Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ S ] / So i'm gonna go

So i'm gonna go перевод на турецкий

1,287 параллельный перевод
I knew you weren't gonna go if I didn't go, and I didn't want you to do that, and I didn't want you to miss the opportunity, so I broke up with you.
Ben gitmezsem gitmeyeceğini biliyordum, ve sana bunu yapmak istemedim, ve bu fırsatı kaçırmanı istemedim, o yüzden senden ayrıldım.
AND I'M JUST GONNA GO BACK AND FINISH SO WE CAN ALL GET OUT OF HERE.
Gidip şunu bitireyim ki hepimiz buradan çıkabilelim
I told Ritchie I'd be here, so I'm gonna go say hello to him, and then I'm gone.
Ritchie'yi buraya geleceğimi söylemiştim. Ona bir "merhaba" diyecek ve gideceğim
SO I'M GONNA GO TO THE BATHROOM AND LIE DOWN FOR A BIT.
Ben banyoya gidip biraz uzanacağım.
I'm going to be able to make it through more stuff that I'm going to have to endure as I go into my career later in the future, so I'm gonna be all right.
Kariyerimde yükseldikçe, karşıma çıkacak olan engellere dayanmaktan bahsediyorum.
So I'm gonna go shopping and then I'm gonna see my trainer, and I'll definitely be gone for, like, three hours.
Alışverişe oradan da jimnastik öğretmenimin yanına gideceğim. Üç saat kadar yokum.
So I'm gonna go and check into a hotel room and let you cool down, but we are going to work this out.
Bu yüzden bir otele gidip oda tutacağım ve sakinleşmeni bekleyeceğim. Ama bu işi halledebilir miyiz?
I'm gonna go back to the hotel and work on my tan, so see you later.
Otele dönüp bronzlaşma işimi halletmeliyim, sonra görüşürüz, beyler.
I'm in the dentist's chair getting a power bleaching. So you're gonna have to go ahead without me.
Dişçi koltuğunda dişlerimi beyazlatıyorum, yani bensiz devam etmelisin.
I'm a little wired, so I'm gonna go grab one.
Ben biraz gerginim, gidip bir tane alacağım.
Well, in that case, I'm gonna go home and make dinner so that I can have that conversation.
Bu durumda, eve gidip, bu konuyu konuşabilmemiz için yemek hazırlayayım.
SO IF I'M GONNA SPEND THE NEXT 15 YEARS IN HERE, I WANT TO GO BACK TO BEING THE MAN THAT I WAS,
Yani, eğer bundan sonraki 15 yılı burada geçireceksem, eskiden olduğum adama dönmek istiyorum, insanların korktuğu Escobar'a.
I'm really glad to see you so happy, but I just don't know if everything that happened to you on the bridge is gonna go away so quickly.
Seni böyle mutlu gördüğüme çok sevindim, ama sana o köprüde olan şeyin... bu kadar çabuk geçebileceğinden emin değilim.
So, first thing tomorrow morning, I'm going to go back down to that swimming pool and I'm gonna jump off that high dive shirtless and hairy.
Bu yüzden, yarın sabah ilk iş o havuza geri gidip tramplenden, tişörtsüz ve kıllı olarak atlayacağım.
I'm getting a little freaked out. So I'm gonna go in and check on her.
Meraklanmaya başladım, bak içeri girip ona bir bakacağım.
I got to go find Don, so I'm gonna be home later for dinner.
Don'u bulmam lazım, yemeğe geç gelirim.
So I'm gonna go.
Gitmem gerek.
Being busy I was just gonna go, but I was curious, so I'm here.
Gelip gelmemek konusunda karasızdım, aklım karışmıştı, ama işte buradayım.
So I'm gonna go see the DA, enter your guilty plea and we can settle on a charge and sentence tonight.
Bölge savcısıyla görüşeceğim ve suçu kabul etme dilekçeni vereceğim. Bu akşama kadar hüküm ve cezada anlaşmış oluruz.
Earl, I'm not gonna have time to go to the Crab Shack so I can wire money home.
Earl, eve para yollamak için Yengeç Kulübesi'ne gidecek zamanım kalmayacak.
Well, they're probably gonna frisk me when I go in there, so I wonder if you wouldn't mind holding on to this.
İçeri girince muhtemelen üzerimi arayacaklar. Sakıncası yoksa bunu tutar mısınız?
I would, but I have a final in one hour, so I'm gonna go shower and close my eyes for a bit.
Burada fazladan bir çift göz işime yarar. Kalırdım ama bir saat sonra finalim var.
So I was just gonna go put her in the car.
O yüzden ben de gidip onu arabaya koyacaktım.
your x-ray shows that the metal's embedded in your femur, so I'm gonna go in and remove it while Dr. Hahn and Dr. Sloan repair the damage caused by the infection.
