Smithers перевод на турецкий
541 параллельный перевод
- Oh, beautiful shot, wasn't it, Smithers?
Spoon atışımı görmedin mi? Güzel atış, değil mi Smithers?
- No mistake, is there, Smithers?
Bir yanlışlık yok, değil mi Smithers?
Hello, Smithers.
Merhaba Smithers.
- Hello, Smithers. - Ah.
- Merhaba Smithers.
Myra! Bradley Smithers, I've been around this block six times!
Bradley Smithers, binanın çevresinde altı defa dolaştım!
- Thank you, Mr. Smithers.
- Teşekkürler Bay Smithers.
But I wanted to get out here so I wouldn't spoil Smithers's fun.
Ama Smithers'ın eğlencesini bozmayayım diye burada indim.
I was just thinking Smithers would love this.
Düşünüyordum da, Smithers görse bayılırdı.
Well, you see, Peg, it all started with Mr. Smithers's mother-in-law.
Görüyorsun ya Peg, aslında her şeyi Bay Smithers'ın kaynanası başlattı.
Mrs. Smithers is going to drive us.
Bizi arabasıyla Bayan Smithers götürecek.
- Hi, Smithers. How are you?
Merhaba Smithers.
Lee Smithers told me.
Lee Smithers anlattı.
Smithers.
- Smithers.
Smithers. Take this and get it filled at once.
Smithers, bunu korgenerala götür ve hemen doldur.
I mean, Smithers said that it will even prevent locusts from breeding...
İddiamız da bu değil mi? Yani, Smith'ler bu ilaç çekirgelerin üremesini bile önleyecektir...
Smithers know about this?
Bunu... Smith'ler biliyor mu?
Colonel Smithers is giving the lecture, 007.
Albay Smithers konuşmayı yapıyor, 007.
O-oh you've replaced your receiver have you Mr Smithers?
Ahizenizi mi değiştirdiniz Bay Smithers?
This isn't Mr Smithers.
Bay Smithers değilim.
- Smithers. Johnson. Lend a hand.
- Smithers, Johnson, yardım edin!
- Smithers, how's the arm?
- Smithers, silah ne durumda?
- Hello, Smithers.
- Merhaba, Smithers.
Very nice, Smithers.
Çok iyi, Smithers.
Fire that man, Smithers. I don't want him or his unpleasant family to ruin my picnic.
Majesteleri Ned Flanders'ı davet ettiği hatırlıyor musun?
Smithers, every year you outstrip yourself in succulence.
Smithers, her sene kendini biraz daha aşıyorsun.
- Put a smile on his card, Smithers.
- Kartına bir gülücük koy. - Çoktan yaptım efendim.
When I was a young buck my fade-away pitch was compared to the trouble ball of Satchel Paige.
Smithers, ben genç bir delikanlıyken, patentli uzun atışım... ... bir sürü kisi tarafından eski Satchel Paige'inkine benzetilirdi.
- Spit on this for me, Smithers.
- Tükür benim icin Smithers.
I'd like to see our self-styled Valentino tomorrow morning, Smithers.
Sahte Valentino'yu yarın sabah, görmek istiyorum, Smithers.
Smithers, would you leave the room for a minute?
Smithers, bize bir dakika, İzin verir misin?
- How does he do it, Smithers?
Bunu nasıl yapıyor, Smithers?
- Sit there and keep your mouth shut.
- Sadece oturup sesini keseceksin, tamam mı? - Tamam, bay Smithers.
- Proceed, Smithers.
Devam et, Smithers.
- Shut up!
- Kes sesini, Smithers!
My dear, tired old Smithers.
Benim değerli ve bitkin Smithers'ım.
Wait, Mr. Smithers.
Bekleyin, bay Smithers.
- I love you, Smithers. - The feeling is more than mutual, sir.
Seni seviyorum Smithers Duygularım karşılıktan daha fazla, efendim.
Fire that man, Smithers.
Kov bu adamı, Smithers.
Smithers.
Smithers.
Hold me, Smithers.
Tut beni, Smithers.
Smithers, why don't we leave and hopefully, when we return, the pile of money will be gone.
Smithers, neden odadan çıkmıyoruz ve umalım ki, döndüğümüzde, para yığını yok olsun.
The money and a stupid man are still here.
Bak Smithers para veeee salak bir adam hala burada.
- Smithers, tip over this table.
- Smithers, devir şu masayı.
Take me home, Smithers.
Beni eve götür, Smithers.
- Smithers, fire at will.
- Smithers, istendiği zaman ateş.
At last, the world will see you as I always have. Yes. Now don't be stingy with the blush, Smithers.
sonunda dünya sizi, benim sizi gördüğüm gibi görecek efendim evet. yüzü kızarmış cimri biri gibi olma, Smithers
Of course not, Smithers. You're like a doctor.
tabiki hayır Smithers sen bir doktor gibisin
Smithers!
Smithers!
Smithers.
Smithers!
Smithers, come with us.
Smithers, bizimle gel.
- People, please! - [Buzzing ] - [ All Screaming ] [ Smithers] Boy.
Bu sadece bir aile hayatımı eskiden ilginç hale getiren.