So be nice перевод на турецкий
1,006 параллельный перевод
You're the one man, so be nice to her, will you?
Yardım edebilecek tek kişisin bu yüzden O'na iyi davran, olur mu?
She's pregnant, so be nice to her.
Ona lütfen iyi davran, kendisi hamile.
It's his first private showing, so be nice.
İlk kişisel sergisidir. İnsaflı davran.
I must have done something very nice in my life to be so beautifully rewarded.
Bu kadar güzel bir şekilde ödüllendirildiğime göre hayata dair çok iyi bir şey yapmış olmalıyım.
"They thought it would be nice for me to know her, " so that I would have someone my own age to talk to.
Onunla tanışmamın iyi olacağını düşündüler böylelikle konuşabileceğim bir yaşıtım olacaktı.
I never thought that you'd grow up to be so — so very nice to look at.
Büyüyüp bu kadar güzel görüneceğini - asla tahmin edemezdim.
So nice to be walking in the country.
Kasabada yürümek çok güzeldir.
Oh but I thought it would be so nice to have such, such exciting people as our guests. Yes your right.
Ben de böylesi heyecan verici insanları konuğumuz olarak ağırlamamızın iyi olacağını düşünmüştüm.
Oh, it's so nice to be back here again.
Tekrar burada olmak güzel.
Say, it's nice of you, Michael, to be so nice to me while I'm so drunk.
Bu kadar sarhoşken beni eve getirmen büyük nezaket Michael.
You wanted to have a baby of your own... so your father would be as nice to you as he was to your mother?
O kadar. Siz de bir bebek sahibi olmak istediniz. Böylece babanız annenize karşı olduğu gibi size karşı da iyi davranacaktı.
You must be surprised that I'm being so nice to you.
Sana karşı bu kadar nazik olmama şaşırıyor olmalısın.
You're gonna get both of us in trouble, so why don't you be a nice fellow?
İkimizin de başını belaya sokacaksın, bu yüzden niye adam gibi davranmıyorsun?
It would have been so nice to be good friends.
İyi dostların olması harika olurdu.
It would be so nice if something would make sense for a change.
Bir sefercik olsun, bir şeyler anlaşılır olsaydı ne güzel olurdu.
It would be so nice if you could come.
Gelebilseydin, çok iyi olurdu.
Wash behind your ears every day, and eat all your nice raw potatoes so you'll grow up to be a big, fat elephant.
Her gün kulaklarının arkasını yıka, büyük, şişman bir fil olmak için de çiğ patateslerini yemeyi unutma.
Pat, I never knew there could be a place like this or people so nice.
Pat, böyle bir yer olabileceğini hiç bilmezdim ya da böyle iyi insanlar.
So I thought it would be nice if we just had a quiet dinner.
O yüzden sessiz bir akşam yemeği yesek iyi olur diye düşündüm.
It's so nice to be Italian in Italy.
İtalya'da İtalyan olmak çok güzel.
Besides, it's awfully late, so if you'll keep quiet about all this, we'll put Harry back in the morning, nice and clean, and no one will be any the wiser.
Çok geç oldu. Eğer bu konuda konuşmazsanız yarın sabah Harry'i tertemiz gömeriz. En akıllıca olanı bu.
So, you be nice to me.
O halde bana nazik davran.
Everyone will be so nice to me now.
Herkes bana çok iyi davranacak şimdi.
So that would be nice, wouldn't it.
Böyle bir şey iyi olurdu, değil mi?
It's nice to be so manly, but let's not corn it up, huh?
Böylesine erkeksi olmak güzel, ama bunu bayağılaştırmayalım, ha?
It's so nice sometimes to be with someone!
Ah! Bazen ne iyi, biriyle birlikte olmak.
Master, it's our last night, so why not be nice to Madame Sumiko?
Üstad neden Bayan Sumiko'ya nazik davranmıyorsunuz?
So please be nice.
Nazik ol.
So, why don't you be a nice girl and just, uh, run along now.
Uslu bir kız ol ve git.
Why should that pirate be so nice to us?
O haydut bize niye iyilik yapsın ki?
I think I'll catch a little shuteye myself so I can be nice and fresh.
Sanırım kendime biraz çekidüzen vermeliyim. Böylece iyi ve genç görünürüm.
I shouldn't be so nice to you after that sneaky trick you tried to pull out there.
Orda denediğin kurnazca numaradan sonra sana bu kadar kibar olmamam lazım.
