевод на турецкий
1,203 параллельный перевод
He's probably testing the blood... carrying out his death sentences on the afflicted.
Muhtelemen kanı test ediyor... ölüm cümlelerini kederine naklediyor.
He's serving triple life sentences.
Üç ayrı davadan hüküm yedi.
I'm servin'eight consecutive life sentences. I am not getting off this plane.
Ben ardarda 8 ayrı ölüm cezası aldım. Bu uçaktan ayrılmıyorum.
Serving nine life sentences.
Ömür boyu hapse mahkum edilmiş.
" By order of the Holy Church of Languedoc, the Tribunal of the Inquistion sentences the heretic Gerard Breuil to be burnt at the stake, along with all his writings, for straying from the way of Our Lord
Yüce Languedoc Kilisesi'nin fermanı : Engizisyon mahkemesi kâfir Gerard Breuil'in ve tüm yazdıklarının yakılmasına hükmetti.
The High Court abstains from capital punishment and sentences the accused to five years in prison
Yüce mahkeme, haklarında idam cezası vermedi. Ve 5 yıl hapis cezasına hükmetti.
Try to finish your sentences.
Cümleni bitirmeye çalış.
And, unlike in your country, sentences are carried out within a week.
Ve, senin ülkenden farklı olarak, idamlar bir hafta içinde yerine gelir.
A couple of sentences, a question or two.
Birkaç cümle, bir iki soru.
Says here that they've all been sentenced to consecutive life sentences.
Burada, hepsinin müebbet hapse mahkum olduğu yazıyor.
A p.o.w. Named teager may be back home carrying out death sentences... against the men that left him in vietnam.
Teager adlı bir gerilla eve onu Vietnam'da terk eden adamları öldürmek için gelmiş olabilir.
Constructing sentences?
Cümle kurmayı mı?
Fifteen sentences beginning with "I like."
"Hoşuma gitti" diye biten 15 cümle.
If this wicked person happens to be in this court... let me remind him that sentences for perverting the course of justice... are some of the severest that this court can inflict.
Bu ahlaksız insan bu yargılama sürecinde ortaya çıktığına göre ona, adaletin düzenini bozarak bu mahkemenin en katı hükümleri verebileceğini hatırlatmak isterim.
The people who finished each other's sentences. Remember us?
Birbirinin cümlelerini bitiren insanlar gibi, hatırlıyor musun?
- I'm intrigued You inflict such terrifying sentences haven't you ever had any doubts?
O kadar korkunç cümleler sarfettiniz ki hiç herhangi bir şey hissetmediniz mi, şüphe?
Fleming sentences Jeff to five years in prison.
Fleming ona beş yıl verir.
Let's work on whole sentences.
Daha az ". Önümüzdeki hafta cümleleri tamamlama üzerinde çalışalım.
We do that ; we finish each other's sentences. That's why we're partners.
Bunu hep yaparız, birbirimizin cümlelerini tamamlarız.
It is already a matter of public record that Richard Kibler, while serving as a judge on the state criminal court, took money in exchange for giving out more lenient sentences to three convicted murderers.
Richard Kibler'ın Eyalet Ceza Mahkemesinde hâkim olarak görev yaptığı dönemde, üç cinayet zanlısına para karşılığında daha müsamahakâr cezalar verdiği resmi kayıtlara geçmiştir.
- Before James... all my conversations consisted of two sentences- - "give it to me" and "go home."
- James'den önce bütün konuşmalarım sadece iki cümle içerirdi "bana gel" ve "evine git".
Because you are determined to repeatedly invade the third dimension this tribunal sentences you to stay there for no less than one dimensional interphase.
Sürekli ve kararlı olarak üçüncü boyutu işgal ettiğin için yargıçlar kürsüsü seni bir boyut kesişiminden az olmamak üzere orada kalmaya mahkum etmiştir.
THERE WERE SOME PATIENTS SERVING CRIMINAL SENTENCES WE FELT HAD BEEN MISDIAGNOSED.