Röntgeninize göre, metal parça kalça kemiginize girmis, o yüzden Sr. Hahn ve Dr. Sloan enfeksiyon sorunuyla ugrasirken ben de onu çikaracagim.
You Know What, Vera? I Think We're Gonna Go In Another Direction, So You Can Leave Now.
Sanırım başka bir şey deneyeceğiz, gidebilirsin.
Clearly not ready to listen, so I'm gonna go.
Açıkçası, beni dinlemeye hazır değilsin. Bu yüzden gidiyorum.
So i'm gonna go, um, to the library to work on the problem set for physics.
kütüphanede çalışmak istiyorum fizik dersime.
But, I'm gonna leave you the van, so you can go... home, or Pittsburgh, or wherever you wanna go, okay?
Lakin sana minibüsü bırakıyorum. Onunla nereye istersen gidebilirsin, eve ya da Pittsburg'a, anlaştık mı?
So I'm gonna go ahead and pop this shirt off and finish this thing once and for all, Charles. Charlie?
Gömleğimi çıkartıp işi kökten halledeceğim, Charles.
So I'm gonna go to chicago, I'm gonna take some time and I'm gonna figure that out.
Chicago'ya gidip biraz ara vereceğim ve buna karar vereceğim.
So I'm just gonna go there and wait for her to come home.
Oraya gidip dönmesini bekleyeceğim.
So we made out for a little while on the couch... and I said, "Okay, I'm gonna go to bed now, so it's time for you to leave."
Bu kadar. Biraz kanepede takıldık ve dedim ki : "Benim uyuma zamanım, senin de gitme zamanın geldi"
you think i'm gonna give you a co-worker's address just so you can go over there and get your freaky peeping-tom rocks off?
Ne yani sen gidip gözetleyesin diye bir çalışanımın adresini vereceğimi düşünmüyorsun değil mi?
So I'm just gonna go.
Ben gideyim artık.
So now if you'll excuse me, I'm gonna go back inside, not tell anyone a thingand mind my own business.
Şimdi izin verirseniz, içeriye gideceğim ve kimseye bir şey söylemeyip kendi işime bakacağım.
But I really... I miss what we had. I'm not gonna just let it go that easily, so...
Ama aramızdaki şeyi özlüyorum ve bunun uçup gitmesine izin vermeyeceğim.
SO I THINK I'M GONNA GO UP, TOO, OKAY?
Ben de yukarı çıkacağım sanırım olur mu?
I'm gonna go get her so that she could take out the needles.
Gidip onu geri getireyim de şu iğneleri çıkarsın.
So I'm gonna go there first, set them up, and then come back to the library, help you guys out, and then probably to and fro between the library and the stadium.
O yüzden ilk önce oraya gideceğim, onları yerleştireceğim, ve tekrar kütüphaneye, size yardım etmeye geleceğim ve sonra da kütüphaneyle stadyum arasında mekik dokurum her halde.
So I'm just gonna go deal with it now.
Ben de gidip halledip geleceğim.
She has an alibi, so I'm gonna go check it out.
Dediklerini doğrulayacak birileri varmış, kontrol edeceğim.
So I'm gonna go ahead and let you two get more acquainted.'Cause that feels right.
Pekala ben içerideyim, siz de tanışmış olursunuz. Çünkü bu bana doğru geliyor.
And you're not letting go, so I'm gonna leave you to it.
ve gelmiyorsun bu yüzden seni bunlarla başbaşa bırakıyorum.
But my centre is back east, so I'm gonna go visit my dad.
Ama benim merkezim Doğu Amerika, babamı ziyaret etmeye gideceğim.
So, I figure I'm gonna go out and get a Ouija board...
Bu yüzden dışarı çıkıp bir Ouija tahtası...
So I guess you're gonna have to go old school on this one.
O yüzden eski yöntemlere başvurayım dedim.
You're not in charge. I'm gonna go find somebody that's in charge, so I can get
Olan biteni aydınlatacak bir şeyler bulmaya.
Are you gonna sign me a paper so I can let them go without documents?
Bana onları belgeler olmadan göndermemi söyleyen bir kağıt imzalayacak mısınız?
But I'm gonna go to bed, so let's talk about it tomorrow.
Yatmalıyım. Bununla ilgili yarın konuşalım.
It's impossible to assess revenues lost, so I'm gonna write a number down, and you either accept it, or we go fighting'.
Maddi kaybı hesaplamak imkansız bu yüzden buraya bir rakam yazacağım ya kabul edeceksiniz ya da mücadeleye devam edeceksiniz.
Guys, I told Rasputia the toilet needed to be reinforced and she said that I should take care of it, so I'm gonna go take care of that.
Çocuklar, Rasputia'ya tuvaletin tamir edilmesi lazım dedim. O da benim halletmem gerektiğini söyledi. O yüzden gidip bu işi halledeceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]