She's all i have перевод на турецкий
256 параллельный перевод
- She's all I have.
- Benim tek varlığım o.
She's all I have.
O benim her şeyim.
You can have her for all I care, she's yours!
Onu alabilirsin. O senindir.
After all, she's the only sister I have and I...
Ne de olsa o benim tek kardeşim, ben...
I guess she'll have enough to get by on, that is, when it's all settled up.
Her şey durulduğu zaman ona yetecek kadar parası olacaktır.
I'm not as young as I was, and I want someone to have a firm rein on the business - for Elizabeth's sake. She's all I have.
Eskisi gibi genç değilim, Elizabeth'in iyiliği için şirkete birinin bakmasını istiyorum.
She's all I have.
O sahip olduğum her şey.
- Vera, she's all I have in the world.
- Kızım Vera, sahip olduğum tek şey.
All I have goes to Vera when she marries. Her father's last wish.
Vera evlendiği zaman herşeyim onun olacak, babasının son arzusu.
She's all I have.
Başka kimsem yok.
And I know that there is nothing more in this world that she would desire... than to have a loving husband, all her own... to love her every night, give her a big hug, keep her cozy and warm.
Onun da dünyada en çok istediği şey onu her gece sevecek bir koca. Ona sarılacak, sıcak tutacak biri...
She's all I have left.
Tek varlığım o.
Why do we have to have paper cups when I wanted my... I wanted my green goblets with all the gold on'em, and she wouldn't bring'em down.
Altın sırmalı yeşil kadehlerimi istediğim halde onları aşağı indirmedin de neden bu kağıt bardaklarda içmek zorunda kalıyoruz?
But between you and me... she might have been 15. When you get that little red beaver... right up there in front of you, I don't think it's crazy at all. I don't think you do either.
Ama aramızda kalsın kız 1 5 yaşında da olabilirdi hani.
Apparently all the trains in Germany have had long delays, so I'm sure she must have missed her connection. Oh! What about the Munich train?
Anlaşılan Almanya'daki bütün trenler uzun rötarlar yapmış kızınız aktarmayı kaçırmış olmalı.
She's all I have in this world.
O dünyadaki her şeyim.
She's all the family that Ceddie and I have.
Saddy ile benim tek ailemiz o
After all, she's the only family I have.
Sonuçta, o benim ailemdeki sahip olduğum tek kişi.
Because all I have to do is be the first guy that she runs into.
Çünkü tek yapmam gereken onun karşısına çıkan ilk erkek olmak.
The one comfort I derive from all this is that we could not have saved her. She was dead by the time we found out about Lord Edgware's murder.
Biliyor musun, benim içimi rahatlatan tek şey, onu kurtaramayacak olmamız, çünkü Lord Edgware'in öldürüldüğünü keşfettiğimiz sıralarda ölmüş bulunuyordu.
I have been trying to tell you all night. That girl, she's a guy.
Bütün gece boyunca sana söylemeye çalıştım.
- You mean, she's attacked him for two weeks. First of all, if I recall correctly... you still have Bobby. Whoa, wait a minute!
- 2 haftadır ona saldırıyordu.
She's all I have in the world.
O benim kızım.
I have to go home to get some more things- - my books, my tuxedo... and I want to make sure she's all right.
Baska kalan seyleri de almak icin eve gitmem lazım... kitaplarim, smokinim... ve onun iyi olduguna dair emin olmalıyım.
Put it this way say I rent to a woman Well, she has to have a room with a bath, because otherwise she's got the hall bath tied up all the time, washing her goddamn hair and her clothes and everything she can think of
Şöyle söyleyelim, diyelim odayı bir kadına verdim... mutlaka banyolu bir oda olması gerekir... yoksa koridordaki banyoyu sürekli meşgul eder, sürekli lanet saçını, kıyafetlerini ve aklına ne geliyorsa onu yıkar.
She's all I have.
Hayatımda bir tek o var.
I have this friend, all right, she's a gynecologist in Hollywood.
Bir arkadaşım var, tamam, Hollywood'da jinekologluk yapıyor.
She's been working all day on this dessert. I have.
Yarım saat daha kalın, bütün gün tatlıyla uğraştı.
You know, your man has the head of a fly and he's chasing his wife all over the place, she's trying to hide the jam so as he won't get stuck in it... – I have to stop you there.
Biliyorsun, senin adamda sinek kafası var... her yerde karısının peşine düşüyor, kadın da... kocası reçel kavanozuna düşmesin diye reçeli saklamaya çalışıyor... - Orada dur bakalım.
And the one in the middle, she's got burn scars all over her body. I haven't seen them, but friends of mine have.
Ortadakinin her tarafında yanık izleri var, o yüzden arkadaşlarım...
I think it's so great that you're into this person yet for all you know, she could be 90 years old or have two heads.
İşin güzel tarafı da senin bu kadar etkilendiğin kadının aslında 90 yaşında olması ya da iki kafası olması mümkün.
I'd do anything to defend her, because she's all I have.
Onu korumak için her şeyi yaparım, Çünkü o benim sahip olduğum herşey.
All I know is that she's a ricocheting bullet... and I just have to make sure that when she hits a guy, it's notyou.
Bütün bildiğim o seken bir kurşun... ve bir erkeğe isabet ettiğinde onun sen olmayacağından emin olmalıyım.
She's been throwing me about and rifling all I have, but I'll get into her the back way. And so rifle her for it.
Benim hakkımda atıp tutuyor ve neyim varsa soyuyor fakat onu arka kapıdan içeri alıp onun için ateşleyeceğim.
She's all I have since her mother died.
Annesinin ölümünden sonra sahip olduğum tek şey.