Yanlış tanı koyulduğu için cezasını oralarda çeken bazı hastalarımız vardı.
It's three sentences.
Üç cümle.
You both got numbered sentences.
İkiniz de süreli ceza aldınız.
Jack connects the dots to an ongoing criminal enterprise... we get life sentences.
Jack cinayetle ilgili dağınık noktaları birleştiriyor. Geriye çok fazla bir şey kalmadı.
Mr. Bresler, I'm gonna read you a couple of sentences...
Bay Bresler sizden birkaç cümleyi söylemenizi isteyeceğim...
His sentences are often stiff, but always passionate.
Ama senin hiç ciddi bir görünümün yok. Çok ihtiraslısın.
- Severe sentences for all of them.
- Ne olabilir? - Suçlarına göre ceza alacaklar.
Ignatz was stationed as the judge on the Balkan front... where he handed down strict sentences.
Ignatz uzun süre hepsinde yargıç olarak görev aldı.
You got full sentences.
Size tam cümleyle yanıt verdi.
Come on, we only had a couple of sentences to go.
Haydi, birkaç cümle kaldı.
Two sentences?
İki cümle mi?
Even if the judge sentences you for 5 years. I promise you'll be release within 3 years.
sadece 5 sene alırsın.... ama iyi halden 3 senede bile çıkarsın!
scholars of Ohara... your death sentences have been decided!
Şimdi, Ohara'nın bilginleri... Bununla birlikte, ölümünüze karar verildi!
That's ridiculous. And as a matter of public policy... You know, one should be allowed to finish his sentences.
- Sayın Yargıç, çok daha iyi seçenekler var.
Richard, can we talk in whole sentences?
Tam cümlelerle konuşamaz mıyız Richard?
I don't think he's gonna be forming sentences for a while.
Onun bir süreliğine cümle kurabileceğini bile sanmıyorum.
There's a reason my résumé is only three sentences long, Piper.
Özgeçmişimin 3 satırdan oluşmasının bir nedeni var, Piper.
Short, muscular sentences displaying absence of original thinking.
Özgün düşüncelerin eksikliğini gösteren kısa ve erkeksi cümleler.
... and the governor said the crime rate is down... because of longer prison sentences.
... ve Vali'nin dediğine göre suç oranlarının düşmesi... ağır ceza hükümleri yüzündenmiş.
First you go once a week, then three times a week and next thing you know you start sentences, "My shrink says..."
Önce haftada bir gün gidersin, sonra üç gün olur. sonra "Psikologum diyor ki?" yle başlayan cümleler kurarsın.
There are people talking in sentences that have no punch line and they don't even care.
Başka anlamada çekilemeyen cümlelerle konuşan insanlar var ve umurlarında bile değil.
Number one. Pursuant to a charter between your governments and Men-Tel Corporation... your death sentences have been stayed for as long as I see fit.
Hükümetleriniz ve Men-Tel arasındaki anlaşmaya göre ölüm kararlarınız ben uygun gördüğüm sürece durdurulur.
Like your sentences always existed waiting up there in Style Heaven for you to fetch them down.
Sanki kullandığın bütün cümleler "Stil Cenneti" nde onları kullanmanı bekliyorlarmış da sen onları oradan alıp getirmişsin gibi.
In full sentences.
Tam cümlelerle.
Sentencing them to 15 year jail sentences, the judge...
Hakim, on beşer yıl hapis cezası...
Do you believe that woman is talking about sperm... and using sentences with the word "cream" in it?
Bu kadının spermler hakkında konuştuğuna ve kaymak kelimesini kullanmasına inanabiliyor musun?
I can't even finish my sentences. Oh, my! What a day!
Ne gündü ama.
Guilty on all four counts. The Tribunal sentences you to death by hanging.
Savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlar.
The Tribunal finds you guilty on counts three and four and sentences you to death by hanging. Julius Streicher.
Mahkeme, sizi 4 maddeden de suçlu bulmuştur.