She did it перевод на турецкий
4,400 параллельный перевод
I don't think she did it.
Onun yaptığını sanmıyorum.
Well, I don't think she did it on purpose.
- Bilerek yaptığını sanmıyorum.
I don't know how she did it, but she did it.
Nasıl becerdi bilmiyorum ama yaptı işte.
I don't believe she did it.
Kızın yaptığına inanmıyorum.
I don't believe she did it.
Onun yaptığına inanmıyorum.
I don't believe she did it.
- Ben onun yaptığına inanmıyorum.
She say why she did it?
- Neden yaptığını söyledi mi?
I mean, why she did it.
- Yani neden yaptığı falan.
Why she did it, we do not and cannot know.
Neden yaptığını bilmiyoruz, bilemeyiz.
But I am not interested in why she did it, since I know that when she did it she was not thinking of me. Or of her parents or her cat.
Beni, ailesini ya da kedisini düşünmeden bu işi yaptığını öğrendiğimden beri neden yaptığınla ilgilenmiyorum.
When they ask Mojca, she'll say she did it because of Sabina, Špela will say that her father beats her, Nik will say that he was stoned, and Maruša will clam up.
Mojca'ya sorarlarsa, o Sabina yüzünden yaptığını söyleyecek Spela babasının onu dövdüğünü söyleyecek, Nik kafasının iyi olduğunu söyleyecek, ve Marusa da gıkını çıkarmayacak.
And what you should know is that she did it for me.
Senin bilmen gereken de bunu benim için yapmış olduğu.
- And she did it all with her eyes closed.
- Ve hepsini gözü kapalı yapmış.
Threatening to kill her? It would explain why she did it. And why she was trying to disappear.
Ya da öldürmekle tehdit ediyorsa, neden yaptığını ve neden ortadan kaybolmak istediğini açıklar.
His wife did it for him and she procured one for herself too.
Karisi almaya gitti ve kendisi icin de bir tane temin etti.
She should not confess if she did not do it.
Yapmadığı bir şeyi üstlenmemeli.
I meant she did a fertility spell for me that made it possible.
Demek istediğim, benim için, bunun olmasını sağlayan bir doğurganlık büyüsü yaptı.
Yes, well, I think if you did, she'd find out about it.
- Evet, herhalde bunu yapsan bunu anlardı.
She did have a bonnet, a big one, with ribbons on it, green and purple, I think.
Bonesi vardı, büyük bir tane, üstünde yeşil ve mor kurdeleler vardı galiba.
She knew it, and... so did I.
Bunu biliyordu ve... ben de yaptım.
She was sent to the institution... and I did a lot of stupid things to try and shut it all out... drugs, me and this guy I was seeing broke into a pharmacy.
O tımarhaneye gönderildi... ve ben de denemek ve hepsini geride bırakmak için aptalca şeyler yaptım... ilaçlar, ben ve eczaneye izinsiz girerken gördüğüm şu adam.
What did Mellie know, and when did she know it?
Mellie ne biliyordu, ve ne zaman biliyordu?
She did too. - She think it was me.
- Bunu benim yaptığımı sanıyor!
No, I'm saying if she did make this offer, and I have no knowledge that she did, she was merely using money as a carrot, just as the Eisenstadts used it as a stick.
Hayır, diyorum ki, eğer bu teklifi yaptıysa ve benim bunu yaptığından haberim yoksa parayı yalnızca havuç olarak kullanmış,... tıpkı Isenstadtların bunu sopa olarak kullandıkları gibi.
She spoke to me, and she wondered how I did the job, never knowing if I'd make it home to see my kids.
Benimle konuşmuştu ve çocuklarımı görmek için eve ulaşıp ulaşmayacağımı bilmeden bu işi nasıl yaptığımı merak etmişti.
Congresswoman Jo, why did she handle it like this?
Senatör Jo nasıl iş yapıyor böyle?
She didn't fight it because she completely took responsibility for what she did, and she didn't want to risk being away from her boys for, like, ten years.
O da bununla mücadele etmedi çünkü yaptığının sorumluluğunu tamamen kabullendi ve çocuklarından on yıl gibi bir süre uzak kalmak istemedi.
She did say it was a three-bedroom, and you guys might be looking for a third roommate to, uh... defray the costs.
