Smelling перевод на турецкий
1,438 параллельный перевод
Crimson, copper-smelling blood.
Kıpkırmızı, bakır kokulu kan.
Why are you smelling Billy's pants?
Neden Billy'nin pantolonunu kokluyordun?
- I was smelling the floor. - Oh.
Yeri kokluyordum.
- No. I'm smelling for mold.
- Ben küf kokusu almaya çalışıyorum.
Sink's full of dishes, basket of my dirty clothes is still there, and I'm not smelling any zucchini bread.
Lavabo bulaşık dolu. Bir sepet dolusu kirli çamaşırım hâlâ duruyor ve kabaklı ekmek kokusu almıyorum.
HEY, MAYBE IT'S FROM SMELLING MR. DUCHET'S COLOGNE, RIGHT? HA HA!
Belki Bay Duchet'nin kolonyasından olmuştur, değil mi?
You're not still smelling my pillow, are you?
Hâlâ yastığımı koklamıyorsun, değil mi?
No But I'm smelling'em
Hayır, ama kokusunu alıyorum.
Maybe he's just smelling the girlish fear.
Belki de sadece kız gibi korkanların kokusunu almıştır.
Yeah, he smelling up my ass, too.
Evet, benim de kıçımı kokluyor.
He started coming into work smelling like booze.
İşe şarhoş gelmeye başladı.
fez, stop smelling the dress.
Fez, elbiseyi koklamayı kes.
We'll be doing more than smelling it this time! We're gonna be able to eat it, too...!
Sonunda gerçek bir yemek yiyebiliriz!
You know, we don't have any problem. But how do you keep your wife from smelling the strippers'perfume on you?
biz bir sorun yaşamıyoruz, ama karının striptizcilerin parfümünden işkillenmesini nasıl önlüyorsun?
in Northern California you begin to believe something's not smelling right here.
başka bir şirketin yapması ; insanları başka sebepler aramaya itiyor.
Give him the smelling salts.
Alkol koklat.
They must be desperate indeed to give the message to this putrid smelling reject.
Mesajı bu kokuşmuş pisliğe taşıttırdıklarına göre acınacak durumda olmalılar.
Ben, I am telling you, the only gas I'm smelling is coming from Pablo.
Ben, inan bana, duyduğum tek gaz kokusu Pablo'dan geliyor.
- Smelling salts, ladies?
- Tuzlu mu kokuyor bayanlar?
Ooh, Pauline what you got over there smelling so good?
Bu kadar güzel kokan nedir orada?
Smelling her smell.
Kokusunu alıyordum.
But how do you keep your wife from smelling the strippers'perfume on you?
... işkillenmesini nasıl önlüyorsun?
in Northern California you begin to believe something's not smelling right here.
... başka bir şirketin yapması ; ... insanları başka sebepler aramaya itiyor.
Y'all got it smelling real right around here.
Evet buradaki her şey enfes kokuyor.
"Get that foul-smelling family out of here! " Now!
- Bu kilisedeki herkes hologramların içini görmek için eğitim almıştır.
I think I might have a leak. I've been smelling fumes through the AC. - I think it's him.
Sanırım bir sızıntı var Klimadan kokular geliyordu
- I was just smelling it.
- Ben sadece kokluyordum.
Well, I've been smelling it for ages, sir.
Efendim, ben yıllardır kokluyorum.
Smelling good?
Sen iyi misin?
I like having them around me, making noises, smelling.
Etrafımda gezinmelerini seviyorum. Çıkardıkları sesleri... Kokularını...
Want me to get you some smelling salts? Come on, buddy. it's time to roll.
Sana biraz amonyak getirmemi ister misin?
Walking past you, smelling that sickening cologne.
Yanından geçiyor, o mide bulandırıcı parfümü kokluyor.
What's hard is looking at you, walking past you, smelling that sickening cologne.
Zor olan, sana bakmak. Yanından geçmek. O iğrenç parfümü koklamak.
Now I'm gonna be smelling to high heaven like a tuna melt.
Şimdi pis pis ton balığı kokacağım.
Headache? Any foul-smelling pustules on your shins?
Bacaklarında iltahap sivilceleri var mı?
Uttering threats or smelling bad or anything.
Tehdit savurmaktan veya kötü kokmaktan, herhangi bi'şeyden.
- I've been smelling it all afternoon.
- Öğleden beri.
Every time he was supposed to be at the chiropractor, he'd come home smelling funny.
Ne zaman masaj yaptırması gerekse eve garip kokularla geliyordu.
Summon that cat-piss-smelling fuckhead and His Holiness the Sheriff.
Kedi sidiği kokan bok kafalıyla, ekselansları yüce şerifi buraya çağır.
Smelling salts is what we're going to administer!
Uçucu tuz vereceğiz ona!
Here is a fucking dose... of smelling salts to your nose!
İşte burnuna bir doz... uçucu toz!
Will you- - will you stop smelling me?
Beni koklamayı keser misin? !
No. No, I- - I've been smelling it for such a long time,
Hayır, hayır.Ben- - uzun zamandır bu kokuyu alıyorum,
- I'm smelling something very funny... coming from the kitchen. - What, Michel?
Ne var Michel?
With a dead octopus, there's a very small window before it starts smelling like just another dead fish.
Ölü bir ahtapotun ölü balık gibi kokması çok kısa sürer.
Sometimes... I can feel what you feel. I can smell what you smelling.
Bazı zamanlar senin hissettiklerini hissedebiliyorum aldığın kokuları duyumsayabiliyorum, gördüklerini bile görebiliyorum.
From smelling a dog, that's impossible.
Bir köpeğin kokusundan mı, Bu imkansız.
He did find the ski masks. By smelling a dog.
Bir köpeği koklayarak yüz maskelerini buldu.
Now I have to spend the rest of the day smelling like..
Şimdi tüm gün boyunca üzerimde...
Um, she's smelling me.
Beni kokluyor.
Then they decompose, and the rotting flesh releases the offending odor that you're smelling now.
Ve sonra sıkışıp kalır, sonra açlıktan ölür. Cesedi kokar. İşte buna leş denir.
smell 166
smelly 39
smells 36
smelly cat 60
smell you later 21
smell it 109
smells like 16
smells delicious 26
smells good 147
smell that 106
smelly 39
smells 36
smelly cat 60
smell you later 21
smell it 109
smells like 16
smells delicious 26
smells good 147
smell that 106