Signs перевод на турецкий
8,157 параллельный перевод
[Gasps] All signs point to Pete.
Bütün işaretler Pete'i gösteriyor.
You see any street signs?
Herhangi bir işaret, tabela bir şey görüyor musunuz?
Reading their vital signs, tracking their movements.
Hayati belirtileri inceleyecek ve her hareketlerini takip edecekler.
Life signs are stable.
Hayati değerleri stabil.
No physical signs of struggle.
Mücadele ettiğine dair bir şey yok.
Signs of a fire.
Ateş izleri var.
But when I started to see signs that something's wrong, I... I just couldn't face it.
Ama bir şeylerin yolunda gitmediğini fark etmeye başladığımda bununla yüzleşemedim.
The signs you're using, they're not ASL.
Kullandığınız işaretler Amerikan İşaret Dili değil ama.
The rest of the signs I... I just made up.
Diğer işaretleri uydurdum valla.
Not just looking for damage, but signs that anyone climbed in from outside.
Sırf zarar gelmesin diye değil dışarıdan tırmanan birini tespit etmek için de.
Parking signs on the south side of the street were moved to the north side.
Sokağın güney tarafındaki tüm levhalar kuzey tarafına taşınmış.
He signs on for a six-year commitment.
Altı yıllık bir taahhüt imzalıyor.
- People filled the Modesto city council meeting, many carrying signs... I'm meteorologist Stu Haines in the Kyww Weather Center.
Kyww Hava Merkezinden meteorolog Stu Haines.
Yeah, Frank's shares go to him,'cause he's the firstborn... and then Franquito signs to me.
Frank'in hisseleri ona gidiyor. Çünkü ilk doğan yakını o. Franquito da hissesini bana veriyor.
There's no dog bowls or leashes, any signs that the victim had a pet.
Köpek kasesi, tasması, kurbanın hayvanı olduğuna dair hiç işaret yok.
The signs are all around us.
Işaretler hepimizin etrafında bulunmaktadır.
I'm probably really gonna hate it, but if you could just maybe wait until Rayna signs off on it...
Büyük ihtimalle de hiç hoşlanmayacağım, ama acaba Rayna gelene kadar biraz beklesen mi?
And we'll assign someone to look at your skin to be sure there are no signs of injection of any kind.
Ayrıca cildini kontrol etmek için de birini görevlendireceğiz ki..... hiç bir enjeksiyon izi olmadığını bilelim.
Even with my eyes, I can see the first signs right there.
Bu gözlere rağmen, ilk belirtilerini şurada görebiliyorum.
This thing's got a lot of moving parts, but... all the signs are pointing in the same direction.
Bu iş oldukça karışık ama bütün işaretler tek bir yönü gösteriyor.
But in the last samples taken, there were definite signs of copper.
Son örnekler alındığında bakır olduğuna dair kesin kanıtlar varmış.
God shows us all signs every day.
Tanrı bize her gün bir işaret gösteriyor.
You know, the guy who signs our checks?
Çeklerimizi imzalayan adamla.
We are no longer allowing signs - in the council chamber.
Bundan böyle artık mecliste pankart yasak.
They're making their own signs. Look.
Kendi afişlerini kendileri hazırlıyorlar.
Nay, they're making their own goddamn signs.
Kendi afişlerini kendileri hazırlıyor!
And if we do, too, if we follow the signs, if we let go of what we expected and accept what is intended, then sooner or later, just like them,
Biz de onlar gibi. İşaretleri takip edersek. Beklentilerimizi bir kenara bırakıp kaderimizi kabul edersek.
The signs were there, I just needed to be sure.
İşaretler ortadaydı sadece emin olmak istedim.
I know you don't wanna hear this, Ian, but you show signs of bipolar disorder.
Bunu duymak istemedigini biliyorum Ian ama bipolar bozukluk belirtileri gosteriyorsun.
Uh, put up a bunch of signs all over the place, saying that I'm here in Tucson.
Etrafa, Tucson'da olduğuma dair birkaç işaret koydum işte.
Are you the one who put up all those "alive in Tucson" signs? Yes! Yes!
- O ilanları yazan sen miydin?
Carol, stop signs are there to mediate traffic.
Carol, dur işaretleri trafiğe yardım etmek içindir.
And traffic doesn't exist anymore, so essentially stop signs don't either.
Ama artık trafik olmadığı için dur işaretleri de yok sayılır.
I am an interpreter of signs.
Ben işaretlere tercüman oldum.
Until the doctor signs off on cause of death, the body will remain in the Ballarat Morgue.
Doktor ölüm belgesini imzalayıncaya kadar ceset Ballarat Morgunda kalacak.
But if you look around, you may not see many signs of that dignity.
Ama etrafınıza bakarsanız o haysiyetin izlerini çok göremeyebilirsiniz.
Who murders prostitutes with some wacky cycle of the planets and then signs his murders with a symbol of Mars?
Kim fahişeleri kaçıkça bir gezegen döngüsüne göre öldürüp sonra da cinayetlerini Mars'ın sembolü ile imzalar?
He signs that deal today, and then you go back to school to finish college... [knocks on door] Grab your breakfast, and we'll eat in the break room, okay?
O bugün şu anlaşmayı imzalıyor, sonra da sen okuluna üniversiteyi bitirmeye dönüyorsun... Kahvaltını al da dinlenme odasında yiyelim, tamam mı?
All signs lead to you, Eva.
Bütün işaretler sana yönlendirdi Eva.
I've got eyes on the target warehouse. But no signs of life.
Hedef depoyu gördüm.
So do not show any signs of acknowledgement.
Başkalarının öğrenmesine izin verme.
But no signs of forced entry.
Zorla girmeye dair bir iz yok.
All signs that it is coming.
Tüm işaretler çıkıyor.
All the lights, cars coming and going, neon signs, fireworks...
Bütün lambaları,... Gelip geçen arabaları, ışıklı reklamları, havai fişekleri...
One times VSA, vital signs absent.
Bir adet kaybımız var.
There were signs of a struggle, some odd skin abrasions they think were due to a stun gun.
Boguşma izleri varmiş şok silahindan kaynaklandigını düşundükleri deri yaniklan...
So did the signs Vera and I saw all day.
Vera'yla bütün gün o işaretlerle karşılaştık.
Signs of a fight.
Mücadele izleri var.
Signs of life.
Hayat belirtisi.
He's got stage four glioblastoma and up until now he's been asymptomatic, but today he was showing acute signs of fatigue, headache, mood swings, disorientation.
O dördüncü aşamada beyin tümörü şu ana kadar semptom göstermemişti ama bugün akut yorgunluk belirtileri gösterdi ruh hali, baş ağrısı, oryantasyon bozukluğu.
If her bloodwork came back positive for signs of meningitis, we could get her into isolation, away from the boyfriend, maybe save her life.
Kanı, menenjit bulguları için olumlu çıkarsa onu karantinaya alabiliriz, sevgilisinden uzağa oraya bir sosyal hizmet görevlisi koyup belki hayatını kurtarırız.