She told you that перевод на турецкий
1,614 параллельный перевод
She told you that she could Save me, huh?
Beni kurtarabileceğini söylemişti değil mi?
First of all, she told you that she didn't see the car,
İlk olarak, arabayı görmediğini söylemiş.
She told you that?
Sana mı anlattı?
She told you that?
Bunu sana o mu söyledi?
Has she told you that she's having any problems with her husband?
Size hiç kocasıyla sorun yaşadığından bahsetmiş miydi?
- She told you that?
- Size anlattı mı?
Yes, be thankful she told you that.
- Evet, bunu söylediğine şükretmelisin.
Wait, so she told you that Kate said... that she wants you to start dating again... and then she went out with you?
Kate'in sana tekrar biriyle çıkmaya başlaman gerektiğini söyledi ve bu yüzden mi çıkıyorsunuz?
She told me that you'd been planning to kill her.
Onu öldürmeyi planladığınızdan bahsetti.
She feels funny that we never told you.
Sana hiç söylemediğimiz için kendini garip hissediyor.
You know, how is she better off today knowing the things that I told her?
Ona söylediklerimi bilerek bugünü nasıl geçti?
But then she told you the whole thingNwas a mistake, that it never happened.
Ama sonra sana söylediği herşeyin bir hata olduğunu söyledi, onlar hiç yaşanmamıştı.
Well, if you'd asked me that question a week ago, I could have told you where she'd gone, what she's doing and when she'd be back, but ah... Jill's a bit low at the moment.
Bu soruyu geçen hafta sorsaydınız size nereye gittiğini, ne yaptığını, ne zaman döneceğini söyleyebilirdim ama Jill bu aralar biraz keyifsiz.
I thought that... she'd already told you about us.
Düşündüm ki size bahsetti, bizden yani. Öyle değil mi?
You never told me that she was so pretty.
Bana hiç sevimli olduğunu söylememiştin.
You know, she told me that after your late wife had her driven away, after that was done, she made the decision to remain in hiding out of concern for your political future, a concern that you do not seem to have the good sense to share.
Bana ilişkiniz açığa çıktıktan sonra eşinin onu kovduğunu söyledi. Siyasi geleceğini düşünerek saklanma kararı almış. Alacağın kararlara etki etmemek istemiş.
But which Elena lied to you about! She told me that the car was blue!
Arabasının tarifi Elena yalan söylemiş olsa bile bir görgü tanığı tarafından doğrulandı.
So, she must have told you that her husband beat her.
O zaman size kocasının onu dövdüğünü söylemiş olmalı.
Camille told me that she was close to you.
Camille seni kendine yakın hissettiğini söylemişti.
I told her she shouldn't have lied to you like that.
Sana böyle yalan söylememesi gerektiğini söyledim.
She told me that you guys used to play here together.
Eskiden burada beraber oynadığınızı söyledi.
she was worried that your bullets would hit the plane and depressurize the cabin. i told her it was a myth. how do you know?
Sizin kurşunlarınızın uçağı vurup, kabin basıncını düşürmesinden korkuyor.
{ \ You know, } Your husband sat { \ right } there in that chair and told me that he dropped her in SoHo, where she called you from a pay phone.
Kocanız onu SoHo'da bıraktığını söyledi. Ariana sizi oradaki bir kulübeden aramış.
Edie told me that she takes you out for a birthday drink every year.
Edie, seni her yıl içmeye götürdüğünü söyledi.
Lily went the other way. You know, she was always pushing the envelope. And that night... when she told me that she was gonna have sex with Bobby Gardner, I -
Yani, hep sınırları zorladı ve o gece Bobby Gardner'la seks yapacağını bana söylediğinde, ben- -
When you told her that she was gonna die, did she cry?
Öleceğini söylediğinde ağladı mı?
you cannot tell her that you know or she'll think that i told you, you know?
Ona bildiğini söyleyemezsin. Söylersen sana benim söylediğimi anlar.
yeah, but... i-i told her that we weren't together, but when she called, i just couldn't resist a chance to be with you on your big day. well, it's all right, it's very good to see you.well, i'm gonna get going.
- Artık birlikte olmadığımızı ona söyledim ama arayınca seninle, bu önemli gününde beraber olma şansını kaçırmak istemedim. - Evet, ama... - Seni görmek gerçekten de çok güzel.