Then my mother asked me to have a daughter, so that she'd become fine I had a daughter, but yet she did not become all right I have been married for 6 years ln these 6 years, I did it only twice, that too at mother's behest!
Sonra annem bir kızım olmasını istedi ve o iyi oldu... Bir kızım var fakat o henüz tam iyi değil Altı yıllık evliyim l have been
I do have all of Prue's memories up until the time that she cast the spell.
Prue'nun büyüyü yapana kadar olan bütün hatıralarını biliyorum.
I just keep worrying that she's gonna have a lousy time and it'll be all my fault.
Kötü vakit geçirecek ve bu benim hatam olacak diye korkuyorum.
- Oh, it was so good! She came home, and he was like, "Where have you been?" And she's all, "I don't have to answer that."
Eve gelince kocası "Nerede Kaldın?" diye sordu "Cevap veremeyeceğim!" dedi, o da "evet, vereceksin!" dedi.
I'll get in trouble. All we have to do is sneak in the graveyard, dig her up, scare the fifth graders and then put her back before anyone notices she's gone. Nah, let's dig up somebody else.
Tek yapmamız gereken gizlice mezarlığa girmek, cesedi çıkarmak, beşinci sınıfları korkuttuktan sonra da kimse fark etmeden onu geri gömmek. — Olmaz, başka birini çıkaralım.
So we'll drop Rudy off at the bus, then all you have to do is drop me off at the bank... and then pick Rudy up at 3 : 30 and drive him over to Carol's house And that's it, she lives on Harvey Lane
Rudy'i otobüse bindireceğiz, sonra tek yapman gereken beni bankaya bırakmak... Rudy'i saat 3 : 30'da alacaksın ve arabayla Carol'un evine getireceksin Hepsi bu, Harvey Lane'de oturuyor.
She's all I have now, Jack, and I want her back so bad...
Bir tek o kaldı Jack.
She's all over her while I have to be the grown-up.
Özellikle de annem hastalandığından beri, tepesinden hiç inmiyor.
Oh, yeah, I have a new assistant manager, and she's all checked out, so she can take care of things.
Tamam, yeni bir yardımcım var ve ortama alıştı, yani işlerle o ilgilenebilir.
I'm freakin'out because Ruby's acting all distant and disinterested... and I don't know if that's her reacting the way she should, because "Screw me" or if it's me overreacting... because I get the distinct impression that we are in a nosedive... and I have reason to believe that it's entirely my fault.
Ruby soğuk ve ilgisiz davranıyor diye kafayı yemek üzereyim ve davranması gerektiği gibi mi davranıyor, o zaman "Allah beni kahretsin" yoksa durumu abartıyor muyum bilemiyorum çünkü kafa üstü çakılmak üzere olduğumuzu hissediyorum ve bütün hatanın bende olduğuna inanıyorum.
She told me to contact all the people that I might have given it to, so they can all be treated.
Bunu alabilme olasılığım olan herkesle iletişim kurmamı söyledi. onlar da hastalığı kapmış olabilirlermiş.
I have to make sure she's all right.
Onun iyi olduğundan emin olmalıyım.
- -anything with all, you know, everything, is going to be just fine, but no- - my friend, she's sick, so we gotta find a place where she can heal- - and you have no idea what I'm talkin'about, do ya?
Burada kilitli... dolayısıyla, biliyorsun, ben... her şeyin ama her şeyin güzel olacağını biliyorum ama arkadaşım için değil... çünkü o hasta, dolayısıyla bir an önce onu iyileştirebilecek bir yer bulmalıyız... ve senin neden söz ettiğim hakkında hiçbir fikrin yok, değil mi?
Whatever. And this witch that works there, Ann Kring... she is the most uptight, repressed clean freak I have ever met in my entire life, so I figure I'm just gonna zone out, put on my headphones, blast some Ministry, I'm all good.
Her neyse, orada çalışan karı, Ann Kring hayatımda bugüne kadar gördüğün en gergin baskı altında kalmış temizlik hastası kadın, böylece ben de her şey görmezden geleceğim, kulaklıklarımı takıp Ministry dinlemeye karar verdim.
But the thing is, it's usually some situation where she just got dumped by this super stud, and she looks at me like I'm a safe bet, and I'm a lot of fun, and she won't have to care, because obviously I should be grateful that she went out with me at all.
Ama aslında, genellikle bir kız çok yakışıklı biri tarafından terk edildiği durumlarda çantada keklik olduğumu düşünebilir benimle olmak eğlenceli ve bana değer vermesi de gerekmez çünkü gayet açık ki benimle çıktığı için minnettar olmalıyım.
I wish I could say I saw more of myself in her... other than we have similar left earlobes... but she's all you.
Keşke kulak memesi haricinde bana benzeyen bir yeri olduğunu söyleyebilseydim. Ama her şeyi sana çekmiş.
she's all yours 169
she's all alone 32
she's all right 262
i haven't heard from you 21
i have a gun 76
i haven't seen you in a while 35
i have a boyfriend 155
i have no idea what i'm doing 30
i have nothing to do 23
i have no idea 2703
she's all alone 32
she's all right 262
i haven't heard from you 21
i have a gun 76
i haven't seen you in a while 35
i have a boyfriend 155
i have no idea what i'm doing 30
i have nothing to do 23
i have no idea 2703
i have to go to school 22
i haven't yet 29
i have to go now 300
i haven't got it 40
i haven't seen it yet 23
i have a wife 82
i haven't 1248
i have to tell you something 352
i have nothing to do with it 22
i have something for you 390
i haven't yet 29
i have to go now 300
i haven't got it 40
i haven't seen it yet 23
i have a wife 82
i haven't 1248
i have to tell you something 352
i have nothing to do with it 22
i have something for you 390