And it's so nice to be wanted, isn't it, Sanford?
İstenmek hoşa gidiyor değil mi Sanford?
Wouldn't it be nice if all legal conflicts could be resolved so amicably?
Adli sorunların böyle tatlılıkla çözümlenmesi hoş olmaz mı?
To think that such flimsy little pieces of paper could be the source of so much suffering and tears.
Böyle bir kağıt parçasının..... nice acılara ve gözyaşlarına vesile olduğunu düşünmek..
How nice of you to be so prompt, Mr. Cresnic.
Dakik olduğunuzu gördüğüme sevindim, Bay Cresnic.
You try to be nice. So what do you get?
Kibar olmaya çalışıyorsun ve karşılığında aldığına bak.
It won't be so nice this year.
Bu yıl pek de güzel olmayacak.
If we could come here everyday... it'd be so nice!
Buraya daha sık gelmeliyiz öyle değil mi!
It'd be nice to plant thoughts in heads, so that no one would have bad memories
Düşünceleri kafalarda yetiştirmek hoş olurdu, böylece kimsenin kötü hatırası olmazdı.
It will be so nice if they... tie us together
İkimizi aynı yere kapatıp karşılıklı bağlamaları çok nazikçe olmuş
So have a nice trip, and I hope you'll be very happy and my answer is no.
Onun için sana iyi yolculuklar, dileğim mutlu olmandır, ve cevabım hayırdır.
It would be so nice to get back to plain bread in this house.
Biliyor musun, bu evde yeniden beyaz ekmek yemek güzel olurdu.
Anyway, my old lady's gonna be there, and she gonna get dead in my case if I ain't there, so, look, you have a nice evening, and I'll see you later.
Üstelik eski sevgilim de orada olacak ve orada olmazsam benim durumumda ölüp geçecek. Bu yüzden sen güzel bir akşam geçir, sonra görüşürüz.
Be nice to this poor guy who's been so worried about you.
Sizin için o kadar endişe eden bu zavallı adama, iyi davranmanız gerekir.
Be nice to me little girl so fair, Then you may sit down right there.
Olursan güzel kız çok nazik, yerindir o zaman şuracık.
I'd be so proud if you was a fag... and had a nice beautician boyfriend.
Bir nonoş olsan ve bir de güzellik uzmanı... sevgili bulsan, seninle çok gurur duyardım.
It would be so nice.
İyi olurdu.
OH, IT'LL--IT'LL BE SO NICE. HANDS, PLEASE.
Richard ve Matthew için çok güzel şehir kartları yapıp, masaya kırmızı mumlardan koyabilirim.
I'm taking it from the bottom of the barrel so it'll be nice and cool.
Fıçının en dibinden alıyorum ki buz gibi soğuk olsun.
And how nice to be able to relax when one's intellectual convictions, now and then, with the man who finds them so unconvincing.
İnsanın düşünsel kanaatlerini zayıflatabilmek ne güzel bir şey. Hele ki arada sırada, bunları ikna edicilikten uzak bulan biriyle yapmak.
so beautiful 296
so be it 566
so be careful 78
so bear with me 16
be nice 407
be nice to me 21
be nice to him 34
be nice to her 26
nice 6605
nicely done 303
so be it 566
so be careful 78
so bear with me 16
be nice 407
be nice to me 21
be nice to him 34
be nice to her 26
nice 6605
nicely done 303
nice to meet you 4926
nicely 34
nicer 18
nice try 940
nice to meet you too 134
nice job 563
nice to see you 972
nice one 592
nice shot 303
nice guy 145
nicely 34
nicer 18
nice try 940
nice to meet you too 134
nice job 563
nice to see you 972
nice one 592
nice shot 303
nice guy 145
nice shoes 81
nice meeting you 395
nice and easy 314
nice talking to you 103
nice hat 67
nice catch 108
nice to see you again 321
nice car 134
nice place 288
nice move 87
nice meeting you 395
nice and easy 314
nice talking to you 103
nice hat 67
nice catch 108
nice to see you again 321
nice car 134
nice place 288
nice move 87
nice to see you too 69
nice work 1264
nice shirt 88
nice dress 74
nice outfit 80
nice house 87
nice moves 29
nice to see you guys 16
nice shooting 69
nice work 1264
nice shirt 88
nice dress 74
nice outfit 80
nice house 87
nice moves 29
nice to see you guys 16
nice shooting 69