Oh, is that what she told you?
- Size öyle mi anlattı?
She never told me when I booked her that she knew you.
Onu tuttuğumda seni tanıdığını bana söylemedi.
I told you that my dear daughter is a bit stubborn but she finished school at the top of her class.
Canım şimdi benimki de dik kafalı falan ama... Okulu birincilikle bitirdi.
You know. You would make her happy. She told me that.
Bana onu mutlu ettiğini söyledi.
No, because she told me that you guys fucked.
Hayır, o bana zaten sizin de sikiştiğinizi söyledi diye.
As she told that you're quite a sportman.
Ayrıca sportif biri olduğunu da söyledi.
My wife told you that she wasn't trying to hit him, you guys act like you don't believe her.
Karım onu vurmaya çalışmadığını söyledi siz beyler, ona inanmıyor gibi davranıyorsunuz.
Just be thankful she even told you that Reina is alive.
Reina'nın hayatta olduğunu söyledi diye şükretmelisin.
She told me that there was another dance tomorrow, and- - You came to tell me that You're going to take her?
Bana yarın bir davet daha olacağını söyledi ve... ve sen de yarın onunla çıkacağını mı söylemeye geldin?
Can you believe that one girl told me she was a writer?
Bana yazar olduğunu söyleyen şu kıza inanabiliyor musun?
Okay, well, what if I told you... she's an eighteen-year-old, hot masseuse... with huge natural breasts, who loves to gourmet cook... watch sports, perform oral sex... and when she's not doing any of that, she saves whales.
Pekiyi, ya sana onun 18 yaşında, ateşli kocaman doğal göğüsleri olduğunu, iyi yemek yapabildiğini spor ve oral seksi sevdiğini ve bunları yapmadığında da, yunusları kurtardığını söylersem?
She sucked and sucked and saw no end. And do you know, what that whore told them! ?
Kız sürekli yalamış, yalamış ama bakmış olacak gibi değil kaltak, ne dese beğenirsiniz?
I told my manager I didn't want to read anything, and then she said, "Okay, there's one script. Read this script and I won't make you read any others." And that was your script.
V-Longate, beynin güçlü kimyasalları vücudun belirli bir noktasına yönlendirerek uyarılmasını sağlar ve size fazladan iktidar ve güç verir.
I've just been so hung up on what Gina told me that I haven't even stopped to think that, you know, maybe she was wrong.
Dediklerimi demek istemedim aslında. Sadece Gina'nın bana söylediklerine çok fazla takmış durumdaydım başka bir şey düşünmüyordum, biliyorsun belki de yanılıyordu.
Well, she told me that you like me a lot.
Şey, beni çok beğendiğini söyledi.
And, in order to protect herself from your retribution, she hid a copy of that letter to be read in the event of her death. And told to you that she had done so.
Bu plandan vazgeçmezseniz sizi ihbar etmekle tehdit etti ve intikam almanızdan korunmak için de, ölümünden sonra polise verilmek üzere, o mektubun bir kopyasını yazıp sakladığını bildirdi.
Is that what she told you?
Size böyle mi dedi?
And you know your friend Alice? She told me that the longuest relationship you ever had is six months.
Arkadaşın Alice ise en uzun ilişkinin altı ay sürdüğünü söyledi.
- But she told me that, that she was uncomfortable with it and that you encouraged her to do it.
- Ama bana dedi ki böyle pek rahatsızmış ve aslında sen heveslendirmişsin.
She told me that you had an affair.
Bana ilişkin olduğunu söyledi.
Judith told me that she broke the news to you, and she said that you were very adult.
Judith, konuyu sana açtığını söyledi ve oldukça yetişkin gibi davrandığını söyledi.
And she told you up front that she didn't want a boyfriend.
En baştan ciddi bir ilişki istemediğini de söyledi.
- That's what it was? - She said she told you.
- Sana anlattığını söyledi.
she told me 344
she told me everything 40
she told you 103
she told me that 29
she told us 16
she tried 35
she turned me down 20
she texted me 29
she turned 16
she tried to kill me 33
she told me everything 40
she told you 103
she told me that 29
she told us 16
she tried 35
she turned me down 20
she texted me 29
she turned 16
she tried to kill me 33