Evin üç yatak odası olduğundan ve üçüncü bir ev arkadaşı aradığınızdan da bahsetti. Giderleri düşürmek için.
Is it just me, or did she seem to enjoy that a little bit too much?
Sadece bana mı öyle geliyor, yoksa bundan zevk mi alıyordu?
Also known as an M.O. Castle, it's exactly what she did to angelo.
Kızın üslubu buymuş. Angelo'ya da aynısını yapmış.
Okay, did your doctor... did he or-or... or she, uh, try treating it with radiation?
Doktorunuz, adam veya kadın, radyasyonla tedavi etmeyi denedi mi?
Madison did it. She can move things with her mind.
Zihin gücüyle nesneleri hareket ettirebiliyor.
- Then why did she fucking say it?
- O zaman neden öyle söyledi?
She did it.
O yaptı.
So how did she do it?
Peki bunu nasıl yaptı.
Now, I'm sure you guys have the life perspective to understand that, in the scheme of things, it's not really a big deal, and you probably have a similar story about something my mom did when she was my age.
Eminim bu durumun çok önemli olmadığını anlayacak hayat tecrübesine sahipsinizdir ve ve muhtemelen annemin de benim yaşımdayken benzer bir şey yaptığı bir hikayeniz vardır.
She would want to return to Mystic Falls instead, so he promptly ended it, but I did everything in my power to save the life inside me.
Onun yerine Mystic Falls'a dönmeyi isteyecekti o da acilen buna bir son verdi ama içimdeki canlıyı kurtarmak için elimden geleni yaptım.
Did she... look, your mother does know I have it.
Annem... Bak, annen bunun bende olduğunu biliyor.
- Why did she break it off?
- Niye aniden ayrıldı?
It's the price I pay for spending more time with my Army unit than I did with her when she was growing up.
O büyüdüğü sırada işimle daha çok zaman geçirmenin bedeli bu oluyor.
Did she find it and not wear it... or maybe she never got it?
Buldu da mı takmıyor yoksa bulmadığı için mi takmıyor?
No, it sounds like she reacting to something that someone else did.
Hayır, başkasının yaptığını belirtiyor gibiydi.
It didn't work on the girl because she never looks up at the camera, but Po did... once... and it caught this.
Kızın üzerinde işe yaramadı çünkü kız hiç kameraya bakmamış ama Po bakmış. Bir kez. Ve kamera bunu yakalamış.
Where did she get it?
- Bunu nereden bulmuş?
I know it did, and I don't know if it's a good idea or if she's really the one, but you know what?
Öyle olduğunu biliyorum. Bunun iyi bir fikir mi ya da aradığın kişinin o mu olduğunu bilmiyorum. Ama ne oldu biliyor musun?
I want you to know I think it's really great, you doing what you did today for Jen, so she can finally have a baby- -
Bugün Jen için yaptığın şey... gerçekten çok güzeldi, sonunda bebek sahibi olabilecek.
It doesn't look like she did.
Çekmiş gibi görünmüyor.
You know, I did think it was weird she was at the Stowaway last night instead of trying to fix things with him.
Biliyor musun, tuhaf olduğunu düşünmüştüm ; geçen gece Stoway'deydi onunla bazı şeyleri düzeltmek yerine.
Did she tell you with her own mouth that it was a lie?
Kendi ağzıyla her şeyin yalan olduğunu söyledi mi?
And yet through it all, she held her head up and did her job with skill and courtesy and grace, even though there were days when I could see the only thing holding her together was her own force of will.
Yine de başını dik tutup yeteneği, saygısı ve zarafetiyle görevini yaptı. Hem de gördüğüm kadarıyla onu tutan tek şey kendi iradesiydi.
I mean, did she ever mention that it might be even a risk?
Yani, böyle bir riskin olabileceğine dair bir ifadesi oldu mu?
she did it again 17
she did 1380
she didn't 652
she didn't show up 18
she didn't want to 23
she didn't answer 25
she didn't do it 76
she didn't know 63
she didn't come home last night 21
she didn't like it 21
she did 1380
she didn't 652
she didn't show up 18
she didn't want to 23
she didn't answer 25
she didn't do it 76
she didn't know 63
she didn't come home last night 21
she didn't like it 21